Dokuz Eylül Üniversitesi çalışanları adına yapılan maaş promosyon ihalesinde verilen teklif çalışanlarımızın hak ettiği bir oran değildir.
İhaledeki bu usul hatası, şartnamedeki eksiklikler ve sonuç itibarı ile verilen düşük teklifi sendika olarak kabul etmedik ve etmeyeceğiz. Konu ile ilgili Rektörlüğe ihalenin iptali ile ilgili başlattığımız dilekçe kampanyasından sonra 28.10.2015 tarihinde Dokuz Eylül Klinikler önünde saat 10:30’da basın açıklaması yaptık.
Dokuz Eylül kurumunca Üniversitede görev yapan kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinin hangi banka aracılığı ile ilgili ödeneceğine dair maaş promosyon ihalesi Eylül ayı itibari ile başlamış olup süreç 2 Ekim’de tekliflerin alındığı ilk tur, 9 Ekim’de de nihai kararın açık artırma ile belirleneceği ikinci tur olarak şartnamede belirtilmiştir.
Malumunuz üzere promosyon ihalesi 20 Temmuz 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde yapılmaktadır. Genelgede ihale sürecinin başlangıç aşamasında oluşturulacak ve ihale sürecini yürütecek komisyonun kimlerden oluşacağı açık bir şekilde belirtilmiştir. Lakin kurum tarafından şartname hazırlık aşamasında ve komisyon teşekkül etme aşamasında Mayıs ayı itibari ile baz alınması gereken sendika üye sayıları gözden atlanmıştır. Eğitim- Sen sendikasının yetkili olduğu düşünülerek 2 Ekim teklif zarflarının açılacağı güne kadar olan tüm süreç bu sendika ile yürütülmüş, şartname kurum ve sendika tarafından görülerek bankalara gönderilmiştir. Süreç ile ilgili usulde hata olduğu 1 Ekim günü farklı bir sendikanın üyelerine çektiği mesajla tarafımızca fark edilmiş, derhal kurum yetkilileri ile irtibata geçilerek bunun düzeltilmesi talep edilmiştir. 1 Ekim günü akşamı sendikamıza gönderilen şartnamede bazı eksiklikler olduğu tarafımızca tespit edilmiş ve 2 Ekim sabahı teklif zarfları açılmadan durum kurum yetkilileri ile paylaşılmış, düzenlemeler yapılması istenmiş (özellikle EFT ücreti) ama bu aşamadan sonra şartnamenin değiştirilemeyeceği tarafımıza bildirilmiştir. Kurum yetkilileri şartnamede neden EFT ücreti olamadığı sorusuna ise EFT ücreti şartnameye konulduğunda bankaların düşük teklif vereceğini ifade etmiştir. Bunun doğru olmadığını birçok kurumda yapılan tüm ihalelerde çalışan lehine olan bir kazanım olarak EFT ücreti olmasına rağmen bankların yüksek teklif verdiğinin tarafımızca bilindiğini ilettik.
Bir dezavantajında ihalenin usulen iki aşamalı olarak yapılmasının tekliflerin düşük olmasına neden olabileceğini tek turda yapılacak ihalenin daha verimli sonuçlar verdiğini, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde şartnameyi bu şekilde hazırladığımızı ve süreçten olumlu sonuç aldığımızı ifade ettik. Ancak şartnamenin hazırlık aşamasında olmadığımız ve müdahil edilmediğimiz için şartname ve ihale süreci2 Ekim’de bankaların ilk teklifi ile başladı.
Kurumun maaş promosyon ihale çağrısına ne yazık ki sadece 7 banka müracaat etti. İlk açılan tekliflerde banka sayısı 10 bankanın altında olduğu için elenen banka olmadı ve 7 banka ile 2. Tur olan 9 Ekim tarihinde ihale açık artırma ile başladı. Şeffaflık ilkesi de gözetilerek çalışanların kafasında oluşacak soru işaretlerini giderebilmek ve takip edebilmek açısından hem sendikamızdan, hem de diğer sendikalardan gelen talep üzerine ihale canlı olarak tüm çalışanların izleyeceği şekilde yapıldı.
7 bankadan 5 bankanın hiç rekabete girmeden, ilk turda teklif dahi vermeden çekilmesi, rekabet ortamı yaratmadı. Asıl olan ve sorgulanması gereken 9 Eylül gibi köklü bir kurumun maaş promosyon ihalesine bankaların neden ilgi duymadığı ve neden rekabete girmediği. Tarafımızca buda kurum yetkililerine soruldu. İhale şartnamesinin ağır oluşumu? Yoksa ihaleye girecek bankalar için mevcut bir bankanın ihaleyi kaybetme ihtimalinde dahi yerleşik düzenini bozmayarak orda kalıcı olmasının dezavantajımı bankaların ihaleye asılmamasına etken oldu.
Yoksa 6.965 personelin yıllık 322.589.556,63 TL’lik ciddi oranda maaş ve döner sermayeden kaynaklanan nakit akışının olduğu bir ihaleye bankanın asılmamasının nasıl bir açıklaması olabilir. Dokuz Eylül gibi köklü bir kurumun ihalesinde ekonomik kriz bahane eden bankaların, farklı girdikleri kurumlarda ödedikleri tutarın ne kadar olduğu çalışanlarında takibindedir, bizlerinde.
9 Ekim 2015 tarihinde 5 bankanın rekabet ortamına girmeden ihaleden çekilmesi ile son iki tura kalan İş Bankası ve TEB arasında açık artırma ile turlar halinde devam eden ihale 1.511 TL’de İş Bankasının çekilmesi üzerine 1.521 TL ile TEB Bankasında kalmıştır. Teklifin düşük gelmesi üzerine ihale komisyonu tarafından TEB bankasına bir hafta süre verilerek fiyatı artırması ve teklifi revize etmesi aksi takdirde ihalenin iptal olacağı söylenmiş. Bir haftalık süre bitiminde 16 Ekim 2015’te banka nihai teklifini Rektörlük makamına sunmuş ve Rektörlük makamı 20 Ekim’de sendikamızı görüşmeye çağırmıştır.
20 Ekim’de yapılan görüşmenin de canlı yapılması talebimiz olumlu karşılanmadı. Görüşmede ihaleden 9 Ekim’de çekilen İş Bankasının yeniden fiyatı 1.525’e çektiği TEB Bankasının da 1.525 fiyat verdiği bu hali ile ihaleyi İş Bankasına vermek istediklerini söylediler. Biz sendika olarak verilen teklifin düşük olduğunu, bunu çalışanların hak etmediğini protokolü bu hali ile imzalamayacağımızı, imzalarsak şerh düşeceğimizi belirttik. Bunun üzerine kurum yetkilileri ihale iptal olursa ve daha düşük teklif gelirse sendikayı sorumlu tutarız ifadesi kullandı. TEB Bankasının 1.525 TL fiyat üstüne verdikleri avantajları ilettik. İş Bankasının EFT’ den ücret alacağını ifade ettik. Kurum yetkilileri ısrarımız üzerine İş Bankasını arayarak EFT’yi ücretsiz talep ettiğimizi iletti. İş Bankasından geri dönüş ise sadece 3 EFT’ye kadar ücret alınmayacağı oldu. Bunun etik olmadığını yerleşik bir bankanın EFT ücretinde dahi pazarlık yaptığını, bu nedenle banka değişikliğine sıcak baktığımızı, gerekirse ihalenin iptal edilerek 1.525 TL üzerinden yeniden ihaleye çıkılmasını, promosyon alan kurumları incelediğimizde 4 yıllık süre ile yapılan anlaşmalarda çalışanın eline geçen paranın daha fazla olduğunu ve 4 yıllık bankalardan teklif alınmasını istedik. Ancak tüm önerilerimiz ret edildi. Bunun üzerine Rektör Sayın Mehmet FÜZÜN’ den randevu talebinde bulunduk. Ne yazık ki talebimize cevap beklerken Dokuz Eylül kurumunca aranarak imzaya gelmemiz talep edilmiş, imzamız olmadığı takdirde de kurum yetkilileri tarafından da protokol imzalanarak duyuru yapılacağı söylenmiştir.
Şimdi sizlere soruyoruz;
-Taleplerimiz kurum tarafından neden göz ardı edildi?
-Yeni bir ihaleye çıkılması ve şartnamenin bazı maddelerinde değişiklikler yapılması neden kuruma ürkütücü geldi?
-İhalenin bu hali ile düşük teklifin çalışanın aleyhinde olduğunu bankalarla yapılan görüşmelerde ve diğer kurumların ücreti incelendiğinde 4 yıllık ihale sürecinde çalışanın eline geçen sıcak para miktarının artacağı ve 4 yıllık bankalardan teklif alınmasına neden sıcak bakılmadı?
-Hangi çalışan 4 yıl süreye 2.500 üzeri fiyata hayır der ve bizi suçlar konuma gelir?
-İki dönemdir üst üste hazırlanan şartnameye neden çalışan lehine bir madde olan EFT ücreti dahil edilmez ve neden hem kurum yetkilileri, hem de sendika bunu gözden kaçırır?
-Neden şartnamede bizim tarafımızdan dezavantaj olarak görülen iki tur şeklinde olan ihale tek turda yapılmaz?
-Ve neden sendika etkisiz eleman olarak görülüp, sendikanın fikri, düşünceleri, önerileri göz arda edilip ihale iki komisyon üyesinin onayı ile çalışana kabul ettirilir?
Sürecin sonuna dahil olmamıza rağmen hak ettiğiniz promosyon ücretini alabilmeniz için her türlü mücadeleyi verdik. Fakat ne yazık ki kurum yetkililerini ikna edemedik. Şimdi mücadelemiz ve talebimiz sizlerle beraber hak ettiğiniz ücreti alana kadar gerekirse ihaleyi iptal ettirmek ve yeni bir şartname ile yeni bir ihaleye çıkmak. Süreçte ve mücadelemizde sizlerin desteği bizler için önemli. Kurumda yanlış giden bir takım şeylere hep beraber dur demenin zamanıdır. Ya hep beraber kazanacağız, yada hiç mücadele vermeden pes ederek kaybedeceğiz.