Ayrımcılık Yapıp Ötekileştirerek Müjde Olmaz

Ayrımcılık Yapıp Ötekileştirerek Müjde Olmaz

14 Mart Tıp bayramı nedeniyle Van’da gerçekleştirilen bir toplantıda Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, sağlık çalışanları ile ilgili yapılacak bir takım düzenlemeler açıklamış ve bunlar kamuoyuna müjde olarak yansıtılmıştır.

Sayın Başbakanın yaptığı açıklamaya göre;
•    Pratisyen doktor ve diş hekimleri için emekli aylıklarının 2 bin 100 liradan 3 bin 100'e, uzman hekimlerde ise 2 bin 580'den 3 bin 250'ye çıkarılacak.

•    Sağlık çalışanları fiili hizmet zammından, tuttuğu nöbet saatine göre 15 ila 90 gün arasında yararlanma şansına sahip olacak. Bu haktan yararlananlar 3 yıla kadar erken emeklilik hakkı elde edecek.

•    Hekimler için emeklilik yaşının 67'ye çıkarılması konusunda yasal düzenleme yapılacak. Hekimin kendi isteği, idarenin de onayıyla bu yaş her yıl bir sene artırılacak ve doktorlar 72 yaşına kadar çalışma hakkı elde edebilecek

•     Sağlık çalışanlarına yönelik tehdit ve hakaret suçlarında var olan tutuklama yasağı, Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak düzenlemeyle kaldırılacak. Bu kapsamda, sağlık çalışanlarını tehdit edenler ve onlara hakaret edenler tutuklanabilecek. 
Emekli Maaşlarının Yükseltilmesi
Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, sağlık çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi ile ilgili olarak atılacak her adım bizim tarafımızdan olumlu karşılanmaktadır.  Doktorlarımızın emekli aylıklarının artırılması bu anlamda sevindirici ve bize göre geç kalmış bir düzenlemedir. 
Fakat kamuoyuna müjde diye lanse edilen bu açıklamaya dikkatle bakıldığında görülmekte olan sağlık hizmetinin bir ekip işi olduğunun ve 500 Bin sağlık çalışanının var olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesidir.  Her düzenlemede sağlık çalışanlarını bölmek, ayrıştırmak ve ötekileştirmek çalışma barışını ve işyerinde huzuru yok etmektedir. Fakat Sağlık Bakanlığı bu yanlışında ısrar etmektedir. 
Sağlık çalışanlarının emeklilikte yaşadıkları gelir kaybı sadece doktorlarımızın değil tüm çalışanların temel sorunudur. Bunun için de sendikamız olarak döner sermayelerin emekliliğe yansıtılmasını uzun zamandır talep etmekteyiz. Tüm çalışanların ortak sıkıntısını çözüme kavuşturmak varken bunu sadece doktorlarımız açısından değerlendirmeye alınması çok büyük bir vebaldir. 
Ayrıca sağlık çalışanları emeklilikte huzur ve hayatlarını rahatça sürdürebilecek bir ücret isterken ve Türkiye’de ortalama yaşam süresi 78 yıl iken 72 yaşına kadar doktorlarımızın çalışmalarını sağlamanın müjdelik bir yanı olmadığına da dikkat çekmek isteriz. Bakanlık emeklilikte çalıştırmanın değil rahat ettirmenin derdinde olmalıdır. 
Yıpranma Payı
Her ay bin sağlık çalışanının şiddete uğradığı, iş yükünün her geçen gün ağırlaştığı ve en çok sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu yaşadıklarının araştırmalarla açıklandığı bir çalışma hayatında yıpranma payı verilmesi için tutulan nöbet gibi çalışanlar arasında ayrımcılığa neden olacak ve adaletin asla sağlanamayacağı bir düzenleme yapılması da yanlıştır. Vardiya sistemi ile çalışanlar, aile hekimliğinde zor şartlarda görev alanlar, ADSM’lerde sağlıklarını riske atanlar gibi liste uzayıp giderken tutulan nöbetin saatine göre yıpranma payı adaleti sağlamadan da uzak olacaktır.  Sadece bir kriteri dikkate alıp değerlendirme yapmak yanlıştır. 
Şiddetin Önlenmesi 
Söz konusu müjdelerde ki son husus ise sağlık çalışanlarına hakaret ve tehditte bulunanların tutuklu yargılanmasıdır. Türk Sağlık-Sen olarak şiddet, hakaret ve tehditte tutuklu yargılamanın olması bizim talebimizdi.
Hepinizin bildiği gibi daha önce sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması ile ilgili bir kanuni düzenleme yapılmıştı. Fakat bu düzenleme sadece kağıt üstünde kalmıştır. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 90’ından daha fazlası tutuksuz yargılanmaktadır. Dolayısıyla burada asıl sorun çıkarılan kanunların hakim ve savcılar tarafından titizlikle uygulanmasından geçmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarını tehdit edenler ve onlara hakaret edenlerin tutuklanması ile ilgili düzenleme olumludur fakat mesele bunun uygulanmasıdır. Adli makamların bu konuda hassas olmasının sağlanmasıdır. Ayrıca sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların koruyucu ve acil sağlık hizmetleri dışında sağlık güvencelerinin askıya alınması da gereklidir. Bu da önemli bir caydırıcı unsur olacaktır. 


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN