Şube Başkanımız Yasemin Zengin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili yapmış olduğu Basın Açıklaması;
Anayasa’da kadına ayrıcalık yer alırken, Kadınların hakları ile ilgili siyasilerin süslü lafları sürekli ortalarda dolaşırken ne yazık ki şiddet, taciz gibi insanlık dışı davranışlara kadınlarımız maruz kalmaktadır. Otobüste, yürüyüş yaparken parkta saldırıya uğrayan kadınlarımızın haberlerini sıklıkla okumaktayız. Kadın cinayeti diye bir cinayet tanımlamasının bizim ülkemizde olması ne yazık ki hepimiz için utanç vericidir.
Türkiye işte böyle bir tablo ile 8 Mart Dünya Kadınlar gününü karşılamaktadır. Bu tablonun düzeltilmesi ve gelecek için umut vermesi adına Türkiye’de devletten sivil topluma kadar herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Kadına şiddete verilen cezalar ağırlaştırılmasından, kadınların toplum hayatında daha da aktif bir şekilde yer almasına kadar geniş bir yelpazede olaylara bakılmalı ve çalışmalar yapılmalıdır. Aksi takdirde kadınlarımızın sorunlarına çare olamayız. Kadınlarımızın sorunlarını çözmedikçe her anlamda toplumun ilerlemesini de sağlayamayız.
Benzer bir durumda kamuda görev yapan kadın çalışanlarımız için geçerlidir. Ağır iş yükü, mobbing, şiddet ve geri planda bırakılma gibi kamuda çalışanlarının karşılaştıkları temel sorunlarda en fazla mağduriyeti kadınlarımız yaşamaktadır. Bu sorunlar sadece çalışma hayatlarını değil, kadınlarımızın aile ve sosyal yaşamlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Bugün devleti yönetenler kadın ve aileye çok değer verdiklerini söyleyip, sık sık tavsiyelerde bulunurken, kamuda çalışan annelerin hala kreş sorunu ile boğuşmalarının izahı mümkün değildir.
Torununa bakan büyükanne için devlet para vereceğiz deyip aileye destek olunacağını açıklarken, Bebeğini emzirmek için süt iznini kullanan annenin döner sermayesinden kesinti yapılmasını akıl almamaktadır.
Hasta çocuğu için refakat iznini alamayan annelerin mağduriyetini nereye koymak, neyle açıklamak lazımdır?
112 çalışanı yeni bebeği olmuş anneyi rızası olmadan başka yerlerde görevlendirmenin nesi doğrudur?
Geçici görevle gönderilen, ücra yerlerde yalnız çalışmaya mahkum edilen kadınlarımız için güvenli barınma imkanları ne zaman oluşturulacaktır ?
Kafa karıştıran ve akıldan çıkmayan bu durumlar ile ilgili çözüm bulunması şarttır. Kadın hakları Anayasada, mevzuatta yazında veya devletin yönetenlerin dilinde olunca anlamlı değildir.
Kadın haklarının korunduğu uygulamalarla ve düzenlemelerle anlamlıdır. Bizimde beklentimiz budur. Umarız ki Türkiye ve Türk Kadınları 8 Martları umutlu ve güzel karşılar.
Türk Milleti dünya kurulduğundan beri kadınlara özel bir önem vermiştir. Bunu destanlarımızdan, atalarımızın hayatında da açıkça görebilirsiniz. Umarız ki kaybettiğiniz bu anlayışı tekrar kazanırız.
Bu temenniyle Türk Sağlık-Sen olarak başta şehit anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, toplumsal yaşamda ve sendikal hayatta mücadele eden kadınlarımıza başarılar diliyor ve kadınlarımızın tüm sorunlarının göstermelik tartışmalardan uzak bir şekilde çözüm odaklı olarak irdelenmesini istiyoruz