Yaralı polislerin tedavi gördüğü Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan bir hemşiremizin yazdıkları herkesi duygulandırdı.
İşte hemşiremizin herkesi ağlatan o satırları:
“Dün gece 26 yaşında bacağı ve kaburgaları kırılmış vücudu yanık et ve barut kokan polis bir hastam, “Hemşire hanım çok ağrım var, dayanamıyorum bağırıyorum; diğer hastaları çok mu rahatsız ediyorum" dedi.
O durumda bile hala kendini değil, diğer insanları düşünüyordu.
Ara ara arkadaşlarının durumunu ve şehit sayısını soruyordu.
İsyan etmiyordu, özel ilgi istemiyordu, söylediklerimize harfiyen uyuyordu.
Yakınları da ortalığı yakıp yıkmıyor üstümüze yürümüyorlardı, yoğun bakımın kapısında metanetle bekliyorlardı.
Sadece o değil dün gece baktığım ve konuşabilecek durumda olan bütün hastaların tutumu böyleydi.
Çoğumuz gözyaşlarımızı tutamadan çalıştık bütün gece.
Televizyondan izlemek gibi değil orda olmak, çiçeği burnunda gençlerin ellerinizin arasından kayıp gitmelerini izlemek, yaşasalar bile sakat kalacaklarını bilerek yaralarını sarmak.
Televizyondaki birer sayıdan ibaret değil onlar, hepsinin bir hikayesi ve ellerinden alınmış bir gelecekleri var.
Nasıl kıydınız onlara!!!
Nasıl vicdanınız el verdi!!!
Nasıl hesabını vereceksiniz bu gencecik vatan evlatlarının!!!"