Öncelikle 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimini Türkiye Kamu Sen olarak nefretle ve şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim. Bütün terör örgütlerine karşı yapılan demokrasi yürüyüşlerine katılarak birlik ve beraberliğimizi dosta, düşmana gösterdik.
Hain darbe girişiminin ardından ülkemizde bütün kurum ve kuruluşların terör örgütünden arındırılması amacıyla bir takım tedbirler yürürlüğe girdi.
Bu doğrultuda 100 bin kamu görevlisi açığa alındı. 60 binden fazla kamu çalışanı meslekten ihraç edildi bir kısmı ise gözaltına alındı. Birçok Kamu görevlisinin FETÖ ile hiçbir bağı olmadığı halde asılsız ihbarlar yoluyla halen açığa alınmaktadırlar. Diğer taraftan Kamu kurum ve kuruluşların da büyük bir huzursuzluk yaşandığı, Kamu görevlilerinin yaşanan belirsizlik nedeniyle büyük bir panik içinde olduğu, birçoğunun emekli olmaya hazırlandığı gözlenmektedir.
Anketimiz 7.254 Kamu görevlisi ile gerçekleştirildi.
Ankete katılanların %70.6’sı açığa alma ya da ihraç edilen arkadaşları nedeniyle iş yükünün arttığını belirtti.
Ankette ortaya çıkan en dikkat çekici sonuçlardan bir tanesi, kamu görevlilerinin, mesai arkadaşlarının gerçekten terör örgütü üyesi olmasına inanmadıkları şeklinde ortaya çıktı.
Açığa alma ve ihraçlarda Adalet yok.
Açığa alma ve ihraçlarda adil bir şekilde gerçekleştiğine inananların oranı yüzde 2.4 inanmayanların oranı yüzde 97.9 olarak belirlendi.
Memur örgüt yapılanmasının tamamen yok edileceğine inanmıyor. Ankete katılanların %6.1 bu tedbirlerin kamuda ki örgüt yapılanmasının tamamen yok edeceğini düşünürken %93.9’u alınan tedbirlere rağmen yapılanmanın tam olarak bertaraf edileceğine inanmıyor.
Açığa alınma ve ihraçlar nedeniyle hizmet kalitesinde düşüşler oldu
Memurların %85.9 ‘u bu süreçte performanslarının düştüğünü %86.2’si görev yaptığı kurumun hizmetlerinde aksamalar olduğunu ifade ettiler.
Memurlar “böyle giderse sıra bir gün bana da gelecek' endişesi taşıyor.
Buna göre ankete katılan memurların %92.4’ü bu uygulamalardan olumsuz etkilendiğini belirtirken %81.6’sı ise “böyle giderse bir gün sıra bana da gelecek' endişesi taşıdığını ifade etti.
Bu süreçte her üç memurdan biri tehdit edildi. %35.3
Tehditle karşılaşmadığını ifade edenlerin oranı %64.7 olarak belirlendi.
OLAĞAN ÜSTÜ HAL DEĞİL, OLAĞAN HALE DÖNMEK ZORUNDAYIZ.
Anket sonuçları bizim tahminlerimizin de ötesinde bir vahameti ortaya koymaktadır.
15 Temmuz sonrasında yaşananlardan doğrudan etkilenen kamu görevlilerinin içinde bulundukları durumun incelenmesi açısından bu anket son derece önemli ve dikkate alınması gereken sonuçlar içermektedir.
Hiç kimsenin terör örgütleriyle mücadeleye hayır demek gibi bir ihanet içerisinde olamayacağı açıktır.
Türkiye’nin son derece zor ve kritik bir dönemeçte olduğu bu günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz olgu ise adalet ve güvendir. Bizleri terör belasından kurtaracak olan; yetkililerin bir sarraf hassasiyetinde suçlu ile suçsuzu ayırt etmesi ve bu süreçte bir tek masumun bile zarar görmesinin önüne geçmesi zorunluluğudur.
Ankette çıkan sonuçlara göre, %54 ünün imkan olması durumunda işten ayrılmayı düşündüğü hatta anketi cevaplarken bile büyük bir endişe taşıdığı görülmüştür. Bu durum kabul edilemez ve sürdürülemez bir süreci işaret etmektedir. Terörle mücadele edeyim derken vatandaşların yüreğine korku ve endişe salmak, bu mücadeleyi sekteye uğratacaktır.
Bu bakımdan, hukuk devleti ilkelerinden çıkmadan, yargısız infaz yoluna başvurmadan, asılsız ihbarları dikkate almadan ve bu işi bir cadı avına dönüştürmeden terörle mücadelemizi yürütmek durumundayız. Yapılan her işlemin kamu vicdanında sorgulandığı bu dönemde kurunun yanında, yaşın da yandığını açık yüreklilikle ortaya koymuşlardır.
Ohal süreci, özellikle kamu görevlileri üzerindeki baskının sürmesine ve kamu hizmetlerinin aksamasına yol açacak nitelikleri içinde barındırmaktadır. Bu nedenle ihtiyacımız olan ohal değil bir an önce OLAĞAN HAL’e geçerek, terör belasının ülkemizi soktuğu bu gerilimli süreçten çıkarmak ve kamu görevlilerini rahatlatacak, onlara güven verecek adımlar atmaktır.