Genel Başkanımız Önder Kahveci, Genel Başkan Yardımcılarımız Abdurrahman Uysal ve Ümit Turhan, İzmir şubelerimizin gerçekleştirdiği işyeri temsilcileri toplantısına katıldılar.
Toplantıda ilk olarak İzmir 1 Nolu Şube Başkanımız Ahmet Doğruyol, İzmir 2 Nolu Şube Başkanımız Şenol Atıcı ve İzmir Üniversite Şube Başkanımız Yasemin Zengin selamlama konuşması yaptılar. Konuşmaların ardından Genel Başkan Yrdımcımız Abdurrahman Uysal tarafından bir sunum yapıldı.
Gönlümüz Sizde Ama Şartlar Diye Bir Şey Olamaz
Sunumdan sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Önder Kahveci Türk Sağlık-Sen’in kutlu mücadelesine omuz veren tüm üyelere teşekkür ederek “ Yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli bir kuruluşuz. Bizi Biz yapan değerlerimiz var. Biz asla kul hakkı yemedik, yenmesinde sessiz kalmadık, karşı çıktık. Haktan hukuktan ve adaletten asla sapmadık. Bu ülkede demokrasinin olgunlaşması için çaba sarf ettik. İnsan iradesinin bir değer olduğunu bildik ve ona göre davrandık. Bizim sendikacılığımız herkes görüyor, takdir ediyor. Fakat birde gönlüm sizinle şartlar böyle diye söyleyenler var. Onlara hayır böyle değil diyorum. Bahane edilen şartlara ve tüm zorluklara rağmen 100 bin insan bu kutlu mücadelenin içinde yer alıyorsa, hiçbir beklenti içinde olmadan kararlılıkla bu mücadeleyi sürdürüyorsa şartlar diye bir şey söz konusu olamaz. Onun için teşkilatımıza teşekkür ediyor, selam gönderiyorum. Selam olsun cesur yürekli Türk Sağlık-Senlilere' dedi.
Döner Sermayeler Emekliliğe Yansıtılmalı
Sağlık çalışanlarına uygulanan ücret politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Genel Başkanımız Önder Kahveci ' Sağlık çalışanları en fedakâr çalışanlar arasındadırlar. Tüm zor şartlarda sağlık çalışanlarının emeğini görebiliyorsunuz. Fakat ücretler konu olunca en fazla mağdur olanlar sağlık çalışanlarıdır. Çalış, kazan, üret ve ürettiğinden pay al performans sistemi bu diyorlar. Fakat çalışıyoruz, kazanıyoruz, üretiyoruz ama pay alamıyoruz. 10 TL döner sermaye alan çalışan arkadaşlarımız var. Bunun düzelmesi lazım. Sağlık çalışanlarına insanca yaşayabilecekleri, yoksulluk sınırının üstünde bir ücret verilmesi lazım. Geçenlerde bir hastane yöneticisi ben döner sermaye güvenemediğin için borca giremedim diyor. Hiçbir sağlık çalışanı ay başında ne kadar ücret alacağını bilemiyor. Artık bunu düzeltmek lazım. Hem alınan pay iyileştirilmeli hem de hem de emekliliğe yansıtılması hayata geçirilmeli. Çalışanlar emekli olmak istemiyor. Emekli olunca hemşirenin ücreti yüzde 50, doktorunki yüzde 75 düşüyor.' dedi.
İşçinin Emekli Maaşını, Sağlık Çalışanı Görevdeyken Alamıyor
Kamuda işçi memur ayrımı olmasın herkes çalışan olsun diyerek iş güvencesini kaldırmak için bahane arayanlara seslenen Genel Başkanımız sözlerini şöyle sürdürdü: Kamuda işçi-memur olmasın böyle bir ayrım yapmayalım diyenlere siz önce aradaki ücret farkını kaldırın da adaletinizi görelim diyorum. İşçi ile memur arasındaki emeklilik maşı ve ikramiyesi farkını ortadan kaldıralım. 30 yıl çalışan bir kamu işçisi 4 bin emekli maaşı alıyor. Sağlık çalışanları bu maaşı emekliliği bırakın görevdeyken bile alamıyor. hiç kimse çalışırken bu maaşı alamıyor. İşçi 130 bin TL kıdem tazminatı alırken, memur 60-70 bin alıyor. Bu örneği çarpıcı olsun diye verdim. Hani adalet, hani emek kutsaldı. Hakkımızı istiyoruz.