İş Bırakma Eylemi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İş Bırakma Eylemi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kamu Çalışanlarının Merak ettiği konular hakkında bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
Kamu Görevlilerinin İş Bırakması Nedir?
İş bırakma eylemi; kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikanın alacağı karar doğrultusunda ve belirttiği süre içerisinde mali, özlük, sendikal veya her türlü konuda demokratik tepkisini dile getirmek adına görevine gitmemesi veya görevini belirli sürelerde icra etmemesidir. Kamu görevlilerinin iş bırakma eylemleri işçilerin grev hakkı gibi değerlendirilmemelidir. Bilindiği üzere kamu görevlilerinin grev hakkı bulunmamaktadır, ancak belirli ve özel konularda kamu görevlileri seslerini duyurmak veya bir hakkı ilgililerden talep etmek adına iş bırakma eylem hakkını sendikalarının alacağı karar ile duyurabilirler.
Kimler İş Bırakma Eylemine Katılabilir?
İş bırakma eylemleri sendikaların kararları ve organizesi tarafından yürütüldüğünden her kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikanın belirlediği gün ve zaman dilimi içerisinde bu hukuki hakkını kullanması daha usule uygundur. Her ne kadar bu konuda hukuki boşluk olsa da, sonuç itibariyle bir iş bırakma eylemi sonucu her türlü savunma veya idari işlemlerde kamu görevlileri üyesi olduğu sendikanın Yönetim Kurulu Kararını öne sürdüğü için bunun doğal sonucu olarak üyesi olunan sendikanın alacağı karar üzerine sadece o sendikanın üyelerinin bu eyleme iştirak etmeleri daha uygun olabilecektir. İş bırakma eylemine katılmak için kadrolu Devlet Memuru olmak gerekmemektedir. 4/B'li sözleşmeli çalışanlar, 4/C'li çalışanlar, 4924 sayılı kanuna tabi sözleşmeli çalışanlar, Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları (Kamu görevlisi olanlar ve olmayanlarda dahil) ve diğer her türlü kamu görevlileri sendikalarına üye olabilecek kişiler iş bırakma eylemlerine katılabilecektir.
Kimler İş Bırakma Eylem Kararını Alabilir?
İş bırakma veya sendikal faaliyete katılmada kamu görevlilerine bu hak 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununun 'Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi' başlıklı 18.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümden ve iş bırakma ile ilgili tüm yargı kararlarından anlaşılacağı üzere Türk Hukuk sisteminde kamu görevlileri adına iş bırakma eylemini sadece usulüne uygun şekilde kurulmuş sendikalar alabilmektedir. Yine yukarıda izah edildiği gibi, iş bırakma eylemi sonucu oluşabilecek her türlü idari işlem veya savunmaya esas dayanak Sendikaların Yönetim Kurulu kararları olduğu için kamu görevlilerinin bazı meslek odaları veya sivil toplum örgütlerinin bu konuda alacağı kararlara göre iş bırakmaları önerilmemektedir. Sonuç olarak kamu görevlileri açısından iş bırakma eylem kararlarını sadece kamu görevlileri sendikalarının alabilmektedir.
İş Bırakma Eylemlerinin Önemi
Kamu görevlilerinin yargı yolu ile halledilemeyecek, belirli bir düzenleme yapılmasını gerektirecek veya bir konu hakkında yasama ve yürütmenin dikkatini çekecek hususlarda iş bırakma eylemi yapmaları etkili ve ses getirecek nitelikte olabilmektedir. Dolayısıyla bireysel olarak duyurulamayacak konularda sendikaların önderliğinde kamuoyu oluşturmak ve demokratik tepkiyi dile getirmek adına iş bırakma eylemi yapmak en doğrusu olacaktır. Bizler kamu görevlileri olarak kamu hizmetinin aksamamasını ilk isteyecek kişileriz, ancak kamu görevlileri bu yola mecbur bırakıldığı zaman bu hakkımızı kullanmaktan da hiçbir zaman çekinmeyeceğimizi iş bırakarak açıkça ortaya koyarız.
İş Bırakmanın Hukuki Gerekçesi
Kamu görevlilerinin iş bırakma eylemlerine katılmalarından dolayı kamu idareleri kişiler hakkında soruşturma açabilmekte veya bazı idari işlemler yapabilmektedir. Burada öncelikle ve önemle belirtmek istediğimiz husus ise, hiçbir kamu görevlisinin iş bırakma eylemine veya sendikanın alacağı her türlü eylem kararına katılmakta hiçbir tereddüt yaşamaması veya çekinmemesi gerekmektedir. Çünkü bu tür eylem veya iş bırakmalarda istenilen sonuca ulaşılması için katılımın daha çok ve etkin olması gerekmektedir. Ayrıca bu konuda bir çok yargı kararı ve mevzuat hükmü bulunmaktadır. Her ne kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-b maddesi gereği özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmışsa da, sendikaların yetkili kurullarınca alınan karara uyarak mali, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerin korunması için demokratik ve sendikal hakların kullanılması ve sendikal faaliyetlere katılmak Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. Buna göre;
-4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununun 'Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi' başlıklı 18.maddesinde; 'Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez' hükmü bulunmaktadır.
-Türk Ceza Kanununun 'Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi' başlıklı 118.maddesindeki; '(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.' hükümleri gereğince suç unsurunu oluşturmaktadır.
- Danıştay 12. Dairesinin E.2001/3307, K.2001/4415 sayılı kararı ile bir disiplin suçu olarak görülmemiştir. Kararın gerekçesinde şu açıklamaya yer verilmiştir: 'Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak, kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntının kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteğinin sağlanması amacıyla 1.12.2000 tarihinde bir gün göreve gelmemek eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında bir gün süreyle göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı yasanın 125/C-b maddesinde öngörülen 'özürsüz' olarak bir gün göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.'
- Kamu görevlilerinin iş bırakma eylemleri üzerine kamu görevlileri lehine verilmiş kararlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 21.04.2009 tarih ve 6895901 başvuru sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2005/313 Karar ve 2004/4643 Esas sayılı kararı, Mersin İdare Mahkemesinin 2003/813 Karar ve 2002/1295 Esas sayılı kararı, Danıştay 11. Dairesinin 2005/861 Karar ve 2002/871 Esas sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2008/225 Karar ve 2005/5767 Esas sayılı kararı, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2004/1738 Karar ve 2004/1013 Esas sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2005/3529 Karar ve 2005/4499 Esas sayılı kararı, Danıştay 12. Dairesinin 2004/4148 Karar ve 2004/4209 Esas sayılı kararı, Kayseri 1. Asliye Mahkemesinin 2006/234 Karar ve 2001/340 Esas Sayılı Kararı, İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Satılmış ve Diğerleri/Türkiye Davası, Danıştay 8. Dairesinin 1998/4242 Karar ve 1997/4334 Esas sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2001/3157 Karar ve 2000/12071 Esas sayılı kararı.

***Türk Sağlık-Sen'in kamu görevlilerinin iş bırakma eylemi sonucu alınmış disiplin cezası veya her türlü idari işlem üzerine kaybettiği hiçbir dava bulunmamaktadır. Bu güne kadar açılmış her türlü dava sendikamızca kazanılmıştır.

 


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN