Türkiye Kamu-Sen olarak Mobbing ile Mücadele Derneği ile, Mobbing Farkındalık Haftası kapsamında ortaklaşa düzenlediğimiz panel geniş katılımla gerçekleştirildi. Genel Merkezimizde yapılan panelde “Kamuda Mobbing Araştırması” anket sonuçları da açıklandı.
KAHVECİ: MOBBİNG İNSANLIK SUÇUDUR
Panelin açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Önder Kahveci, gerek kamu gerek özel sektörde çalışma hayatının önemli sorunlarından birisi olarak kabul edilen mobbingin, her kademedeki çalışanın karşılaşması muhtemel bir olumsuzluk olduğunu söyledi. Özellikle liyakat ve ehliyet ilkelerinin çalışma ortamlarında zedelendiğine dikkat çeken Kahveci şunları söyledi:
“Özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda sıkça görülen ve gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun kişilere sistematik olarak baskı uygulaması durumunu ifade eden mobbing kesinlikle bir insanlık suçudur. Mobbing, duygusal bir saldırıdır ve yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden; taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye ya da gruba yönelir. Rasgele olmayıp kasıtlı ve planlı olan “mobbing”in amacı, kişiyi ya da grubu iş yaşamından dışlamak, pasif hale getirmek ve yıpratmaktır.”
Kamu Kurumlarında hızla artan mobbingin çalışanların verimini düşürdüğünü vurgulayan Kahveci, “bununla birlikte psikolojik taciz olgusunun tek bir nedenle açıklanamayacak kadar kapsamlı ve karmaşık olan yapısı, olayların tespiti ve değerlendirilmesi noktasında birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır Ülkemizde bu konuya ilişkin yaptırım içeren, detaylı mevzuat eksikliği, belirsizlik ortamında çalışanlara her türlü baskının rahatlıkla yapılabildiği bir durum yaratmıştır” diyerek mevzuat eksikliğine değindi.
KAHVECİ: SENDİKAL AYRIMCILIK, ESNEK İSTİHDAM, GÜVENCESİZ ÇALIŞMA MOBBİNGE ÇANAK TUTMAKTADIR
Kamuda sendikal ayrımcılık noktasında ciddi sıkıntıların olduğunu belirten Genel Başkanımız Kahveci, şunları söyledi;
“Ortaya çıkan boşluk, kamu kurum ve kuruluşlarında sendika üyeliğinden, siyasi görüş ayrılıklarına kadar birçok nedenden dolayı kamu görevlilerinin işyerlerinde psikolojik tacize maruz kalmalarına neden olmaktadır. Kamu hizmetlerinin siyasi müdahalelere açık yapısı, kamu görevlilerinin tayin, atanma, terfi, yer değişikliği, görev gibi konularda ağırlıklı olarak idarenin takdir yetkisine bağlı olması, psikolojik tacizin yaygınlaşmasının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. Bilhassa son dönemde sendikal ayrımcılık noktasında karşılaşılan sorunlardan bir tanesi de idarenin istediği sendikaya üye olmayan kamu görevlilerine, verilen geçici görevlendirmeler yoluyla uyguladığı tacizler olmaktadır. Kamuda yaygınlaşan esnek istihdam biçimi, gerekli güvencelerden yoksun bir çalışma sistemi önermesi nedeniyle çalışanları psikolojik taciz karşısında korumasız bırakmaktadır.”
Konuşmasında geçtiğimiz günlerde, yaşadığı Mobbing yüzünden hayatına son veren Saadet Öğretmeni de saygıyla ya deden Kahveci;
“Daha geçtiğimiz Kasım ayında, gençliğinin baharında hayatına son veren Saadet öğretmen, mobbingin çalışanlarımızı ne denli acı bir sona götürdüğünü en açık şekliyle ortaya koymuştur. Özellikle öğretmenimizin intiharından önce öğrencilerine bıraktığı not tam anlamıyla bir ibret vesikasıdır. Saadet öğretmen; “Öğrencilerim haklarını helal etsinler, gözüm gibi baktım hepsine üzülmesinler, ben yapamadım mobbinge uğramaktan. Allah'a emanetsiniz canım öğrencilerim” diyerek maruz kaldığı baskıdan canına kıyarak kurtulma yolunu seçmiştir. Öğretmenimizin intihar nedeninden birinin de idarecilerin, “Memurluk hayatınız pamuk ipliğine bağlı. Sizi bitiririz.” yönündeki söylemleri olduğu ortaya çıkmıştır” dedi.
KAHVECİ: SAĞLIK ÇALIŞANLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE KAMU GÖREVLİLERİ FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALMAKTADIR.
Mobbingin tespiti ve yargı sürecinin uzun sürmesinden kaynaklı sıkıntılar olduğuna işaret eden Kahveci, “dileğimiz ve çabamız, çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak, güvenceli işlerde, verimli ve mutlu bir şekilde istihdam edilmeleridir” diyerek konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Kuşkusuz ki, mobbingin en yaygın olarak yaşandığı yerler kamu işyerleri olmakla birlikte, mobbingin tespiti ve yargı sürecinin uzun sürmesi, çalışanın iş yaşamını olumsuz etkileyeceği, tacizin artarak devam edeceği, çalışanın işyerinin değiştirileceği, daha zor görevlere verileceği ya da eğitim düzeyi ve mesleki becerilerine uygun olmayan işlerde görevlendirileceği endişesi ile kamu görevlilerinin bu yöndeki şikâyetlerinin sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerinin pek çoğu fiziksel şiddete de maruz kalmaktadır. Psikolojik şiddetin bir sonraki aşamasının fiziksel şiddet olduğu unutulmamalıdır. Bütün bu sorunlar ortadayken ILO’nun Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi, bizler için de bir umut ışığı olmuştur.”
PROTOKOL KONUŞMALARINDA MOBBİNGİN HAYATIMIZDA ÇOKÇA YAŞANDIĞINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Genel Başkanımızın ardından söz alan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, mobbingin sadece çalışma hayatında değil, yaşamın her alanında yaşandığına dikkat çekerek, bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet etti.
Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman yapılan çalışmalar sayesinde mobbing ile mücadele konusunda farkındalığı artırdıklarını belirtti. “mobbing işyerinin kanseridir” diyen İşman, insanların haklarını korumak için toplumsal yaraya dönüşen bu mobbing ile mücadele ettiklerini vurguladı.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan yaptığı konuşmada, mobbingin önüne geçilmesi için insan sevgisinin var olması gerektiğine işaret etti.
Ankara Tabip Odası başkanı Vedat Bulut ise, özellikle sağlık sektöründe ciddi sıkıntıların olduğunu belirterek esnek çalışma sisteminin mobbingi artıran nedenlerin başında olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından panele geçildi. Panelin başında “Kamuda Mobbing Araştırması” anket sonuçları açıklandı. Ardından panelistler sunumlarını gerçekleştirdiler. Mobbingle Mücadele Derneği’nden Dr. Mustafa Kemal Topçu, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, Kamu Denetçiliği Kurumundan Didem Yeter Güler, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitliği Kurumundan Dr. Hicran Atatanır ve Türkiye Kamu-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Leyla Polat panelist olarak konuyla ilgili detaylı açıklamalarda bulundular.
Panelimize, Türk-İş Eski Başkanı Salih Kılıç, Türkav Başkanı Ebubekir Korkmaz, İlksan Başkanı Tuncer Yılmaz, sendikalarımızın Genel Başkanları ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı.