8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu tarafından 'Çalışma hayatında kadın ve iş güvencesi' konulu panel gerçekleştirildi.
Panelin açılışında başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm aziz şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunuldu ardından İstiklal Marşı hep bir ağızdan coşkuyla okundu.
LEYLA POLAT: KADINLARIMIZIN SORUNLARI BİR GÜNE SIKIŞTIRILAMAZ
Panelin açılışında bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Leyla Polat, "Türk kadını mücadele ve kararlılığın adıdır" dedi. Polat, "Ülkemizde çok önemli meseleleri bir güne sıkıştırmak gibi bir hataya düşmekteyiz. Bir gün içine sıkıştırılan konuşmalarla sorunların çözüm sağlanamaz. Kadınlarımız için iş güvencesi erkeklere göre daha önemlidir. Ülkemizde güvencesiz çalıştırılmaya mahkum edilen kesim kadınlarımızdır.
İş güvenceli istihdam şekli kadınlarımız için son derece önemlidir ama bu konu sürekli olarak gündeme getirilmektedir. Kısacası devlet memurlarının iş güvencesi noktasında ciddi bir algı operasyonu yapılmaya çalışıldığı ortadadır.
Biz Türkiye Kamu-Sen üyesi kadınlar olarak aile bütünlüğümüzün korunmadığı, geleceğimizin karartıldığı güvensiz ve güvencesiz çalışmayı, anayasanın 128. Maddesindeki memur tanımının değiştirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Devlet memurunun hükümet memuruna dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Memur kendisi için biçilen kefeni asla giymeyecektir. Bilinmelidir ki, Türk kadını mücadele ve kararlılığın adıdır" diyerek sözlerini noktaladı.
MEHMET ÖZER: KADINI İKİNCİ PLANA İTEN TOPLUMLAR AYAKTA KALAMAZ
Leyla Polat'ın ardından kürsüye gelen Türkiye Kamu-Sen Genel Mevzuat Sekreteri ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Çalışma hayatı ve sendikal yaşamda kadının yeri ve önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özer,"Türkiye Kamu-Sen’ olarak; nitelikli bir sendikacılık yapıyoruz. Biz aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyetinin varlığına ve Türk milletinin hassasiyetlerine tehdit oluşturan her türlü tehlikeye karşı duyarlı bir sivil toplum örgütüyüz.
Son yıllarda, Cumhuriyetimiz ve diğer hassasiyetlerimiz için tehlike oluşturan her türlü tehdide karşı birlikte direndik. Bugün tüm bu olumsuzluklara ve olumsuz yönetim anlayışına rağmen, yanı başımızdaki komşularımızda yaşanan kardeş kavgası bizim ülkemizde yaşanmıyorsa, bu sizin sağduyunuz sonucudur. Birileri bireysel menfaatini ülke menfaatine tercih ederken, siz hak ve hukuktan yana tavır koydunuz.
Birileri kadro almak, lojman almak, tayin yapmak adına sendikasını değiştirirken, siz aslanlar gibi duruş gösterdiniz. Birçok konuda mağdur olmayı göze alarak, teslim olmadınız. Bu nedenle bu ülkenin insanı ve memuru size çok şey borçludur.
Sanayi devrimi ile başlayan süreç bizlere geleneksel yaklaşımın aksine, çalışma hayatında kadınların da en az erkekler kadar başarılı olabileceğini göstermiştir. Fakat günümüzde, kadınların çalışma hayatında etkin bir rol oynamalarının, kadınlardan toplumsal düzeyde beklenen aile içi rolleri yerine getirmesini engellediği düşünülmektedir.
Başka bir ifade ile toplumun kadına yüklediği ev işleri ve annelik görevleri, bir anlamda çalışma hayatının önüne geçmekte, hem kadınların iş hayatında yükselmelerini hem de sürekli ve güvenceli işlerde çalışmalarını engellemektedir. Bu durum, öncelikle geleneksel açıdan kadından beklenen rollerin aksaması ve kadının psikolojik olarak ailesi ve kariyeri arasında kalması biçiminde şekillenmiştir.
Bu ikilem içerisinde ne yazık ki kadınlar çalışma hayatında yeteri kadar yer alamamakta, kariyer gelişimi noktasında geride kalmakta ve daha düşük ücretlerle, güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda kalmaktadır. Ama biyolojik ve sosyal bir varlık olarak kadın, insan topluluğunun ayrılmaz bir parçasıdır.
Kadın ve erkek bir takım fiziksel fonksiyonları bakımından farklılıklar gösterse de, zihin ve öğrenme kapasiteleri bakımından birbirlerinden farklı değillerdir. Bir başka ifadeyle kadın ve erkeklerde, öğrenme ve zihni kullanma potansiyeli bakımından hiçbir surette bir farklılık söz konusu değildir. İnsan toplumu içgüdüye değil öğrenme ve çalışma potansiyeline dayalı olarak oluşmuş bir yapıdır. Kadın, türünün yarısı ve dolayısıyla insanlığın yarısıdır. Kadın; toplumun en asli ve vazgeçilmez unsurudur.
Kadın ve erkek bir vücudun dayandığı iki ayrı ayağı gibidir. Bunlardan herhangi biri toplumdaki işlevini yitirirse o vücut eksik, sakat kalır. Kadını ikinci plana iten toplumlar, kendisini ayakta tutacak dinamiklerden birini kaybettikleri için çökmeye mahkûmdur.
Toplumda eşitliği sağlamak için, önce cinsiyet eşitliğini sağlamak zorundayız.
Toplumumuzu zengin kılmak için, önce kadınlarımızı her anlamıyla zengin kılmak zorundayız diyor, panelimizi düzenleyen Türkiye Kamu-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı ve üyelerine tekrar teşekkür ediyorum.
Bu duygu ve düşünceler ile 8 Mart Dünya Kadınlar gününüzü kutluyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Bu önemli günde düzenlenen panelimizin, sendikamıza, Kamu Çalışanlarına, Ülkemize ve Türk milletine hayırlı olmasını Cenabı Allah’tan diliyorum" diyerek sözlerini noktaladı.
Mehmet Özer’in konuşmasının ardından, Türk Yerel Hizmet-Sen Kadın Kolları Başkanı Yasemin Güngör “Sendikal Harekette Kadının Rolü' isimli kısa bir sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdi.
"Çalışma hayatında kadın ve iş güvencesi" konulu panelin öğleden sonraki oturumunda ise Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikalarımızın ilk kadın üyeleri olan;
Türk Eğitim-Sen üyesi, Prof. Dr. Sebahat Deniz, Türk Sağlık-Sen’den Nilgün Kurtulan, Türk Büro-Sen’den Gülseren Çetin, Türk Yerel Hizmet-Sen’den İpek Yorulmaz, Türk Diyanet Vakıf-Sen’den Neriman Çanşalı, Türk Tarım Orman-Sen’den Hayriye Keçeci, Türk Haber-Sen’den Deniz Kurt, Türk Enerji-Sen’den Gülay Uzungil, Türk İmar-Sen’den Derya Türk, Türk Ulaşım-Sen’den Sibel Önal Akçin, Türk Kültür Sanat-Sen’den İlknur Kargı, Türk Emekli-Sen’den Ümmühan Adil’e “AHDE VEFA PLAKET TÖRENİ' düzenlendi.
Törenin ardından panele geçildi. Oturum Başkanlığını Doç. Dr. Yıldız Kızılabdullah’ın yaptığı, Prof. Dr. Kadir Arıcı, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Alican Şen, Yrd. Doç. Dr. Cavit Demiral ve Psikolog Serap Duygulu’nun panelist olarak katıldığı "Çalışma hayatında kadın ve iş güvencesi" oturumuyla panel sona erdi.