Pandemi dolayısıyla ertelenen Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı bugün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

"> Pandemi dolayısıyla ertelenen Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı bugün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

"> Pandemi dolayısıyla ertelenen Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı bugün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

">
KPDK Toplantısı Gerçekleştirildi

KPDK Toplantısı Gerçekleştirildi

Pandemi dolayısıyla ertelenen Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı bugün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

BAKAN SELÇUK: KPDK TOPLANTIMIZ HAYIRLI OLSUN




Maske ve mesafe kurallarına uygun olarak yapılan toplantıda Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, KPDK toplantısının hayırlı olmasını diledi. 




KAHVECİ: TÜRKİYE KAMU-SEN ÜZERİNE DÜŞEN HER SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEYE HAZIRDIR




Toplantıda değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Pandemi dönemi, kamu çalışanlarının sorunları ve çözüm bekleyen konulara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. 




Genel Başkan Kahveci;




Öncelikle salgının başladığı ilk günden beri hayatlarını ortaya koyan, fedakârca çalışmalarından ötürü başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu görevlilerine ve aldığı yerinde kararlarla virüsün ülkemize girişinin gecikmesini sağlayan ve sonraki süreci de son derece özverili çalışmalarıyla, şeffaf bir biçimde sürdürerek başarılı bir kriz yönetimi yürüten Sağlık Bakanı ve tüm yetkililerimize teşekkür ediyoruz. 




Elbette bu krizin atlatılması için hepimiz milletçe seferber olduk ve üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye de hazırız. Bugüne kadar alınan tedbirler son derece olumlu olmuştur. Okulların kapatılması, bazı ülkelerden girişlerin yasaklanması, karantina uygulamaları, reel kesimin desteklenmesi, vergi borçlarının ertelenmesi gibi tedbirler yerindedir. 




Buna karşın 1 Haziran itibarı ile başlatılan “Yeni Normal” dönemde bazı aksaklıklar olduğu da kabul edilmelidir. Gerek alınan tedbirlerin kısa süre içerisinde gevşetilmesi gerekse tedbir kararlarının vatandaşın hassasiyetine ve inisiyatifine bırakılması, bazı olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir. Son dönemdeki vaka sayısındaki artışlara bakıldığında önümüzdeki dönemde salgının ikinci dalgasıyla karşı karşıya kalma ihtimalimizin yüksek olduğu görülmektedir.  




Bu krizin bizlere gösterdiği en önemli gerçeklerden bir tanesi de kamudaki istihdam çeşitliliğinin hak ve yükümlülükler bakımından sorun teşkil ettiği yönünde olmuştur. Bu nedenle artık kamuda tek tip, güvenceli ve kadrolu istihdama geçilmesi bir gereklilik halini almıştır. 




“KADRO OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”




Bu çerçevede 3+1’e tabi olan süreli ve süresiz sözleşmeli personel dahil, bütün güvencesiz sözleşmeli çalışanlar ile vekil, geçici gibi adlar altındaki personelin ve üniversiteli işçilerin kadroya geçirilmesi zorunludur. 


Daha önce kamu görevlilerine verilen izinler, salgının yayılmasının önüne geçilmesi ve okulların kapanmasıyla birlikte ortaya çıkan çocuk bakımı sorunlarının çözümü yolunda uygun sonuçlar doğurmuştur. Bu kapsamda özellikle küçük yaşta çocuğu bulunan personele izin verilmesi konusunda kolaylıklar sağlanmalı, kurumlarda idari izinlerle ilgili keyfiyete son verilmelidir. 




Önümüzdeki günlerde ortaya çıkması muhtemel farklı tedbirlerin sağlıklı bir biçimde uygulanabilmesi için zinde ve sağlıklı kamu görevlilerine ihtiyaç vardır. Bu kriz, milletimizin tedbirlere olumlu yaklaşımı yanında ancak kamu çalışanlarının özverisi ve fedakarlıkları ile aşılacaktır. Bu nedenle mevcut ekipman sorununun çözülerek başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bütün kamu hizmeti sunan görevlilerin gerekli korunma tedbirleri alınarak her türlü sıhhi araç gereçle donatılması ve enfekte olmalarının önüne geçilmesi son derece önemlidir. Bazı kurum ve kuruluşlarda görülen bu türden sıkıntıların derhal giderilmesi, salgınla mücadelenin en önemli ayağını oluşturacaktır. 




“3600 EK GÖSTERGE HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”




Memurlarımız, kamu hizmetlerinin sunumu noktasında hayati risk altında görev yapan çalışanlarımızın ekonomik olarak sıkıntı yaşamaması için yıllardır beklemekte olan 3600 ek gösterge sorununun bir an önce taleplerimiz çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 


 


Ayrıca görevi başında COVID-19 virüsüne maruz kalarak olumsuzluk yaşayan kamu çalışanları açısından bu durumun bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması yerinde olacaktır. 




“COVİD-19 SEBEBİYLE HAYATINI KAYBEDEN KAMU ÇALIŞANLARI ŞEHİT SAYILMALI”




Bununla birlikte, başta sağlık çalışanları olmak üzere görevi başında COVİD-19’a maruz kalarak hayatını kaybeden kamu çalışanlarının şehit sayılması, kendilerine olan minnet borcumuzun bir ifadesi, geride bıraktıkları yakınları açısından da bir övünç vesilesi olacaktır.




Virüsün, temasla yayıldığı göz önünde bulundurulduğunda, teması asgariye indirme noktasında mümkün olan kamu görevlileri için evden çalışma sistemine geçilmesi sağlanmalıdır. 




Virüs salgınının bertaraf edilmesi yolunda maddi ve manevi anlamda en fazla desteğe ihtiyaç duyan kesim kamu görevlilerimizdir. Bu noktada salgınla mücadelenin en önemli aktörleri sağlık ordusu olacaktır. Özellikle sağlık çalışanlarımızın hayatlarını ortaya koyarak verdiği mücadelede sağlık personeli açığı bulunmaktadır. Bu mücadeleye destek olmak ve personel açığını kapatmak amacıyla 30 bin ilave hekim dışı sağlık personeli ataması yapılması gerekmektedir. 




Görevi başında olduğu halde ekonomik kayba uğrayan kamu görevlilerinin bu ekonomik kayıplarının karşılanması, çalışanlarımızın moral motivasyonunun yüksek tutulmasına katkıda bulunacaktır. 




Başta sağlık çalışanları olmak üzere halkla temas halindeki kamu görevlilerinin gerekli koruma ekipmanlarıyla donatılması son derece önemlidir.




Her türlü temasın engellenmesi noktasında hala kalabalık gruplar halinde aynı ortamda çalışan kamu görevlileri için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. 




Kurumları dışında, kalabalık ortamlarda görevlendirilen personelin kurumlarına çağırılması ve mümkün olduğunca temastan uzak tutulması, personelin korunması açısından önemlidir.




Bütün evrak ve tahsilata dayalı kamu hizmetlerinin e-devlet üzerinden dijital olarak yürütülmesi, dijital sisteme aktarılması mümkün olmayan işlemlerin ise uygun olması durumunda ileri bir tarihe ertelenmesi yerinde olacaktır.




Biz Türkiye Kamu-Sen olarak her zaman olduğu gibi bugün de Devletimizin ve milletimizin yanındayız, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız” dedi.  




“KPDK TOPLANTILARI BUNDAN SONRA DA GÜNDEMLİ TOPLANMALIDIR” 




Genel Başkanımız Kahveci, “Pandemi” gündemiyle bugün toplanan KPDK’nın bundan sonra da gündemli toplanması gerektiğinin altını çizerek, “KPDK toplantılarından sonuç alınması bakımından gündemli toplanmak büyük önem arz etmektedir. Kamu çalışanlarının taleplerinin hayata geçirilmesi için atılacak adımlarla ilgili kararlar bu şekilde daha hızlı alınabilir” dedi. 




Genel Başkan Kahveci, kamu çalışma yaşamında alınması gereken tedbirlere ilişkin bir raporu da heyete sundu. 




Raporda yer alan başlıklar ise şu şekilde;




Genel idare hizmetlerinin sunulmasında;




1- Geçtiğimiz yılın son aylarında ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel bir salgın haline gelen covid-19 vakaları ülkemizde de artarak görülmeye devam etmektedir. Bu kapsamda, ülkemiz genelinde alınan sıkı tedbirlerde, son olarak 26 Ağustos 2020 tarih ve 31225 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2020/11 Sayılı Genelgeniz ile salgının yayılımının en aza indirilmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarında, uzaktan ve dönüşümlü çalışma yöntemleri yeniden getirilmiştir. Ancak, söz konusu Genelge ile, uzaktan ve dönüşümlü çalışmaya ilişkin kararlar konusunda idareye takdir yetkisi verilmiş olması nedeniyle, vaka sayılarının daha az seyrettiği illerde bu uygulamalar hayat bulmamakta olup, bu durum salgının yayılımının önlenmesinde engel teşkil etmektedir. 




Salgınla mücadelede topyekûn hareket edebilmek, vaka sayılarının en aza indirilmesi ve bir an önce salgının kontrol altına alınması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bazı temel tedbirlerin tüm ülke bazında alınması ve idareye takdir yetkisinin bu kapsamda sınırlandırılması gerekmektedir. Her ne kadar çoğu valilik bir dizi önlem alarak vaka sayılarının azaltılmasını amaçlasa da vaka sayılarının diğer illere oranla daha az seyrettiği iller bazında dönüşümlü ve uzaktan çalışma şekilleri uygulanmamakta, gerekli ve yeterli tedbirler alınmamakta ve salgının kontrolü sağlanamamaktadır. Bu kapsamda gözlemlenen sorunların giderilmesi ve covid-19 vakalarının en aza indirilmesi için aşağıda izah edeceğimiz tedbirlerin ülke genelinde alınması büyük önem arz etmektedir.




2- Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında temizlik ve hijyen malzemelerinin eksiksiz temin edilmesi ve binaların belirli aralıklarla dezenfekte edilmesi,




3- Hamile ve kronik hastaların idari izinli sayılarak geriye kalan personel için de dönüşümlü ve uzaktan çalışmaya geçilmesi,




4- 10 yaş ve daha küçük çocuğu bulunan kadın personelin, eğitimin de uzaktan yapıldığı hususu ayrıca dikkate alınarak, evden çalışmasının sağlanması,




5- Toplu taşıma kullanımındaki yoğunluğun azaltılmasına yönelik olarak mesaiye başlangıç ve bitiş saatlerinin düzenlenmesi,




6- Özellikle nüfus müdürlükleri gibi yoğunluğun fazla olduğu dairelerde başvuruların randevu usulü ile yapılması ve randevu saatlerinin teması en aza indirecek şekilde düzenlenmesi,




7- Yüz yüze hizmet verilen birimlerde personel ile vatandaşın temasını en aza indirgeyecek şekilde siperlik sistemlerinin kurulması,




8- Online olarak halledilebilecek işlemlere ağırlık verilmesi ve buna ilişkin altyapı çalışmalarındaki aksaklıkların giderilmesi,




9- Askeriye ve emniyet bünyesindeki sivil memurların da askeri mevzuat gereği değil dönüşümlü ve uzaktan çalışmaları için gereğinin yapılması gerekmektedir. 




Sağlık çalışanları açısından ele alındığında; 




10- 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk vakanın görülmesi ile sağlık çalışanları Covid-19 salgınına karşı 7 aydır olağanüstü bir mücadele yürütmektedirler. 2 Eylül 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamada 52 sağlık çalışanını covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği, 29 Bin 85 Sağlık çalışanından covid-19’a yakalandığını ilan etmiştir. Bu rakam 2 Eylül itibariyle Türkiye’deki toplam hasta sayısının %11’ine denk gelmektedir. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir konuda sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasıdır. Bu nedenle bakanlık ekstra önlemler almalı, koruyucu kıyafet ve malzeme eksiklik yaşanmamalıdır. Sağlık çalışanlarının salgından korunmak amacıyla dile getirdiği talepler kısa sürede karşılanmalıdır. Bu konuda özellikle taşra yöneticileri uyarılmalıdır. 




11- Bunun dışında salgınla mücadelede hayatını kaybederek şehit olan arkadaşlarımızın geride bıraktığı ailelerinin mağdur olmaması için kendilerinin “2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un kapsamına alınması gereklidir. Bu yönde de bir düzenleme hayata geçmelidir.




12- Salgınla mücadelenin kahramanları olan sağlık çalışanlarımız çalışma hayatı ile ilgili taleplerinin karşılanmaması ve sorunlarının çözülmemesi nedeniyle sıkıntı içerisindedirler. Hem moral ve motivasyonlarının yüksek olması, hem de daha iyi hizmet sunmalarını sağlamak amacıyla gündeme getirdiğimiz taleplerin karşılık bularak hayata geçmesi gereklidir. Bu anlamda öncelikle ücretlerde bir artış yapılmalıdır. Bu artış mutlaka maaşa zam olarak gerçekleştirilmelerdir. Çünkü tavandan denilerek daha önce 3 ay verilen ve şimdi yeniden verilecek olan bu ödemeler çalışanları hiçbir anlamda memnun etmemiştir.




Aynı Hastanede farklı servislerin de çalışan, aynı serviste çalışıp eğitim durumu farklı olan sağlık çalışanları arasında çok büyük ödeme farklılıkları ortaya çıkmıştır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda görev alan, kamu hastanelerinde çalışan, genel idari, yardımcı hizmetler ve teknik hizmetler sınıfındaki çalışanlara ve işçilere ise ödeme yapılmamıştır. İdarecilerin kimin ne kadar ücret alacağına karar verdiği bir sistemde haksızlıklar yaşanmıştır. Bu tür adaletsiz bir yöntemin terk edilerek ücretlerde makul bir artışla sağlık çalışanlarının beklentisi karşılanmış, sahadaki karışıklık ve haksızlıkta sonlanmış olacaktır. 




13- Döner sermaye sisteminin yeniden revize edilip veya sil baştan yenilenerek çalışan merkezli bir hale getirilmeli, sağlık çalışanının alacağı döner sermaye ücretleri makul bir seviyede tutulmalıdır. 5 TL, 10 TL gibi trajikomik ödemelere bir son verilmelidir.


 


14- Sağlık çalışanlarının yıpranma payı 60 gün yani 6 yıla 1 yıl olarak düzenlenmiş; çalışılmayan günler de düşüldüğünde 9 yıla 1 yıl olmaktadır.  Bu düzenleme mevcut haliyle çalışanların beklentisini karşılamaktan çok uzaktır. Salgınla mücadele ve hastalığa yakalanan sağlık çalışanları da göz önüne alındığında Yıpranma payının makul bir düzeye getirilmesi şarttır. 




15- Sağlık çalışanlarının beklediği bir başka düzenleme ise planlı bir istihdam politikasının hayata geçmesidir. Kapatılan hastanelerin yeniden açıldığı, şehir hastanelerin hızla hizmete sokulduğu ve sağlık çalışanlarının salgına yakalandığı bir dönemde mezun olup atanmayı bekleyen geçen sağlık çalışanı arkadaşlarımız sağlık sistemine dahil edilmelidirler. Böylelikle hem ağır iş yükü hafifleyecek hem de istihdam bekleyen gençlerin talebine bir cevap verilmiş olacaktır. 




16- Ayrıca Kreş gibi sosyal imkanlardan sağlık çalışanlarının yararlanması için düzenlemeler yapılmalı, her hastaneye mutlaka bir kreş açılmalıdır. Çorum’da bir hemşiremizin hastanede kreş olmadığı için komşusuna bıraktığı 2 evladının yangında hayatını kaybetmesi gibi tarifsiz acıların bir daha yaşanmaması için bu adım mutlaka atılmalıdır.




17- Övgüyle bahsedilen filyasyon çalışmalarında pandeminin ilk gününden itibaren görev alan aile hekimliği çalışanlarına ilave bir ek ödeme yapılmasına yönelik bir düzenleme geçte olsa, pandeminin başlangıcından 6 ay sonra yapılmıştır. Burada da yapılacak ödemenin ne yazık ki performansa, bakılan Covid’li hasta sayısı gibi bazı kriterlere bağlanması yanlıştır. Bu sorun giderilmelidir.  Ayrıca İl ve İlçe Sağlık müdürlüklerinde oluşturulan filyasyon ekiplerinin mesai saatleri ile ilgili belirli bir sürenin olmaması, günde 10 saati bile aşan mesai saatlerine maruz kalındığına dair şikayetler gelmektedir. Mesai saatlerinin çalışan sağlığı düşünülerek bir kritere bağlanması gereklidir.




18- Sağlık ve sosyal hizmet kolunda bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı sosyal hizmet kuruluşlarında ve bakım hizmetlerinde (çocuk, engelli, kadın, yaşlı) görevli personel pandemi sürecinde yoğun bir mesai harcamakta ve yüksek riskle hizmet sunmaktadırlar. Esnek mesaiden de kapsam dışı bırakılan bu çalışanlara da ilave bir ek ücret verilmesinin yerinde olacağı kanaatindeyiz. Çalışanların da beklentisi bu yöndedir. Ayrıca Adli Tıp Kurumu’nda da bazı bölge müdürlükleri pandemi kuruluşu ilan edilmiştir. Burada görev yapan çalışanlar da ek ödemeden faydalandırılmalıdır.


Eğitim, öğretim hizmetleri bakımından; 


19- Pandemi döneminde Yükseköğretim Kurumlarında görev yapmakta olan personele ek ders ücreti ödenmesi, 




20- Pandemi döneminde öğretmen, idareci ve eğitim çalışanlarına filyasyon ve benzeri ekiplere resen değil, gönüllülük esasına göre görev verilmelidir. Öğretmenlerimiz canlı derste görev yapmalarına rağmen, farklı ekiplerde resen görev verilmesi uygun değildir.  




21- Cumhurbaşkanlığı Genelgesine rağmen, bazı üniversitelerimizde esnek çalışma uygulamasının hayata geçirilmemesi, 




22- Uzaktan eğitim için kullanılacak araç, gereç ve materyallerin eğitim çalışanlarına indirimli olarak veya ücretsiz (KDV ve ÖTV’den muaf tutularak), ekonomik durumu uygun olmayan öğrencilere ise ücretsiz olarak verilmesi, 




23- Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlere ve öğrencilere internetin ücretsiz verilmesi veya kotanını arttırılması, 




24- Öğretmenlerimizin ve üniversite hocalarımızın maaşlarının yoksulluk sınırında olmasından dolayı, ek derslerini alamamaları durumunda geçim sıkıntısı yaşayacakları ortadadır. Bu sebeple ek ders kayıplarının muhakkak maaşlarına ilave edilmesi gerekmektedir.  


Diğer hizmet alanlarında ise;


25- 6475 sayılı PTT A.Ş kanunun ile kurum bünyesinde 5510 sayılı kanunun  4 (a) maddesi doğrultusunda İdari Hizmet Sözleşmeli olarak çalıştırılan tüm personelin, 399 sayılı KHK ye göre özlük haklarının yeniden belirlenmesi,




26- PTT Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan Posta Dağıtıcıları 55 (ellibeş) yaşında res’en emekliye sevk edilmektedir. Posta Dağıtıcıları işini sürekli cihet alanında yaya dolaştığı için diğer personelden daha fazla yıpranmaktadır. İşinin ağır olması nedeniyle Kanun gereği 55 (ellibeş) yaşında sonra bu işi yapamayacağı belirtilmesi ile yıpranması kabul edilmesine rağmen yıpranma hakkı verilmemiştir, Pandemi süreci de göz önünde bulundurulduğunda Posta Dağıtıcılarına fiili Hizmet Zammı( Yıpranma) hakkının verilmesi,  




27- Bugün halen kuruşlarla ifade edilen Mesai ücretinin, tutarsız ve yaşam gerçeklerinden uzak bir ücret olduğu, PTT Bünyesinde iki ayrı Fazla mesai ücretinin belirlendiği ancak kadrolu personelin mesai ücretinin ucuz olmasından dolayı fazla çalışma nöbetlerinin özellikle kadrolu personele yüklendiği, bu durumun hem ücret anlamında hem de hakkaniyet anlamında kutuplaşmaya sebebiyet vermesi nedeniyle, düşük mesai ücretlerinin düzeltilmesi, yevmiyesinin 8/1 oranında mesai ücreti ödenmesi, 




28- PTT Genel Müdürlüğü bünyesinde yeniden norm çalışması ve cihet parselasyonu yapılarak eksik personelin tamamlanması, 




29- Özellikle personel eksikliği nedeniyle verilemeyen yıllık izinlerin mutlak kullandırılması, E-Nabız sistemi de dahil olmak üzere, kronik rahatsızlığını belgeleyen personelin görev yeri ve unvanına bakılmaksızın idari izinli sayılması, 




30- PTT Genel Müdürlüğü tarafından İdari Hizmet Sözleşmeliler için uygulanan performans sistemi çalışanlar açısından uygun bir sistem olmadığından yürürlükten kaldırılması,




31- BTK’da hafta sonunu da kapsayan dönüşümlü mesai uygulamasının, hafta sonu tatillerine denk gelmeyecek şekilde düzenlenmesi,




32- Kurumlarda iç barışın sağlanması amacıyla Anayasamızın kesin hükmünde bulunan “eşit işe eşit ücret” kapsamında aynı işi yapanların eşit ücreti almasının sağlanması,  




33- Pandemi sürecinde sürekli vatandaşla her türlü Covid-19 tehlikesine karşı iç içe çalışan personele performans ücretinin tavandan ödenmesi, 




34- Özellikle tapu müdürlüklerinde esnek çalışma sistemine dönülmesi, satış işlemleri dışındaki işlemlere ara verilmesi, 




35- Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde yer alan 10 yaş altı çocuğu olanlar (eşi sağlık personeli olan Tarım ve Orman hizmet kolu çalışanları), kronik hastalıkları olanlar (pek çok kronik hastalık E-nabız üzerinden görüntülenememektedir. Kullanılan raporlu ilaçlara göre kronik hastalığın tespit edilmesi) ile 60 yaş üstü kamu görevlilerine yönelik esnek çalışma/idari izin uygulamalarına yönelik özellikle taşra birimlerinden yoğun şikayetler alınmaktadır. Bu hususta hassasiyet gösterilmesi, 




36- Tarım ve Ormancılık hizmet kolu çalışanlarının zorunlu görev alanı olan Gıda Kontrol, Bitki ve Hayvan Sağlığı faaliyetleri çerçevesinde koruyucu malzeme ve dezenfektandın eksiksiz temin edilmesi,




37- Aşılama, Küpeleme, Çiftçi Kayıt Sistemine yönelik çalışmalar yanında ormancılıkta Damga ve Üretim vb. aciliyeti olmayan faaliyetlerin pandemi sonrasına ötelenmesi,




38- Millî Savunma Bakanlığı’na bağlı MKE bünyesindeki fabrikalarda, EÜAŞ, TEİAŞ ve yük tevzi müdürlükleri ile şeker fabrikaları ve ETİ Maden Genel müdürlüklerinde Cumhurbaşkanlığı’nın 11 sayılı Genelgesi uygulanmamakta ya da kısmen uygulanmaktadır. Salgının yayılmasının önlenmesi adına bu işyerlerinde maksimum hijyen koşullarının sağlanması ve uygun olan birimlerde esnek çalışmaya geçilmesi, zorunlu çalışmaya tabi tutulan söz konusu personele diğer bazı kurumlarda olduğu gibi ikramiye ödenmesi,




39- Kamu kurum ve kuruluşlarında zorunlu görevlendirmelerin durdurulması, 




40- Görevde yükselme sınavı yapılan ancak pandemi nedeniyle sözlü sınav yapılamayan yerlerde mağduriyetin giderilmesi için yazılı sınava dayalı olarak atamaların yapılması,




41- Salgının yayılmasını engellemek adına görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının tek sınav merkezi yerine yakın illerde yapılması,




42- Özellikle vatandaşla temas halindeki kamu çalışanlarına belirli aralıklarla COVID-19 testi yapılması,




43- Sağlık çalışanları başta olmak üzere içinde bulunduğumuz bu zor dönemde özveri ile çalışarak sürece katkı sunan tüm personele ek ödeme verilmesi, 




44- Covid-19 ile mücadelenin en önemli ayaklarından biri toplumun yeterli ve sağlıklı beslenmesi olduğu dikkate alındığında tarım teşkilatının Gıda Kontrol ve Denetim Görevi, Covid-19 ile mücadelenin en önemli konularındandır. Ancak, son dönemlerde Valilikler bünyesinde oluşturulmuş pandemi kurullarında, mevcutta kontrol ve denetim görevi olan ve yoğun mesai yürüten bazı teknik ve sağlık personelinin filyasyon ekiplerinde; Dosya Tutma, Sürücülük vb. görevlerle görevlendirildikleri şikâyeti tarafımıza ulaşmaktadır. Valilik bünyesinde oluşturulan filyasyon ya da benzeri ekiplerde Tarım ve Orman hizmet kolu çalışanlarının yer almaması hususunda hassasiyet gösterilmesi,




45- VEFA Destek Gruplarında görevlendirilmelerin ilgili genelge doğrultusunda yapılması, sadece Din görevlilerinin görevlendirilmemesi, 




46- Bilindiği gibi, cenaze hizmetleri yerel yönetimlerin görevleri arasındadır. Buna rağmen, cenaze yıkama işlemlerinde din görevlileri ve Kur’an kursu öğreticileri görevlendirilmektedir. Bu aksaklığın giderilmesi için eleman yetersizliği olan yerlerde, İŞKUR marifetiyle geçici görevli gassal istihdamı yoluna gidilmesi, 




47- Kovid-19 virüsü sebebiyle vefat etmiş vatandaşlarımızın, cenaze hizmetlerinde görevlendirilenlere, gerekli koruyucu donanımın ilgili kurum tarafından sağlanması, 




48- Oluşturulan ekiplerde görevlendirin din görevlileri, kendi imkanlarıyla bu hizmetleri yerine getirmektedirler. Görevlendirilenlerin giderlerinin kurumlarca karşılanması, 


49- Görevlendirilen personele resmi görev belgesi-onayı verilmesi, 


50- Görevli personelin, kurum yetkililerince ihtiyaçlarının giderilmesi, 


51- Görev yaptıkları ilçe dışında görevlendirilen müftülük personeline harcırah ödenmesi, 


52- Bazı yerlerde görevlendirilen din görevlilerine verilen kontrol edilecek vatandaş sayısının makul seviyelere düşürülmesi, 


53- Rahatsızlığı olanların veya ailesinde kronik hastası olanların görevlendirmelerden muaf tutulması, 




54- COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler ile İlgili 2020/11 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayınlanmıştır. Genelgede; kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin dönüşümlü yahut uzaktan çalışma yöntemiyle esnek çalışabilmelerine imkân sağlanmıştır. Söz konusu genelgenin yayımlanmasıyla birçok kamu kurum ve kuruluşu esnek veya dönüşümlü çalışmaya geçmiştir. Sağlık Bakanlığının vaka artışlarının en fazla görüldüğü yer olarak açıkladığı Ankara ili çapında ilave birçok tedbir alınmış ancak Vakıflar Genel Müdürlüğünde birçok kişinin Covid-19’a yakalandığı (yaklaşık 30 kişi) ve bu sebeple karantinada olduğu bilinmekte iken dönüşümlü yahut uzaktan çalışmaya geçilmesi hususunda herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Genel Müdürlük birimlerinde açık ofis usulünde çalışanların birçok ortak alanı kullanma mecburiyetinde olduğu, toplu taşımayı kullanmalarını bulaş riskini arttırmaktadır.  Bilgi işlem alt yapısı uzaktan çalışmaya imkân vermesi ve bulaş riskini azaltmak adıma esnek mesai ve evden çalışma uygulamasına geçilmesi uygun olacaktır. 




Yaşanan Pandemi süreci ve içinde bulunduğumuz durumda vatandaşımızın tedbirlere harfiyen uyması ve kamu personelinin üstün gayretiyle bu salgının üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyoruz.


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN