Hastanelerimizde yapılan ayrımcılık ve gelen zamların ve artan enflasyonun memur üzerindeki etkileri konulu basın açıklaması yaptık.
Değerli basın mensupları;
Hastanelerde bazı idareciler asli görevlerini unutup yeni bir meslek buldular kendilerine Adı ise; sendikal baskı ve mobbing. Sağlık çalışanları her geçen gün daha fazla sendikal baskılara maruz kalıyor. Örnek verecek olursak; bir hastane yöneticisinin, tıbbi sekreterler gününde yayınlamış olduğu mesajda, bir sendikanın sayfasından kopyalayarak kendi özel sayfasında ve hastanenin sitesinde yayınlayarak açıkça taraf olduğunu belirtmektedir. Ayrıca bir sağlık çalışanı, servis değişikliği veya il içi tayin talebiyle başvuru yaptığında, bazı sağlık bakım müdürleri tarafından sendika değiştirmeye zorlandığı sendikamıza; birçok hastaneden hemşire, laborant, röntgen teknisyeni, memur ve hizmetliler tarafından şikâyetler gelmekte ve her geçen günde artmaktadır. Bizim Türk Sağlık Sen olarak görevini yapan ve adil olan yönetici ve idarecilerle sorunumuz yoktur ama asli görevini unutup sağlık çalışanlarını sendika değişikliğine zorlayan ve çalışanların özgürce ve kendi iradeleriyle seçtiği sendikalara üye olmasını engelleyen, haktan ve adaletten uzak yönetici ve idarecilerle sorunumuz vardır. Yöneticilerin asli görevleri olan, kurumları iyi idare etmek ve çalışanların sorunlarına çare aramaktır. Bazı hastanelerimizde sağlık çalışanları döner sermayeden hiçbir şekilde pay alamazken, çalışma koşullarının her geçen gün zorlaştığı bu ortamda bu yöneticiler soruna çare aramak yerine bir sendikaya yandaşlık yaparak yerini sağlamlaştırma derdine düşmesi sorunların daha da derinleşmesine ve ağırlaşmasına neden olmaktadır. Şöyle ki, Sağlık Bakanlığının yönetmeliği, genelgesi olmadığı halde merkezi randevu sisteminde hekimlerin hasta bakma süresini 10 dakikadan 5 dakikaya düşüren, hem hastayı mağdur edip hem doktoru hastayla karşı karşıya getiren kraldan çok kralcı yöneticilerin olduğunu ve Sağlık Bakanlığına görüş sorduğumuzda bizim böyle bir talimatımızın olmadığını tarafımıza belirtmişlerdir. Yine bazı yöneticilerin sağlık çalışanlarını evinde arayarak bu sisteme uymalarını aksi takdirde kendileriyle çalışmayacağını, istedikleri yere tayinlerini çıkaracağını söyleyen bu idarecilere Sağlık Bakanlığı tarafından uyarılması noktasında buradan çağrı yapıyoruz. Türk Sağlık Sen olarak hukuk tanımaz bu yönetici ve idarecilerin 4688 sayılı yasayı açıp okumalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü sendikal faaliyetleri engelleyen ve bir sendikaya taraf olmanın cezası 1 yılla 3 yıl arasında cezası vardır. Yine bazı hastanelerde yasaya ve yönetmeliklere aykırı biçimde görevlendirmeler söz konusudur. Yüksek lisans mezunu, lisans mezunu çalışan arkadaşlarımız dururken yerine eğitim durumu uymayan kendilerine yakın veya torpilli kişilerin görevlendirildiği görülmektedir. Bu görevlendirmeleri, yapmak sadece şöyle izah edilir. Adam kayırmak, torpil ve en önemlisi de hukuk tanımamalarıdır.
Değerli basın mensupları;
Ülkemizde enflasyon başını almış giderken fedakârca çalışan sağlık çalışanları maalesef gelen zamlar ve toplu sözleşmede yandaş sendika tarafından atılan imzanın sonucunda bugün sağlık çalışanlarını geçim sıkıntısına sokmuştur. Hatırlayalım. 2015 Ağustos ayında yapılan toplu sözleşme döneminde Türkiye Kamu Sen ve Türk Sağlık Sen olarak bu sorunların çok değil 1 yıl sonra önümüze geleceğini ifade etmiştik. Ama maalesef, yandaş sendika bu imzayı atarken memura 2016 zammı olarak 4+3 olarak belirlemiş ve bununda memur için çok iyi bir zam olduğunu dergileriyle, kamu spotlarıyla, televizyondaki canlı yayınlarda adeta şov yapmışlardır. Ama bugün geldiğimiz noktada, sağlık çalışanları 1,5 yıl önceki toplu sözleşmede yandaş sendika tarafından atılan bu imzanın sıkıntılarını yaşamaktadır. Çalıştıkça artması gereken döner sermaye ne hikmetse artık çalıştıkça düşmektedir. İş yoğunluğunun her geçen gün arttığı muayene ve ameliyat sayılarının bir yılda bir milyona yakın artış gösterdiği hastanelerimizde iş, sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığının ödenmesine gelince bütün değerler sıfıra doğru ilerledi. Performansa dayalı döner sermaye sistemi artık ek ödemeyi sabitlemeye dayalı bir sistem halini aldı. Bugün sağlık çalışanları 5-6 yıl önce aldıkları döner sermayeleri mumla arar olmuşlardır. Sağlık çalışanlarının yılsonuna doğru vergi dilimi denen başka bir kâbusu daha var. Haziran ayından sonra sağlık çalışanları vergi dilimine giriyor gerekçesi ile her ay maaşından döner sermayesinden düşülerek yılsonuna doğru maaşından ve döner sermayesinden %27’lere yaklaşan bir kesinti ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Verdikleri zammı da vergi dilimi adı altında geriye adeta gasp ederek almaktadırlar. Döner sermayelerin emekliliğe yansıtılması, yıpranma payı verilmesi gibi hususlarda ne yazık ki somut adımlar verilen sözlerin üstünden 2 yıla yakın süre geçmesine rağmen yerine getirilmemiştir. Türk Sağlık Sen olarak; Sağlık Bakanlığına İzmir’den sesleniyoruz. Sağlık çalışanlarının sorunlarına kulak tıkamak yerine çözüm bulma ve Türk Sağlık Sen’in çözüm önerilerini dikkate almasını bekliyoruz.
Şenol ATICI
Türk Sağlık Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı