Ankara’nın göbeğinde 17 Şubat akşamı yaşanan hain saldırı için saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimiz için ve ülke genelinde yaşanan terör saldırılarını kınamak için 19.02.2016 tarihinde Ege Üniversitesi Hastanesi Poliklinikler önünde Basın Açıklaması yaptık.
Genel Sağlık İş Sendikasının da destek verdiği Basın Açıklaması 10:00’da Poliklinikler önünde tüm Şehitlerimizin anısına 1 dakikalık Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Şube Başkanımız Yasemin ZENGİN’ in konu ile ilgili Basın Açıklaması ;
17 Şubat Çarşamba akşamı Başkent Ankara’nın göbeğinde askeri ve sivil personeli taşıyan servis araçlarına yapılan bombalı hain saldırıda 28 vatandaşımız şehit olmuş, 61 vatandaşımız yaralanmıştır. Dün ise Lice’de ve Şırnak’ta bölücü terör örgütü tarafından yapılan hain saldırıda 7 askerimiz şehit olmuştur. Ankara’nın göbeğinde, Genel Kurmay Başkanlığı, Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı, TBMM, Başbakanlık ve İç İşleri Bakanlığı’na 200-400 metre gibi mesafede gerçekleştiren bu saldırıdan görülen O dur ki Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir vatandaşımızın can güvenliği kalmamıştır.
Biz yıllarca AKP Hükümetinin, açılım adı altında başlattığı çözüm süreci ile PKK terör örgütüne verilen tavizlerden vazgeçilmesini, terör ve teröristlerle müzakere değil mücadele edilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bugün gelinen nokta, söylemlerimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koymuştur. Keşke bizler haksız çıkmış olsaydıkta, bugün her gün gelen şehit haberleri ile analar ağlamasa, yüreklerimiz dağlanmasaydı.
17 Şubat Çarşamba akşamı Ankara’nın göbeğinde yaşanan katliam ülkemizdeki güvenlik zafiyetini de gözler önüne sermiştir. Vatandaşlarımız artık can ve mal güvenliklerinden endişe etmekte, sokağa çıkmaya korkmaktadırlar. Başta istihbarat teşkilatımız olmak üzere polis ve jandarma istihbaratımızda yetersiz kalmaktadır. Güvenlik zafiyeti bir an önce giderilmeli, tüm önlemler alınmalı, vatandaşlarımızın can güvenliği sağlanmalıdır.
Yaşanan bu olayların birinci sorumlusu, yanlış politikalar neticesinde terör örgütüne çözüm süreci adı altında tavizler vermesi sebebi ile hükümettir ve İçişleri Bakanlığı’dır. Vatandaşın can güvenliğini sağlayamayan İç İşleri Bakanı sorumluluğunu yerine getirerek derhal istifa etmelidir.
Bölücü terör örgütüne gösterilen müsamaha ve verilen tavizler Türkiye’yi felaketin eşiğine getirmiştir ve bu durum ne yazık ki bugün gelinen noktada her gün bir askerimizin, polisimizin canına mal olmuş, gerçekleştirilen saldırılarda yüzlerce sivil vatandaşımızda hayatını kaybetmiştir. Teröristlerle yapılan müzakerelerin bedelini askerimiz, polisimiz ve vatandaşlarımız ödemektedir. Kimsenin bunun bedelini Türk Milletine ödetmeye hakkı yoktur.
Bin yıllık bir birliktelikte aynı coğrafyada ortak kader birliği yaparak etle tırnak haline gelen Türkmeni, Lazı, Kürdü, Boşnağı, Arnavutu, Türkü Türk Milleti adını almıştır. Bu kardeşliği bozmaya çalışan ve etnik ayrımcılığa neden olan bazı hainlere Türk Milleti asla izin vermeyecektir. Ay yıldızlı al bayrağın altında yaşamaktan onur ve gurur duyan İstiklal marşının heyecanını kalbinde hisseden, etnik kökeni, asabiyetini bölücülük noktasına getirmeden varlığım Türk varlığına armağan olsun diyen yiğitler buna müsaade etmeyecektir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, TBMM ile teröre karşı top yekün bir birliktelikle mücadele vermelidir. PKK’dan İŞID terör örgütüne kadar terörün ve teröristin her türüne lanet olsun. Terör sorunu bitmeden ülkemiz rahat bir nefes almayacaktır. Türk Sağlık Sen olarak teröre karşı yapılacak her türlü mücadelenin yanında olacağız. Bu itibarla 17 Şubat’ta Ankara’da, 18 Şubat’ta Diyarbakır ve diğer bölgelerde şehit olan tüm vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Yaralı olanlara acil şifalar diliyoruz. Başta şehit aileleri olmak üzere Yüce Türk Milletine baş sağlığı diliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Milletinin son ve ebedi devleti olacak, Anadolu ve bu devletin sınırları asla hainlere geçit vermeyecek, Ay yıldızlı al bayrağın dışında bu coğrafyada başka bir bayrak dalgalanmayacaktır. Bu böyle biline.