Refakat İzni İçin Çalışma Bakanlığına Başvurduk

Refakat İzni İçin Çalışma Bakanlığına Başvurduk

Memurların refakat iznine ilişkin karışıklığın giderilmesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına Türkiye Kamu-Sen tarafından başvuru yapıldı.

Başvuruda 657 sayılı yasanın 105. Maddesinin son fıkrasında; “Memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.' Hükmünü içerdiğin belirtildi.

İlgili hüküm, sadece sınırlı halleri düzenlemekte olup, devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmeleri halinde söz konusu kişilere refakat eden devlet memurlarına refakat izni verilip verilmeyeceğine, yine devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmeti sunucularından yatarak tedavi edilmeleri sırasında refakati uygundur, refakati zorunludur gibi ifadeleri içeren tek hekim veya sağlık kurulu raporlarına istinaden devlet memurunun söz konusu kişilere refakat edip edemeyeceği, bu nedenle izinli sayılıp sayılmayacağı  hususunda bir hükme yer vermemektedir.
 
Ayrıca; 657 sayılı kanunun 105. Maddesinin son fıkrasında belirtilen haller dışında devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmesi halinde  refakatçi olan devlet memuruna 5510 sayılı kanunun 65. Maddesine göre gündelik ve yol giderleri ödeneceği hükme bağlanmış, ancak fiili olarak gerçekleşen bu durum karşısın da refakat izini ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır.
 
Yaşanan bu karmaşanın kamu kurum ve kuruluşlarında refakat izni kullanmak isteyen kamu görevlilerinin mazeret izni ya da yıllık izin uygulaması ile bu hakkını yerine getirememesine neden olduğunu belirttiğimiz dilekçemizde, bu hakkın kullanımı ile ilgili olarak ortaya çıkan ve son derece hayati bir önem taşıyan sosyal bir konudaki karışıklığın giderilmesini talep ettik.
 
 
KONUYA İLİŞKİN BAŞVURU AŞAĞIDA İLGİNİZE SUNULMUŞTUR
 
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINA
 
            Bilindiği üzere;  657 sayılı yasanın 105. Maddesinin son fıkrası; “Memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.' Hükmünü içermektedir.
 
            Söz konusu kanun hükmü; sadece sınırlı halleri düzenlemekte olup, devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmeleri halinde söz konusu kişilere refakat eden devlet memurlarına refakat izni verilip verilmeyeceğine, yine devlet memurunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmeti sunucularından yatarak tedavi edilmeleri sırasında refakati uygundur, refakati zorunludur gibi ifadeleri içeren tek hekim veya sağlık kurulu raporlarına istinaden devlet memurunun söz konusu kişilere refakat edip edemeyeceği, bu nedenle izinli sayılıp sayılmayacağı  hususunda bir hükme yer vermemektedir.
 
            Ayrıca; 657 sayılı kanunun 105. Maddesinin son fıkrasında belirtilen haller dışında devlet memurunun görev yaptığı yerdeki tıbbi yetersizlikler sebebiyle bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tedavi amacıyla il dışına sevk edilmesi halinde  refakatçi olan devlet memuruna 5510 sayılı kanunun 65. Maddesine göre gündelik ve yol giderleri ödeneceği hükme bağlanmış, ancak fiili olarak gerçekleşen bu durum karşısın da refakat izini ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır.
 
             Yukarıda açıklanan her iki durum fiili olarak gerçekleşen uygulamada ortaya çıkan sorunlara ilişkindir.  Çoğu zaman ilgili memur belirtilen durum karşısında izin alamamakta veya yıllık iznini kullan şeklinde beyanlarla karşılaşmaktadır.
 
             Belirtilen nedenle; Konu hakkında açıklayıcı mevzuat düzenlemesinin yapılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ve talep ederiz.


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN