Vicdanınız Sızlamıyor mu?

Vicdanınız Sızlamıyor mu?

Gaziantep Şube Başkanımız Kemal KAZAK, yetki kargaşasına sebep olan ve israfa yol açan yanlış sağlık politikaları hakkında Şehit Dr. Ersin Arslan toplantı salonunda bir basın açıklaması düzenledi.

KAZAK şu ifadelere yer verdi:

Değerli Basın Mensupları;

Bilindiği üzere 6663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname 2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte de Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının yeniden yapılandırılması kararlaştırılmıştır.

Yeni düzenleme sonrasında İllerdeki sağlık teşkilatı, İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı İl Müdürlüğü ve Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği olarak 3’e ayrılmıştır.

 

Bakanlık bu düzenleme kapsamında;

“İnsan gücünde ve maddî kaynaklarda tasarruf sağlamak ve verimi arttırmak, sağlık insan gücünün ülke sathında dengeli dağılımını sağlamak ve yurt sathında eşit kaliteli ve verimli hizmet sunumunun sağlanmasını amaçlamıştır.'

Bu düzenlemenin, hali hazırdaki uygulamada ve geçen zaman içerisinde; ne sağlık insan gücünün dengeli dağılımına fayda sağladığına ve verimi arttırdığına, ne kaliteli hizmet sunumunu pozitif yönde etkilediğine, ne de maddi kaynaklarda tasarruf sağladığına katılmıyoruz.

Bilakis bu sistemin sağlık çalışanlarını ve sağlık yöneticilerini yetki kargaşasına ittiğini ve çok başlılık getirdiğini iddia ediyoruz. Bunun sonucu olarak ta; bürokrasi artmış ve personel yetersizliği hat safhaya ulaşmıştır.

Personel yönünden, daha düne kadar sağlık kurumları arasındaki nakil işlemleri çok basit iken, bugün sağlık kurumları arası nakil işlemleri Bakanlıklar arası nakil işlemi prosedürüne tabi bırakılmış, il içi personel değişikliği ise; keyfiyet ve yandaşlığa teslim edilerek sağlık çalışanları mağdur edilmiştir.

Ayrıca; Sağlık kurum ve kuruluşlarına yıllarını veren idareciler görevlerinden alınarak Araştırmacı kadrosuna geçirilmiş ve sağlıkla alakası olmayan insanlar sağlık kurumlarına idareci olarak atanmıştır.  Kısacası sağlık iş gücünün dengeli dağıtılacağı söylemleri kâğıt üzerinde kalmış ve kadrolaşma yasal zemine kavuşturulmuştur.

Bunun yanı sıra sözleşmeli idareciler icat edilmiş ve bu sözleşmeli idareciler de iki yıl sonrasını göremedikleri için, uzun vadeli projeler ortaya koyamamış ve yeni yatırımlar yapamamıştır.

Nitekim bugün şehrimize ve bölgemize hizmet sunan bazı hastanelerimizin, yöneticisiz kalması da sistemin çarpıklığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Mali yönden ise; hem beytülmal har vurup harman savruluyor, hem de fakir fukaranın hakkı çar çur ediliyor.

Şöyle ki; Gaziantep’teki sağlık hizmetlerinin sevk ve idaresi daha dört yıl öncesine kadar, mülkiyeti Sağlık Bakanlığına ait gayrimenkul üzerine yapılı Sağlık Müdürlüğü hizmet binasından, hiç bir kira bedeli ve hiçbir ücret ödemeden yürütülürken, bugün İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı İl Müdürlüğü ve Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği olarak ayda ortalama 100.000 TL kira ödeyerek aynı hizmeti yürütmektedir.

 

Bir taraftan ayda ortalama 100.000 TL kira ödenirken, öbür taraftan şehrimizin gururu olan 112 Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri çalışanları insan onuruna yakışmayan beş metrekare konteynırlar da ve birçok Aile Sağlığı Merkezi de, sağlık hizmeti verilmesine uygun olmayan mekânlarda hizmet sunmaktadır.

Gerek sağlık yatırımlarının, gerek kamu hastanelerinin ve gerekse hastane yatak kapasitelerinin yetersiz olduğu ve ayrıca sağlık çalışanlarının kreş, misafirhane ve ailesiyle birlikte bir bardak çay içeceği hiçbir sosyal tesislerin olmadığı bir şehirde, ayda ortalama 100.000 TL kira vermenin neresinin doğru olduğunu bir yetkili izah etmelidir.

Bununla birlikte kiraya taşınılan büroların iç tefrişatı, mobilyası, masa ve sandalyesi için harcanan paralar da azımsanacak rakamlar değildir.

Ortaya koyduğumuz bu tablo ve bu ürkütücü rakamların ülkemizin birçok ilinde de yaşandığı düşünülürse, devletin kasasından ne kadar büyük paraların heba edildiği görülmektedir.

Yazık hem de çok yazık. Bu yanlış ve çarpık sisteme imza atan siyasilere ve bürokratlara sesleniyorum. Başınızı yastığa koyduğunuzda rahat yatabiliyor musunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Yarın çocuklarınıza ne cevap vereceksiniz?

Biz Türk Sağlık-Sen olarak, devletin Ali menfaatini düşünüyor ve israfa yol açan bu ucube sistemden vazgeçilmesi yönündeki çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Gelin sesimize ve feryadımıza kulak verin ki; hem sağlık sistemimiz bu karmaşık yapıdan kurtulsun ve sağlık hizmetlerinin sunumu tek elden yürütülsün, hem sağlık çalışanlarının mağduriyeti son bulsun,  hem de kira bedeli olarak ödenen ücretler yeni yatırımlara dönüşsün ve ülkemizin her köşesi sağlık Cenneti olsun.

Saygılarımla.

 

 

Kemal KAZAK

Türk Sağlık-Sen

Gaziantep Şube Başkanı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

VİCDANINIZ SIZLAMIYOR MU?

Gaziantep Şube Başkanımız Kemal KAZAK, yetki kargaşasına sebep olan ve israfa yol açan yanlış sağlık politikaları hakkında Şehit Dr. Ersin Arslan toplantı salonunda bir basın açıklaması düzenledi. KAZAK şu ifadelere yer verdi:

Değerli Basın Mensupları;

Bilindiği üzere 6663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname 2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte de Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının yeniden yapılandırılması kararlaştırılmıştır.

Yeni düzenleme sonrasında İllerdeki sağlık teşkilatı, İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı İl Müdürlüğü ve Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği olarak 3’e ayrılmıştır.

 

Bakanlık bu düzenleme kapsamında;

“İnsan gücünde ve maddî kaynaklarda tasarruf sağlamak ve verimi arttırmak, sağlık insan gücünün ülke sathında dengeli dağılımını sağlamak ve yurt sathında eşit kaliteli ve verimli hizmet sunumunun sağlanmasını amaçlamıştır.'

Bu düzenlemenin, hali hazırdaki uygulamada ve geçen zaman içerisinde; ne sağlık insan gücünün dengeli dağılımına fayda sağladığına ve verimi arttırdığına, ne kaliteli hizmet sunumunu pozitif yönde etkilediğine, ne de maddi kaynaklarda tasarruf sağladığına katılmıyoruz.

Bilakis bu sistemin sağlık çalışanlarını ve sağlık yöneticilerini yetki kargaşasına ittiğini ve çok başlılık getirdiğini iddia ediyoruz. Bunun sonucu olarak ta; bürokrasi artmış ve personel yetersizliği hat safhaya ulaşmıştır.

Personel yönünden, daha düne kadar sağlık kurumları arasındaki nakil işlemleri çok basit iken, bugün sağlık kurumları arası nakil işlemleri Bakanlıklar arası nakil işlemi prosedürüne tabi bırakılmış, il içi personel değişikliği ise; keyfiyet ve yandaşlığa teslim edilerek sağlık çalışanları mağdur edilmiştir.

Ayrıca; Sağlık kurum ve kuruluşlarına yıllarını veren idareciler görevlerinden alınarak Araştırmacı kadrosuna geçirilmiş ve sağlıkla alakası olmayan insanlar sağlık kurumlarına idareci olarak atanmıştır.  Kısacası sağlık iş gücünün dengeli dağıtılacağı söylemleri kâğıt üzerinde kalmış ve kadrolaşma yasal zemine kavuşturulmuştur.

Bunun yanı sıra sözleşmeli idareciler icat edilmiş ve bu sözleşmeli idareciler de iki yıl sonrasını göremedikleri için, uzun vadeli projeler ortaya koyamamış ve yeni yatırımlar yapamamıştır.

Nitekim bugün şehrimize ve bölgemize hizmet sunan bazı hastanelerimizin, yöneticisiz kalması da sistemin çarpıklığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Mali yönden ise; hem beytülmal har vurup harman savruluyor, hem de fakir fukaranın hakkı çar çur ediliyor.

Şöyle ki; Gaziantep’teki sağlık hizmetlerinin sevk ve idaresi daha dört yıl öncesine kadar, mülkiyeti Sağlık Bakanlığına ait gayrimenkul üzerine yapılı Sağlık Müdürlüğü hizmet binasından, hiç bir kira bedeli ve hiçbir ücret ödemeden yürütülürken, bugün İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı İl Müdürlüğü ve Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği olarak ayda ortalama 100.000 TL kira ödeyerek aynı hizmeti yürütmektedir.

 

Bir taraftan ayda ortalama 100.000 TL kira ödenirken, öbür taraftan şehrimizin gururu olan 112 Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri çalışanları insan onuruna yakışmayan beş metrekare konteynırlar da ve birçok Aile Sağlığı Merkezi de, sağlık hizmeti verilmesine uygun olmayan mekânlarda hizmet sunmaktadır.

Gerek sağlık yatırımlarının, gerek kamu hastanelerinin ve gerekse hastane yatak kapasitelerinin yetersiz olduğu ve ayrıca sağlık çalışanlarının kreş, misafirhane ve ailesiyle birlikte bir bardak çay içeceği hiçbir sosyal tesislerin olmadığı bir şehirde, ayda ortalama 100.000 TL kira vermenin neresinin doğru olduğunu bir yetkili izah etmelidir.

Bununla birlikte kiraya taşınılan büroların iç tefrişatı, mobilyası, masa ve sandalyesi için harcanan paralar da azımsanacak rakamlar değildir.

Ortaya koyduğumuz bu tablo ve bu ürkütücü rakamların ülkemizin birçok ilinde de yaşandığı düşünülürse, devletin kasasından ne kadar büyük paraların heba edildiği görülmektedir.

Yazık hem de çok yazık. Bu yanlış ve çarpık sisteme imza atan siyasilere ve bürokratlara sesleniyorum. Başınızı yastığa koyduğunuzda rahat yatabiliyor musunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Yarın çocuklarınıza ne cevap vereceksiniz?

Biz Türk Sağlık-Sen olarak, devletin Ali menfaatini düşünüyor ve israfa yol açan bu ucube sistemden vazgeçilmesi yönündeki çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Gelin sesimize ve feryadımıza kulak verin ki; hem sağlık sistemimiz bu karmaşık yapıdan kurtulsun ve sağlık hizmetlerinin sunumu tek elden yürütülsün, hem sağlık çalışanlarının mağduriyeti son bulsun,  hem de kira bedeli olarak ödenen ücretler yeni yatırımlara dönüşsün ve ülkemizin her köşesi sağlık Cenneti olsun.

Saygılarımla.

 

 

Kemal KAZAK

Türk Sağlık-Sen

Gaziantep Şube Başkanı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN