Demokrasi Nöbetlerinden Nemalanmak İsteyen Sendikalar Var

Demokrasi Nöbetlerinden Nemalanmak İsteyen Sendikalar Var

15 Temmuz’da gerçekleştirilmek istenen darbe girişimini lanetleyen Türk Sağlık Sen Balıkesir Şube Başkanı Musa Bilal, sendika ve Kamu-Sen olarak milletin birlik ve beraberliğinden yana olduklarını söyledi. POLİTİKA’ya değerlendirmelerde bulunan Musa Bilal demokrasi nöbetlerinden nemalanmaya çalışan sendikaların olduğunu ileri sürdü.

Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Musa Bilal kendilerinin üyelerine demokrasi nöbetlerine katılmayın şeklindeki talimatların da gerçek dışı olduğunu kaydetti. Bilal, demokrasi nöbetlerinin siyasiler ve sendikalar tarafından sahiplenilmesini de eleştirdi.

DARBE GİRİŞİMİNİ LANETLİYORUZ

15 Temmuz darbe girişimini lanetleyen Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Musa Bilal şunları söyledi:

“15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemize, milletime, devletimize, hükümetimize karşı yapılan bu menfur saldırıyı kınıyorum. Biz Kamu-Sen Konfederasyonu ve Türk Sağlık Sen olarak geçmişte darbelere nasıl karşı durduysak şu anda da yine aynı noktadayız. Demokrasiye, vatanın bölünmez bütünlüğüne inanmış ve tüzüğünde de yazan, bu yönde faaliyet gösteren;  önce ülkem diyen Türkiye sevdalısı olan bir sendikal anlayışa sahibiz. Tüm çalışmalarımızı bu alanda yürütüyoruz.'

ATATÜRK MİLLİYETÇİSİ BİR KURULUŞUZ

Çözüm süreci adı altında gerçekleştirilen Akiller toplantısında da gerekli reaksiyonu verdiklerini belirten Musa Bilal şunları ifade etti:

“Ülkemizde yine doğuda ve güneydoğu da hareketlenmelerin olduğunu görüyoruz. Oralarda emniyet müdürlüklerine yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bunlarla ilgili Kamu-Sen geçmiş süreçte Çözüm Süreci olarak adlandırılan dönemde akillerin Balıkesir’de yaptığı toplantıya Kamu-Sen olarak nasıl reaksiyon gösterdiğimiz ve o dönemde yönetimde olan arkadaşlarımızın yargılandığını hafızalarımızdan silmedik. Biz her yer de ve her zaman ülkemize içten ve dıştan bütün saldırılara karşı duran, Atatürk Milliyetçisi olan bir kuruluşuz.'

VALİLİK ORGANİZASYONUYLA YAPILMALIYDI

Darbe kalkışmasından sonra gerçekleştirilen demokrasi nöbetlerinin ortaklaşa düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Musa Bilal şunları kaydetti:

“Görüyoruz ki 15 Temmuz’daki yapılan darbe girişimi sonrasında insanlar direktifle meydanlara çıktı. Oysa bu böyle olmamalıydı. Bu talimatla ve bir partinin organizasyonunda değil, bütün siyasi partiler, bütün sivil toplum örgütleri aynı anda o reaksiyonu gösterebilmeliydi. Talimatla millet, bayrak sevilmez, talimatla demokrasi yapılmaz. Bundan kişisel olarak her Türk’ün içinde yaşayacağı olgulardır.  Bu dönemde genelde ilimizde iktidar partisinin yetkilileri, belediye başkanları ve kendi yandaşları olan bir sendikanın zaman zaman platformlarda yer aldığını gördük. Oysaki bu siyasi partilerin temsilcilerinin değil, ilimizin tümünü temsil eden Valiliğin organizasyonuyla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Burada her görüşten, her siyasi düşünceden, her sivil toplum örgütü o platformlarda yer almalıydı. Ama böyle bir şey olmadı. Ama sadece ‘bize katılın, bizim partinin organizasyonunda yapılıyor’ diye valilikten birisi bize telefon etti. Bu bizi çok yaralamıştır. Devlet memurunun partisi olmaz. Eğer memurun partisi, cemaati olursa başka bir teşkilata ait hissediyorsa o kişi devletin adına yetkiyi kullanamaz. Devlet adına yetkiyi kullananlar işte bugün ülkemizi bu hale getirdiler. Suçsuz insanları öldürdüler düşünebiliyor musunuz? Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkenin gözbebeğidir. Gözbebeğine ait olan birileri kendi halkına kurşun sıkabilir mi? Eğer kurşun sıkıyorsa o kesinlikle Türk Milletine ait bir kalp değildir. O başka birilerinin oyuncağı ve maşasıdır.'

CEMAAT VE TARİKATLARA HER ZAMAN KARŞI OLDUK

Türk Sağlık Sen ve Kamu-Sen’in geçmişten bu yana tarikat ve cemaatlere karşı olduklarını vurgulayan Musa Bilal şunları söyledi:

“Biz geçmişte tarikatlara, bu tür cemaatlere hep karşı olmuşuzdur. Din olmazsa olmazımızdır. Ama ben kuluma şah damarından daha yakınım diyen bir yaratıcı varken, kulla yaratıcının arasına bir sürü şeyh, şıh, hoca, kendini mehdi ilan edenleri asla sokmamalıydık. Oysaki bu dün, bugün de çıkmış değildi. Bunlar uzun süredir devlet kademelerinde mevcuttu. Günümüzdeki iktidar döneminde özellikle bunlar zaman zaman sağlıkta çok etkin görevlere getirildiler. Bunlar etkin görevlere getirilirken, esas araştırılması gereken ve bu dönemde bizim sendika üyelerimize nasıl muamele ettiklerini biz biliyoruz. Bunlar böyle yaparken, hangi siyasi partililer, hangi siyasiler bu kişilere referans oldular. Bizim önce bunu ortaya dökmemiz gerekiyor. Referans olduğunuz kişilerin yapısını biliyor muydunuz? Bunlar liyakat sahibi miydi? Bunlar ehliyetli insanlar mıydı? Yoksa bunlar tamamen birileri listeleri verdi, o talimata mı uyuldu yoksa bu listeleri siz mi tespit ettiniz? Dolayısıyla onların dönemini biz gördük.'

Geçmişte bazı sendikaların bugün ülkeyi zor duruma düşüren yapıyla kucak kucağa olduğunu ileri süren Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Musa Bilal şunları belirtti:

“Bu dönemde de sendika konusuna gelecek olursak; bu yapıyla beraber yürüyen bir sistem vardı. Bu yapıyı ve bu yapının içinde büyüdüklerini, bu yapıyla sarmaş dolaş olduklarını her zaman bilmekteyiz. Oysa sorumlular hesap vermesi gerekiyor. Yani ülkemizi neden bu hale getirdiler? Koskoca 79 milyonluk bir ülke. Dünya haritasında stratejik bir bölgede olan ülkemizde ayrıştırmayı körükleyen yapının içerisinde ve bu yapıyı büyütmek için her türlü gayreti sarf edenler bugün neredeler? Bunları da bilmek istiyoruz. Akillerin akıllı olduğunu söyleyerek seçtiğiniz insanlar terörü mü durdurdu? Yoksa ondan sonra terörün daha çok yuvalanmasına mı neden oldular? Bir uyutma dönemini mi yaşadık? O gün Kamu-Sen’in Akillere göstermiş olduğu reaksiyonda Memur-Sen’in o dönemki genel başkanı ve şimdi de milletvekili olan zatı muhterem ‘bu çözüm sürecini hayvanlar bile anladı’ dediğinde niye bununla ilgili şu anda herhangi bir işlem yapılmıyor. O gün bizler hayvanlardan daha akılsız bir kategoriye mi sokulduk? Önce bunları düşünmek gerekiyor.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI SORGULANMALI

Bütün devlet memurlarına sesleniyorum. Ülkede 4688 Sayılı Yasanın yürürlüğü varken ve siz böyle bir sendikal anlayışa bütün memurların haklarını teslim ederseniz; liyakati önde tutmayan ve sadece bizim adamımız diye devlet kademelerine getirme konusunda son derece etkin olduklarını biliyoruz. En düşük devlet memuru olan bir arkadaşımız; örnek verecek olursak bir hizmetlinin hangi sendikaya üye olup olmadığını sorgulayarak tayin yapılmaktadır. Bu günümüzde vardır. Günümüzde idareciler sendikal çalışmalar yaptılar. Geçmiş dönemde ise cemaat diye tabir edilen yapıyla birlikte devlet memurlarıyla ilgili tasarruf kullandılar. Bugün sivil toplum örgütleri sorgulanmalı.'

GEÇMİŞTE BİZ MEYDANDAYDIK

Geçmişte resmi kurumların tabelalarından T.C yazısının indirilişinde meydanlarda olduklarını söyleyen Musa Bilal şunları kaydetti:

“Evet, bizim yaramız yok. Biz onların meydanlara inmesinden memnunuz. Meydanlarda hep birlikte olmaktan memnunuz. Çünkü ülkemizde birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. Ama aklımıza şu da geliyor; ilimizde T.C. tabelası indirilirken ve bir yapının o dönemdeki idarecileri bu tabelanın sökülesini sağladıkları zaman, o yapıyla bir hareket ettiklerinin göstergesidir. O gün meydanlarda yoktular. Kışlalarda bayraklar indirilirken, terör örgütü rahatsız olmasın diye dağlardan taşlardan Ne Mutlu Türk’üm Diyene yazıları silinirken onların hiç birisi meydanda yoktu. Oysa bir kişiye bağlı milliyetçilik olmaz. Bizim cumhurbaşkanına da, başbakanına da saygımız var. Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ederler. Biz kesinlikle ve kesinlikle ülkemizi yöneten devlet adına yetki kullanan en üst makamdakilere Türkiye Cumhuriyeti’nden dolayı saygı duyarız. Yaptıklarını kişisel olarak sorgulayabiliriz. Ama bizim ülkemize karşı sorumluluklarımız var. Bu dönemde geçmişte Kürdistan kongrelerine temsilci gönderen sendikal anlayış olamaz. Sendikanın ne işi var orada?'

ALANLARA ÇIKMAYIN DİYE BİR TALİMATIMIZ OLMADI, OLAMAZ

Türk Sağlık Sen’in üyelerine yönelik ‘demokrasi nöbetlerine katılmayın’ talimatı verildiği yönündeki söylemleri eleştiren Musa Bilal şunları söyledi:

“İlimizdeki bir sendikanın şube başkanı; ‘bazı sivil toplum kuruluşları meydanlara inmeyin diye talimat verdi’ diyerek bizleri zan altında bırakmıştır. Oysa bundan da nemalanmaya çalışmışlardır. Oysaki bayrağa, millete sevgi bizim yaşam biçimimiz olmuştur. Biz birileri istedi diye bu milleti sevmeyiz. Birileri meydanlara çıkın dediği için değil, biz Kuvayi Milliye şehrinde yaşıyoruz. Bizim atalarımız birileri talimat verdiği için Alaca Mescit’te toplanmadılar. Biz gerektiğinde gerekli reaksiyonu vermesini biliriz. Bizim meydanlara çıkmayın diye talimat vermişiz. Külliyen yalandır. Bizim böyle bir talimat verme ihtimalimiz sıfırdır. Meydanlarda ‘ölürüm Türkiyem’ şarkısı çalarken biz bu şarkıyı yıllardır dinliyorduk. Onlar da bu dönemde dinlediler. Bu şarkıyı söyleyen sanatçımız TRT’ye almadıklarını da biliyoruz. Canımız istediği zaman milliyetçi olamayız. Canımız istediği zaman Atatürk Milliyetçisi olamayız. Menfaatlerimiz doğrultusunda da Atatürk Milliyetçisi olamayız. Milletin gösterdiği bu reaksiyonda kendimize zemin oluşturamayız. Bayrak, ülke, millet, cumhurbaşkanı, meclis hepimizindir. Sendikal konuları öz değerlerimizi gösterdiğimiz reaksiyona kullanamayız. Buradan nemalanmaya çalışamayız. Böyle bir sendikal anlayışı reddediyoruz. Biz ülkesini seven, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı her vatandaş bizim için muteberdir. Bizim tüzüğümüzde vatanın bölünmez bütünlüğüne inanmış bir konfederasyonun mensubuyuz. Asla ve asla bazı konularda –vatan, millet, bayrak konusunda- taviz veremeyiz veya birilerinin isteği doğrultusunda davranış sergileyemeyiz.'

SİYASİLERDEN DESTEK ALAN SENDİKAL ANLAYIŞ BİTMELİ

Siyasilerin yönlendirdiği sendikal anlayışı her zaman reddettiklerinin altını çizen Musa Bilal şunları ifade etti:

“Biz meydanlara inmeyen, meydanlarda olmayan, siyasiler istedi diye meydanlara inen sendikal anlayışa karşıyız. Sendikalar bağımsız ve memurların özlük haklarını her platformda savunma örgütüdür. Siyasilerin yönlendirdiği, bire bir dikta ettiği bir sendikal anlayışı reddediyoruz. Bugün ülkemizin bir çok yerinde sendika başkanlarının görevden alındığını görüyoruz.  Bugün bunlar şunu konuşmalı; ‘biz geçmişte sendikacı değil bir cemaatin adamıydık, biz bir misyona hizmet ediyorduk’ desinler ki biz onları görelim. Atanmış olan yöneticilerle birlikte sendikacılık yaptıklarını gördük. Ama son günlerde Sayın cumhurbaşkanımız, başbakanımız, başbakan yardımcısının açıklamalarına baktığımız zaman liyakati ve torpilsiz, ehliyet sahibi olan kişilerin yolunu açacaklarını söylüyorlar. Memur-Sen Konfederasyonu en çok bundan zarar görecektir. Ellerindeki argüman alınacaktır. Çünkü onlar siyasetten ve bürokrasiden beslenen sendikadır. Bunların var olmaları geçmişte memurların haklarını savunmayıp, sadece ve sadece siyasi partinin direktifleriyle hareket eden bir sendikal anlayışın gelecekte yerle bir olacağını ümit ediyoruz. Memurların her platformda özlük haklarının korunması için mücadele eden sendikalara üye olan arkadaşlarımızı alkışlıyorum.  Biz liyakatin ve ehliyetin takipçisi olacağız. Bunlar gerçekten olacak mı olmayacak mı ileride göreceğiz. Umarım sözlerinde dururlar ve sözlerini yerine getirmelerini bekliyoruz.'

BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN