Hani derler ya 'altının değerinden sarraf anlar' diye.Kendisini her zaman tanımaktan gurur duyduğum,Türk Sağlık-Sendikasını yakından tanıyan,bilen senelerce üyesi olarak ve yönetiminde bulunarak tüm inancı ile Sağlık çalışanlarının hak ve hukukunu korumuş bunun yanında Vatan,millet sevdalısı Op. Dr. Kayıhan ÇAĞLAR hocamıza Türk Sağlık-Sen Eskişehir-Bilecik Ailesi ve tüm camiamız adına Teşekkürlerimizle
Sayın Op.Dr.Kayıhan ÇAĞLAR'ın sendikamız ile ilgili Eskişehir Yerel Gazetelerinden Yenigün Gazetesi Sağlıklı Düşünce Köşesinde yazdığı yazı şu şekildedir.
Yirmi yıllık memuriyetim süresince üyesi olmaktan ve saflarında yer almaktan şeref duyduğum Türk Sağlık-Sen Eskişehir-Bilecik Şubesi’nin 24 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulunda Sayın Hüseyin Kararman başkanlığındaki yönetim kurulu listesinde aday olmuş ve seçilmiştim. Bu tarihten itibaren de yönetim kurulu üyeleri ve temsilci arkadaşlarımla beraber saygı değer sağlık çalışanlarına; dertleri ile kurumsal olarak dertlendiğimizi ayrıca elimizden gelen ve yasaların verdiği izin ölçüsünde sorunların çözümü için çaba sarf ettiğimizi hem anlattık hem de ispatladık. Çalışmalarımızın semeresini; 6-7 ay gibi kısa bir zamanda 1440 civarında devir aldığımız üye sayısını, tüm idari olumsuzluklar ve engellemelere karşın kamu sağlık çalışanlarının desteği ile 2050’lere ulaştırarak aldık. Mücbir nedenlerle memuriyetimden ayrılmakla Türk Sağlık-Sen’deki görevim ve üyeliğim resmiyette sona ermesine rağmen, gönül bağım ömrüm oldukça devam edecektir.
Yine, yönetim kurulu üyeliği yaptığım ve halen üyesi olduğum ‘Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma Ve Dayanışma Vakfı’ ya da kısa adı‘TÜRKAV’ olan vakıf, 1985 ile 1987 yılları arasında iki yıl süren fikirsel, 1987-1989 yılları arasında ise örgütlenme alt yapısının oluşturulma süresinden geçtikten sonra sendikal hakların telaffuz edilemediği o günün şartlarında kamu çalışanları adına en uygun örgütlenmenin vakıf organizasyonu olduğuna karar kılınarak, 1989’da tüzel kişiliğine kavuşarak Ankara’da kurulmuştur. Gayesi; “Ay Yıldıza söz verdik sloganından taviz verilmeyeceği; bu duygu ve düşünceye, yüce ülküye gönül vermiş olan vakfımız ve üyelerinin yurdumuzun geçmekte olduğu hassas ve nazik dönemde yurdumuzun bölünmez bütünlüğüne birlik ve beraberliğine necip Türk milletinin ali menfaatlerinden ve mukaddesatından asla vazgeçmeyen bir memur hareketinin yılmaz ve yıkılmaz öncüsü olduğumuzun bilinmesidir...'şeklinde açıklanmıştır. Kamu çalışanlarının ekonomik sorunlarına eğilen bir teşkilat vasfı taşımakla birlikte, milli ve manevi alanlarda da faaliyet gösterenTÜRKAV; üyelerine verdirdiği konferanslarla güncel ve tarihsel konulara da değinerek hafızaları güçlü, diri ve hazır tutmaktadır. Özellikle memur üyelerinin çocuklarına sağladığı; eğitsel, kültürel ve sportif desteği ile de örnek teşkil etmektedir.
Mevcut ve bilinen memur sendikaları konfederasyonları içerisinde ilk olarak Türkiye Kamu-Sen 1992’de kurulmuş olup, memurun hak arama çabasında öncülük etmiştir. Türk Sağlık-Sen, sağlık ve sosyal hizmet alanında görev yapan kamu çalışanları arasında örgütlenen bir memur sendikası olup, Türkiye Kamu-Sen konfederasyonuna bağlıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın; “Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır. Madde 66- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.' ifadelerinin değiştirilmesi dahi teklif edilemez olduğu bilinen bir gerçek olmasına rağmen; temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi bahanesi ile anayasanın değişmesi gerektiği; bugüne kadar belli çevrelerce devamlı olarak medyaya servis edilmiş, bölücü mihraklara fırsat verilmiş ve nihayetinde TBMM Anayasa Komisyonu tarafından müzakere edilerek siyasi partiler arasında uzlaşma arayışına gidilmiştir.
Anayasa değişikliğinin ve başkanlık sistemi tartışmalarının tekrar gündemde olduğu bu günlerde, tüzüğündeki amacını açıklarken “…Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün korunması ve yaşatılması; Anayasada ifadesini bulan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerinden ödün vermeksizin, milli ve manevi değerlere saygılı kalarak...' ifadesinin yer aldığı ve Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci’nin bir konuşmasında; “ Türk Sağlık-Sen her şeyden önce millidir. Derdi bu vatan ve millettir. Vatan olmadıkça diğer hiçbir değerin mana ve önemi yoktur. Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar vatansız kalan insanların düştüğü durum bunun en somut göstergesidir.' dediği Türk Sağlık-Sen ve bağlı olduğu konfederasyon Türkiye Kamu-Sen, Türkiye Cumhuriyeti kazanımlarının ve Türk milletinin mukaddes değerlerinin yılmaz bekçisi ve teminatıdır.
Türk Sağlık-Sen, her türlü haksızlık karşısında kamu sağlık çalışanlarının yanında olduğunu; açmış olduğu davalardaki kazanımları ve etkili/sonuç alıcı eylemleri/mitingleri ile ortaya koyarak daima sorumluluk almıştır. Bildiğiniz gibi, memurun iş güvencesinin elinden alınacağı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliğin arefesindeyiz. Şimdiye dek, hiç olmadığı kadar böyle bir kuruma lüzum olmamıştır, diye düşünüyorum.
O vakit; T.C, Türk bayrağı, Türkçe, İstiklal Marşı ve Türk milleti kavramlarının mana ikliminde yoğrulmuş, özlüğü ile ilgili samimi ve gayretli hak arayışının yanında, buna mukabil kendisine yapılan şahsi mevki/makam/koltuk ilişkisi ve menfaat birlikteliği tekliflerinin karşısında olanlar, lütfen dikkat buyurunuz! Geleceğini hazırlamakla mükellef olduğumuz ve istikbal ile istiklalimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın nasıl bir Türkiye’de yaşayacağı hususunda düşünen, kaygısı olan ve sorumluluk taşıyan kamu sağlık çalışanlarının ilgisini ve desteğini hak eden Türk Sağlık-Sen; siz olmadan bir eksiktir. Bilginize ve ilginize sunarım.
Yazıma, içlerine sindiremedikleri beyanlarına ilaveten sözlerinde değişiklik yaparak ya da ‘Türkçe’ olmayan ifadeler ekleyerek yemin eden ‘Milletvekili zat’larına inat; şu sözlerimle son veriyorum: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.'
Son söz: “Ne mutlu! Vatanını; sanalda ve hatta değil, asılda ve satıhta müdafaa edenlere…' Şen ve esen kalınız.