Bursa’da görev yapan bir aile hekiminin cumartesi nöbetine gitmediği için verilen 5 puanlık ihtar cezasının yerel mahkeme tarafından iptal edilmesi ve bu karara yapılan itiraz neticesinde Danıştay 2. Dairesinin verdiği bozma kararı üzerinden spekülasyon yapıldığı görülmektedir.
Kamu çalışanları açısından da iş bırakma eylemlerinin yasal bir sendikal faaliyet olduğu istinaf mahkemeleri ( Açtığımız dava sonucunda istinaf mahkemesinden aile hekimlerinin iş bırakmalarını sendikal bir hak olduğu yönünden karar çıkmıştır. Bu “7 Kasım 2017 tarihli bir karardır ve 24.10.2017 tarihli olan Danıştay kararından sonradır. Karar aşagıda yayınlanmıştır.) Yüksek Yargı, Anayasa Mahkemesi kararları ve uluslararası mahkemeler ile sabit iken (Kararlar için tıklayınız); ayrıca taraf olduğumuz ve iç hukukumuzdan üstün görülen uluslararası sözleşmelerde de açıkça belirtilmesine rağmen farklı özellikleri olan bir olay üzerinden verilen Danıştay kararıyla üzerinden yaygara koparıldığını ibretle izlemekteyiz. Kararın yalanlar katılarak internette ve sosyal medyada dolaşıma sokulduğunu görmekteyiz.
Öncelikle belirtmek gerekir bu kararı veren Danıştay 2. Dairesi de dahil olmak üzere Danıştay’ın farklı dairelerinin ve son mercii olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kamu çalışanları açısından iş bırakmanın sendikal bir faaliyet olduğunu belirten kararları açıktır.
Aile hekimlerinin cumartesi nöbetleri için iş bırakma süreçlerinde bazı sendikaların 1 yıl cumartesi günü işe gitmemek gibi tek karar alıp hukuki ölçülülükte sınırları zorlamaları ve sendika üyesi olmayan aile hekimlerine de iş bırakabileceklerini dile getirmeleri gibi vahim hataları olmuştur. Bu süreçte biz sendika üyesi olmayanların iş bırakamayacağı ve her hafta için ayrı karar alınması gerektiğini belirterek bu hususlara dikkat etmiştik.
Nitekim Danıştay 2. Dairesinin verdiği kararda da bu hususlara gönderme yaparak kararında “ ….Bu sendikalara üye olan veya olmayan aile hekimlerince de bu eylemlere destek verilerek nöbet görevine gidilmediği…, …vatandaşlara etkin, verimli ve hızlı bir hizmet sunumu ile yükümlü olan davacının, iş bırakma eyleminin sağlık hizmetini sekteye uğratacağı ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.' denilmiştir.
Kararda böylesine hususlar var iken ve yerel mahkemeye tekrar görüşülmesi için gönderilmiş olmasına rağmen “Danıştay sağlık personeline bırakmayı yasakladı' gibi genel hükümler veren başlıklar kullanılarak bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Bu art niyetli yaklaşımlar hem temelsiz hem de kasıtlıdır. Bir karar üzerinden genellemelerle bir yaygara kopararak temel hakların kullanılmasının önüne geçmek, bu anlamda bir korku havası oluşturmak gibi bir ahlaksızlıkta yapılmaktadır. Bu yalan ve yaygara işi yapanlara karşı sağlık çalışanlarını uyarıyor, iş bırakma tüm kamu çalışanları gibi sağlık çalışanlarının temel hakkı olduğunu bir kez daha karalılıkla vurguluyoruz.
Üstelik sağlık çalışanları bu hakkı kullanırken acil servis ve ameliyathanelerdeki görevlerini aksatmayarak vatandaşın sağlık hakkının korunmasında da hassasiyet gösterenlerin sağlık çalışanları olduğunu herkesin iyi bilmesini istiyoruz.
Türk Sağlık-Sen olarak üyelerimizle birlikte bu hakkı her zaman sağlık çalışanları için hiç çekinmeden kullanacağımızı da ilan ediyoruz.