Sözleşmeli Yöneticilik İçin Duyuru ve Sınav Yapılmasını Talep Ediyoruz.

Sözleşmeli Yöneticilik İçin Duyuru ve Sınav Yapılmasını Talep Ediyoruz.

Şube Başkanımız, Türkiye Kamu Hastaneleri Birliği ve Bağlı Hastaneler İle Sağlık Bakanlığı'na Bağlı Diğer Kurumlarda atanacak Sözleşmeli Yöneticiler hakkında bir basın açıklaması yaptı.

Değerli basın mensupları,

Bu basın açıklamamız Türk Sağlık Sen Genel Merkezimiz ve ülke genelindeki tüm şubelerimizce de yapılmaktadır.

Mevcut hükümet tarafından 02 Kasım 2011'de çıkarılan 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Kuruluş Kanunu tamamen yenilenmiş Sağlık Bakanlığı Ülke genelinde ve ilimizde Sağlık Müdürlükleri, Halk Sağlığı Müdürlükleri ile Kamu Hastaneleri Birlikleri olarak üç büyük gruba bölünmüştü. Bu bölünmeye müteakip ülke genelindeki hastaneler Türkiye Kamu Hastaneleri Birliklerine bağlanmıştır. Hastanelerin yönetici kadrolarına atamalar ise 2 şer yıllık sürelerle gerçekleştirilmektedir.İki yıllık süreler sonunda her yöneticiye özellikle hastaneleri yönetmedeki başarıları (dolayısıyla da dönem sonundaki kar ve zarar tabloları) çerçevesinde birer karne verilerek başarılı olanlar devam edecek, başarısız olanlarla yeniden sözleşme imzalanmayacaktı.

Ancak iki dönemdir devam eden ve toplamda 4,5 yıllık mevcut uygulamaya bakıldığında ülke genelindeki hastanelerin durumları yönetim anlayışı, kar ve zarar tabloları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadığından gerekli değerlendirmeler ve performans ölçümleri ne yazık ki tarafımızca da yapılamamaktadır.

Hal böyle iken Sağlık Bakanlığının üçüncü defa ve bu kez dört yıllık süreyle ve 15 Temmuz kadar  4 Bin kişinin sözleşmelerini yenileyeceğini duymaktayız.Ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de sağlık çalışanlarına herhangibir duyuru yapılmadan sınava tabi tutulmadan üçüncü dönem yönetici belirlenmesi işlemi Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanununun amacına ve ruhuna aykırıdır.Bu atamaları kimlerin yaptığı ve hangi objektif kriterlere göre yapıldığı bilgisi de yoktur.

Mevcut sistem ile geçmiş yıllarda sağlık alanında yönetimsel bilgi ve becerisi olamayan fırıncı, kasap, gassal, taşeron işçi ve tıbbi cihaz şirketlerinin görevlilerinin kamu hastanelerinde yöneticilik yapmaları gibi kabul edilemez durumlar ortaya çıkmıştır. Buradaki amacımız kişileri veya meslekleri aşağılamak olmayıp kariyer ve liyakatin öne çıkması arzusu taşımamızdır. Elbette ki her insan her işi yapamaz, herkes kendi alanında yükselmelidir. 

Değerli basın mensupları,

Halen sağlık teşkilatında dört yıllık üniversite bitiren hatta alanında yüksek lisans veya doktora yapan yüzlerce çalışan mevcuttur. Bu kişiler de bilgi ve becerilerini yönetimsel olarak kullanmak ve halkımıza daha nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunda rol almak istemekte ve gerekli duyuruların yapılmasını beklemektedirler.

Adamımız olsun, bizden olsun da çamurdan olsun mantığının Türkiye’yi sürüklediği felakete geçtiğimiz yıl 15 Temmuz’da hep beraber görülmüştür. Bu anlayışının kamudan artık tamamen temizlenmesi gerekliliği ve kamuda adaleti sağlayıp, liyakati tesis etmenin zorunluluğu tartışılmazdır. 
Bu ayda yapılacak 4 bin yönetici ataması da bu manada ciddi bir sınav olarak kayıtlara geçecektir. 
Hükümetin birlik, beraberlik söylemlerinin lafta kalıp kalmadığını bize bir kez daha gösterme fırsatı olacaktır.
            Sağlık çalışanlarının burada temel beklentileri de adaletin tesis edilmesidir. On binlerce sağlık çalışanı görevde yükselme sınavını beklerken, hiçbir objektif değerlendirmeye tabi tutulmadan duyuru veya sınav yapılmadan sağlık kurumlarında yönetici belirlenmesi haksızlıktır ve kul hakkına girmektedir. 
            Sağlık Kurum ve Kuruluşları, objektif ve rekabete açık bir sınavda başarılı olmuş, mesleklerinde yetkin insanlar tarafından yönetilmelidir. Ayrıca herhangi bir güvencesi olmadan üst idarecilerin iki dudağı arasına sıkışmış bir yöneticinin hizmet gereklerinden ziyade tek amacının üstlerini memnun etmek olması gibi kamu idaresi açısından son derece zararlı bir anlayıştır. 

            Bizim talebimiz ülkemizin ve devletimizin menfaatidir. Beklentimiz ise adaletin tesis edilmesi, ehliyet, liyakat ve tecrübenin temel kriterler olmasıdır. Yöneticilik görevinin hiç kimseye ayrıcalıklı ve imtiyazlı olarak değil sadece usulune uygun olarak hak edene ve ehline verilmesini istiyoruz.

            Bu durumda hem çalışanlar rahatlayacak, hem emanet ehline teslim edildiğinden, hizmet alanlar daha kaliteli sağlık hizmeti alacak, hem de kendini geliştirmek ve mesleğinde en üst seviyeye gelmek isteyen çalışanların önü açılmış olacaktır. 

Vatanını karşılıksız seven ve halen çalışmakta olan binlerce sağlık çalışanı bilgi,beceri ve emeğini belli bir zamandan sonra devletine ve milletine yönetici olarak sunmak arzusu taşımaktadır.Bu arzuyu değerlendirecek ve Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarının hizmetine katacak olan da Hükümet ve Sağlık Baklanlığıdır.

            Bu çerçevede Sayın Sağlık Bakanı Dr.Recep AKDAĞ’ın sendikamızı referandum öncesi ziyaretinde sarfettiği “bundan böyle sağlık bakanlığında hiçbir ayrım olmayacak, bunu da icraatlarımızda göreceksiniz” sözünün yerine getirilmesini sivil toplum örgütlerinin yöneticileri olarak  beklemekteyiz. 

             Ağustos 2016’da yapılan Yenikapı mitingi ve ruhunun boğazlanmaya devam edilip, edilmediğini de sağlık çalışanları test edeceklerdir. Bizim gayemiz, devlete, millete ve memlekete hizmettir. Uyarılarımızda hep bunun içindir. 

            Talebimiz, 15 Temmuzda imzalanması muhtemel sözleşmelerin yenilenmesi işleminin ertelenerek gerekli duyuruların yapılmasına müteakip sınav süreci ile devam ettirilmesidir.

            Basın açıklamamıza katılımın nedeniyle teşekkür ediyor, kamuoyuna saygı ile duyuruyor ve gereğinin yapılmasını Sn.Hükümet ve Sağlık Bakanından bekliyoruz. 12.07.2017

            Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Adına

 

 

                                                                                              Mustafa SERDAR

                                                                                   Türk Sağlık Sen Şube Başkanı

BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN