2018 Yılının İlk Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı Gerçekleştirildi

2018 Yılının İlk Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı Gerçekleştirildi

Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Mart ayı toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı toplantı salonunda yapıldı.

KPDK toplantısında, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanımız Önder Kahveci ve teknik heyetimiz de hazır bulundu.

SARIEROĞLU: SORUNLARLA İLGİLİ SOMUT ADIMLAR ATMAK İSTİYORUZ

Kamu Personeli Danışma Kurulu Mart ayı toplantısının açılışında bir konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu; Toplantının hayırlı olmasını diledi. Sorunların çözümü noktasında önemli adımlar attıklarını belirten Sarıeroğlu KPDK’yı daha işlevsel hale getirmek adına gayret sarf ettiklerini ifade etti. Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda alınan kararların hayata geçmesi için somut adımlar atılacağını belirten Sarıeroğlu, en azından başka Bakanlıklara bağlı olmayan konuların bir an önce hayata geçirilmesi için girişimlerde bulunulduğunu ifade etti. Sarıeroğlu, toplantının kamu çalışanlarına hayırlı olmasını dileyerek sözlerini noktaladı.

ÖNDER KAHVECİ: KPDK TOPLANTILARI SORUNLARIN ÇÖZÜLDÜĞÜ PLATFORM OLMALIDIR

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanımız Önder Kahveci, toplantıya katılanları selamlayarak başladığı konuşmasında;

şehit yakınlarından kamuya atanmış olanların temizlik, şoförlük vs. gibi hizmetler yerine büro hizmetlerinde çalıştırılmasına ilişkin çıkarılan genelge tarafımızca son derece olumlu bulunmuştur. Biz de Türkiye Kamu-Sen olarak bu konu üzerine hassasiyetle duracak söz konusu çalışanlarımıza büro işleri verilmesi ve bunun dışında işler verilmemesi konusunda azami gayreti göstereceğiz.

Taşeron düzenlemesiyle ilgili bazı aksaklıklar olduğu tarafımıza iletilmektedir.ancak, yapılan düzenlemeyi destekliyor, aksaklıkların da en kısa zamanda çözülmesini umuyoruz. Vekil ebe-hemşire gibi çalışanlar kadro hakkından faydalanamadı. Bunun yanında toplam sayıları 8-9 bin kişi olan kamu dışı aile sağlığı personelinin bu haktan faydalanamamalarını doğru bulmuyoruz.

4/C’li personelin 4/B’li statüye geçirilmesine ilişkin süreç 2 Nisan’da tamamlanmak zorunda olmasına rağmen hala belirsizlikler bulunuyor. 4/C’li personelin hangi pozisyonlarda 4/B’ye geçeceği henüz netlik kazanmış değil. Meslek sahibi personelin diplomalarına uygun pozisyonlara atanması kalifiye insan kaynağımızın verimli kullanılması bakımından önem arz ediyor.

Bununla birlikte, 4/B statüsünün de sorunlu bir istihdam alanı olduğu unutulmamalıdır. Öyle ki,

a) 1. dereceden yakınının vefatı için kadrolu memura 7 gün izin verilirken sözleşmeliye 3 gün izin verilir.

b) Eşinin doğum izni için kadroluya 10, sözleşmeliye 2 gün izin verilir.

c) Sözleşmeli personel evlenirse 3, kadrolu memur evlenirse 7 gün izin alabilir.

ç) Sözleşmeli personel doğum yaparsa 1 yaşına kadar günde 1,5 saat izin, kadrolu doğum yaparsa, İlk altı ay günde 3 saat, ikinci altı ay günde 1,5 saat izin hakkı var.

d) Sözleşmeli personel görevde yükselme sınavına giremez, görevde yükselme sadece kadrolu memurlar için söz konusudur.

e) Sözleşmelinin eşi özelde çalışıyorsa tayin hakkı yok.  Kadrolu memur için böyle bir kısıtlama bulunmamaktadır.

f) Sözleşmeli kamu personelinin yıllık izni bir sonraki yıla devretmez, kadrolu memurun eder.

g) Sözleşmeli personel yurtdışı eğitimlerine gidemiyor, kadrolu memur gidebiliyor.

h) Sözleşmeli personellere tayinde harcırah verilmez, kadrolu memura verilir.

Hal böyle olunca Türkiye Kamu-Sen olarak genel talebimizin 4/B’li stihdamın da kaldırılarak kamuda istihdam şeklinin 4/A’lı kadrolu ve 4/D’li işçi statüsüyle sınırlandırılması, bu    kapsamda geçici, sözleşmeli, vekil, ücretli gibi tüm personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesi kapsamında kadrolu statüye geçirilmesi olduğunu hatırlatmak isterim.

 

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak iş güvencesi noktasında son derece hassasız. Kamu çalışanları devleti somutlaştıran en önemli unsurlardır. İş güvenceleri mutlaka olmalı. Farklı ülkelerde iş güvencesinin olmadığı yolunda açıklamalar yapılıyor. Oysa bütün ülkelerde iş güvencesi olan bir memur kesimi var. Zaten eksik personelle çalışıyoruz. Gerek OECD ülkeleri içerisinde gerekse AB ülkeleri içerisinde nüfusa göre en az kamu çalışanı Türkiye’dedir. O nedenle iş güvencesi sağlam tutulmalı. Mutlak bir iş güvencesi de yoktur. 657’de bunun çerçevesi çizilmiştir.

Mülakat meselesi artık can sıkıcı bir hal almıştır. Artık nokta konulsun. Türkiye Kamu-Sen olarak kamu personelinin istihdamında KPSS’den sonra detaylı bir güvenlik soruşturması ve sonrasında istihdamları sağlansın. KPSS devamında bir mülakat haksızlığı beraberinde getirmektedir. Görevde yükselmede de durum böyle...Sağlık Bakanlığında 97 puan alan bir arkadaşımız mülakatta eleniyor. Artık adaletsizliğin kaynağı haline gelmiş olan mülakat meselesi gündemden çıkarılmalı ve uygulamaya bir nokta konulmalıdır.

Sayıları 100 bin dolayında olan Yardımcı Hizmetler Sınıfı Personeli büyük bir beklenti içindedir. Bu sınıftaki arkadaşlarımızdan Lise ve üstü eğitimi olanlar bir detaya mahsus olarak veri hazırlama kontrol işletmeni kadrolarına atanmalıdır. Bunun bütçeye getireceği yük son derece sınırlıdır.

Bununla birlikte, az önce de ifade ettiğim gibi farklı statülerdeki kamu görevlilerinin izinlerinin eşitlenmesi önem arz etmektedir.

Özellikle sağlık çalışanları başta olmak üzere fiili hizmet zammına ilişkin çalışmalar, bu Kurul tarafından organize edilerek tamamlanmalıdır. Nitekim bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın da söz verdiği unutulmamalıdır.

657 sayılı Kanunun 67. maddesi "Diğer şartları taşımakla birlikte üst derecelerde kadro olmadığı için derece yükselmesi yapamayan memurların kazanılmış hak aylıkları, öğrenim durumları itibariyle yükselebilecekleri dereceyi aşmamak şartıyla işgal etmekte oldukları kadroların üst derecelerine yükseltilir." hükmüyle bu durumdaki memurun bir kısım haklarını korumaya almaktadır.

Yani; Devlet Memurları Kanunu’nun 68/A maddesine göre, memurların derece yükselmesi yapabilmesi için; derecesi içinde en az üç yıl ve bu derecenin 3üncü kademesinde bir yıl bulunmuş olması, kadronun tahsis edildiği görev için öngörülen nitelikleri elde etmiş olması yetmemekte, ayrıca üst derecelerden boş bir kadronun bulunması da gerekmektedir.

Bu düzenlemeye göre, 5 inci derece memur unvanlı kadroda bulunan, fakat kazanılmış hak aylığı itibariyle 2 inci derecenin 1 inci kademesini hak etmiş bir GİH sınıfında bir memur olarak bazı hakları bakımından mağduriyet yaşamaktadır.

Yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi adına 657 sayılı Kanunun 36. maddesinin “Ortak Hükümler' başlığı altındaki “A' fıkrasında ve 67. Ve 68. maddelerinde değişiklik yapılarak kadrosuzluk sebebiyle derece yükselmesi yapamayanların kadro durumuna bakılmaksızın, öğrenim durumları itibarı ile yükselebilecekleri en üst kadro derecesine kadar gidebilmeleri sağlanmalıdır.

Yapılan teknik heyet toplantılarında bu konuya ilişkin olarak bir sorun görülmediği ifade edilmiştir. Dolayısıyla bu konu da KPDK içinde çözüme kavuşturulabilir.

KPDK toplantısında esnek çalışma süresine ilişkin bir öneri geliştirilmiştir. Bu konuda özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarının daha uzun süreli kullanılacağı, bu bakımdan da gerek yardımcı personel ihtiyacı gerekse enerji sarfiyatı bakımından kamuya ek bir yük getirip getirmeyeceği ve sunulan hizmetlerden faydalananlara bir mağduriyet yaratıp yaratmayacağı iyi irdelenmelidir. Bununla birlikte literatürümüzde esnek istihdamla karıştırılarak yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek bu konu “İsteğe bağlı çalışma zamanları' ya da “Tercihli çalışma zamanı' gibi kamuoyunda olumsuz algı oluşturmayacak bir tanımla adlandırılmalıdır.

Devlet memurlarının emeklilik hakları ve emekli maaşlarının belirlendiği 5434 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 80. maddelerinde değişiklik yapılarak memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile özel hizmet tazminatı, ek ödeme, ek ders, döner sermaye, fazla çalışma ücreti, ikramiye, sosyal denge tazminatı ve diğer ödemeler de emekli keseneğine dâhil edilmesi için bir prensip kararı bu masadan çıkarsa, önümüzdeki süreçte bu sorunun çözümü kolaylaşacaktır.

Ayrıca memurlar çalışırken aile yardımı ve çocuk parasından yararlanıyor ama emekli oldukları an itibarı ile bu sosyal yardımlar kesiliyor. Bu ödemelerin emeklilik sonrası devam etmesi en azından sosyal devlet olmanın bir gereğidir.

Kreş konusu kamu çalışanlarının kanayan yarasıdır. Bu konuda ivedilikle gerekli tedbirler alınmalı ve zorda kalan ebeveynlerin kreş sorunu çözülmelidir. Taleplerimiz ve kamu görevlilerinin sorunları elbette bunlarla sınırlı değildir. Çok geniş yelpazede hazırlamış olduğumuz raporu sayın Bakan’ın değerlendirmelerine sünüyorum. Toplantının hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum' dedi.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili Önder Kahveci, KPDK toplantısına ilişkin olarak hazırlanan raporu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’na sundu.


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN