Türk tarihinin en acı olaylarından biri olan Sarıkamış Harekâtının 104. yıldönümü nedeniyle Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci bir basın açıklaması yayınladı.
Kahveci açıklamasında, “Bu topraklar öyle kolay vatan olmadı; Yemen çöllerinde sıcaktan, Balkanlar’da hastalıktan, Sarıkamış’ta kör ayazlardan kırıla kırıla bugünlere geldik.” dedi.
22 Aralık 1914 tarihinde başlayan Sarıkamış Harekatı’nın üzerinden 104 yıl geçmiş bulunuyor. Rusların Anadolu’yu işgali üzerine Rus Ordusu’nu arkadan kuşatmak amacıyla Enver Paşa komutasında başlatılan harekât, 18 gün sürmüştü. İlk iki günü başarıyla geçen taarruz, daha sonra hava koşullarının sertleşmesi nedeniyle seyrini değiştirdi. Kara kışın 3-4 Ocak 1915 gecesi şiddetlenerek kar fırtınasına dönüşmesi sonucunda yollar tıkandı, çadırlar yıkıldı. Fırtınanın ardından bastıran dondurucu soğuklar 60 bin vatan evladının donma, dizanteri ve tifo gibi hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu harekatta 32 bin de Rus askeri öldü.
Türk tarihinin en acı olaylarından biri olan Sarıkamış Harekâtının 104. yıldönümü nedeniyle Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci bir basın açıklaması yayınladı. Kahveci açıklamasında, “Bu topraklar öyle kolay vatan olmadı; Yemen çöllerinde sıcaktan, Balkanlar’da hastalıktan, Sarıkamış’ta kör ayazlardan kırıla kırıla bugünlere geldik.” dedi.
Kahveci açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türk tarihi, içinde barındırdığı trajedileriyle, kahramanlık ve fedakârlıklarıyla tüm dünya milletleri için örnek teşkil edecek ibret vesikalarına kaynaklık etmektedir. Türk tarihi, bir milletin Uzak Asya’da başlayıp, Avrupa’nın içlerine kadar uzanan var olma savaşının destansı hikayesidir.
Emperyalistlerin modern zamanlardaki ilk büyük paylaşım mücadelesinin kanla kurulan tezgâhı olan I. Dünya Savaşı, tam anlamıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması üzerine kurgulanmştır. Bölgemizdeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının, on binlerce kilometre uzaktan gelen yağmacılar tarafından pay edilmesi üzerine kurulu olan bu paylaşım mücadelesi, tıpkı günümüzde yaşadığımız gibi büyük çatışmalara, tarifsiz acılara, sayısız can ve mal kaybına neden olmuştur.
Sarıkamış Harekâtı da vatanını yağmacılara, işgalcilere karşı müdafaa etmek ve bu toprakların kaynaklarının bu toprağın milletlerinin malı olarak kalması için milyonlarca kilometrekarelik bir alanı savunmak durumunda kalan Türk milletinin hazin bir kahramanlık hikâyesi, vatan sevdamızın en güzel ispatıdır.
Tarih sahnesinden silmek amacıyla yedi düvelin üzerine çullandığı bu millet, Yemen’de çöl sıcaklarında, Balkanlar’da salgın hastalıklarda, Çanakkale’de kimyasal gazlarla, Sarıkamış’ta kör ayazlarda kırıla kırıla 20 milyon kilometrekarelik görkemli bir imparatorluktan 784 bin kilometrekarelik bir vatan; çağdaş, demokratik, hukuka ve insan haklarına bağlı bir devlet çıkarmıştır.
Bugün üzerinde huzur ve güven içinde yaşadığımız bu topraklar, en ağır bedeller ödenerek elde edilmiş, dünyanın en kıymetli vatanıdır. Bu bakımdan Türk milleti ne içimizde nüvelenmiş öyle üç beş çapulcuya ne de her asırda türlü tuzaklarıyla gelip en modern silahlarıyla, hile ve desiseleriyle bu topraklarda kan kusan, ateş saçan leş kargalarına pabuç bırakmayacak cesaret, feraset ve birikime sahiptir. Tarih boyunca Sarıkamış’ta, Galiçya’da, Trablusgarp’ta, Kafkaslar’da, Yemen’de, Kut’ül Amare’de, Çanakkale’de, Sakarya’da velhasıl dünyanın dört bir köşesinde hak ve adalet için can veren bu millet, şimdi de üzerine kurulmuş olan her türlü kirli planı düşmanlarının başına geçirecek, tıpkı Sevr örneğinde olduğu gibi kendisine dayatılan her prangayı parçalayıp hainlerin suratına çarpacaktır.
Atatürk, ‘Türk evladı ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’ demiştir. İşte Sarıkamış Harekâtı da yokluklar içinde olmazı mümkün kılmak adına canını hiçe sayan, tarifsiz zorluklara göğüs geren ecdadımızın bizlere miras bıraktığı hüzünlü bir kahramanlık destanıdır. Onlar, bundan tam 104 yıl önce, dört bir tarafı düşman tarafından kuşatılan memleketlerini kurtarmak için yokluk ve sefalet içinde cepheye koşup, karlar altında şehit düşerken, bizlere de daha büyük işler yapmak için iman, inanç, cesaret ve ilham kaynağı oldular.
Bu vesileyle Anadolu coğrafyasının her bir karışında bu vatan için kanını dökmüş tüm aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Dondurucu soğuk ve tipi altında şehit olurken dahi el ele, kol kola ebediyete yürüyen Mehmetçiğimizin bu acı destanı bir fedakârlık ve kahramanlık örneği olduğu kadar, birlik ve kardeşliğimizin de dersidir.
Türkiye Kamu-Sen olarak, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu ülkenin birliği ve dirliği için gerek Sarıkamış’ta gerekse diğer bölgelerimizde şehit olan gelmiş geçmiş tüm vatan evlatlarımıza yüce Allah’tan bir kez daha rahmet diliyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.”