Hastanın kurum hakkında açmış olduğu davaya istinaden mahkemenin hastaya tazminat davası ödemesine hükmetmesi ve kurumunda hastaya ödemiş olduğu tazminatı çalışanlardan istemesi nedeniyle Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Ömer Çeker, Türk Büro Sen Şube Başkanı Rıfat Oypan ile birlikte Şubede basın Açıklaması yaptı.
Sağlık hizmetlerinin sunumunda Hemşirelerin rolü çok büyüktür. Hemşireler sağlık hizmetlerinin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Ne sebeple olursa olsun, onların motivasyonlarını bozacak her türlü uygulamalara karşı duruşumuz keskin olacak, mücadelemiz tereddütsüz sürdürülecektir. Sağlık hizmetinin sunumu sırasında Hemşire arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları sorunların giderilmesinde başta idareciler çözüm aramaları ve sağlık çalışanlarını yalnız bırakmamaları gerekir.
Fatih Devlet Hastanesinde bir hastaya uygulanan enjeksiyon sonucunda oluşan olumsuz durumla ilgili bir tazminat davası açılmış ve yargılama sonucu mahkeme kurumu 36 bin lira hastaya tazminat ödemeye hükmetmiştir.
Buraya kadar olan her şey bir hukuk süreç içerisinde işlemiştir.
Komplikasyon sonucu Hemşire arkadaşlarımızın tamamına hizmet kusuru gerekçesi ile para cezası rücu ettirilmesi büyük bir haksızlıktır. Hemşire arkadaşlarımıza yapılan bu mesnetsiz uygulamayı şiddetle kınıyor, idarenin yargı kararına karşı gerekli girişimleri yapmadığını ve hemşire arkadaşlarımızı kurban seçtiğini düşünüyoruz.
Yapılan enjeksiyon neticesinde ortaya çıkan komplikasyonun hizmet kusuru olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun yaptığı inceleme neticesinde düzenlediği 16.09.2015 tarih ve 5744 sayılı raporunda özetle; “tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enjeksiyon uygulayan sağlık personeline ve enjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği görüş ve kanaatine yer verildiği görülmektedir.” Denilmektedir.
Adli tıp kurumunun sarih bir şekilde enjeksiyon uygulaması neticesinde ortaya çıkan komplikasyonun Hemşire arkadaşlarımız bakımından hizmet kusuru olarak değerlendirilemeyeceği hususuna yer vermesine ve Araştırma İncelemecinin 11.01.2018 Tarihli Raporunun “sekizinci paragrafın da “söz konusu belgede enjeksiyonu uygulayan personele yönelik bilgi bulunmadığını” belirtmesine rağmen ilgili serviste nöbetçi tüm Hemşire arkadaşlarımıza 36 bin lira para cezası rücu ettirilmesi hukuk normlarına aykırılık teşkil etmektedir.
Bu konuda yargıya karşı idarenin savunmasının yetersiz olduğunu düşünüyoruz.
Kaldı ki, enjeksiyonun yapıldığı nöbet günü, ilgili birimde görev yapan sağlık personeli dönüşümlü olarak görevlerini sürdürdükleri için enjeksiyonu tatbik eden personelin tespiti yapılamamıştır. Enjeksiyonun yapıldığı zaman diliminde iddia edilen tedavinin hangi hemşire tarafından uygulandığı tespit edilememesi manidardır.
Adli tabipliğin raporunu yok sayarak ve birinci derece sorumlular ortaya çıkarılmadan yapılan rücu işlemi neticesinde o gün nöbet tutan tüm hemşire arkadaşlarımızın kusurlu sayılarak mağdur edilmesi asla kabul edilecek bir uygulama değildir.
Fakat iş bu paranın ödenmesine gelince hastane yönetimi aklın alamayacağı bir işe imza atarak o gün nöbetçi olan 11 personele cezayı bölüp rücu etmiştir. Suç ve cezada bireysellik ilkesini yok sayıp akıl ve hukuk dışı böyle bir işe girişilmesi aynı zamanda suçtur.
Şimdi sormak istiyorum.
Mahkemenin verdiği kararda ilgili tedaviyi kimin nasıl yaptığı belli değil midir?
Bu hastanede işlemlerle ilgili kayıt tutulmamaktamı dır ?
Ödül ve performans ücreti ortak mı paylaşılmaktadır ki ceza 11’e bölünmektedir.
Mevzuat rücu edilecek kişinin açık ve kesin olarak belirlenmesi zorunludur derken bunlar hangi yasal hükme dayanarak bu işe girişmişlerdir ?
Hastaya kimin uyguladığı belli olmayan bir enjeksiyon için o gün nöbetçi tüm Hemşirelere cezanın kesilmesi, adil midir ?
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy dizelerinde diyor ki;
“Can vermede masum., Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?”
Şimdi bu dizelerdeki gibi soruyoruz. Masum niçin mahkumdur. Eğer cezayı bölüşmek istiyorlarsa idareciler pekala kendileri de ödeyebilirler.
Döner sermayesi yok edilen, maaşı enflasyon karşısında eriyen çalışanlar arasında cezayı bölüştürünce adalet sağladıklarını zannetmeleri çok büyük bir hatadır. Adalet terazisini şaşırtan, nizan ve izahtan yoksun bu iş yanlıştır. Hukuksuzdur ve haksızdır. Tıbbi müdahaleden kaynaklanan bir kusurun olmadığını ileri süren Adli tıp Kurumunun raporuna göre işlem tesis edilmesi gerekmektedir..
Türk sağlık-Sen olarak bu konuda gereğini yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Suçu sadece o gün nöbetçi olmak olan hemşirelerimiz için hazırladığımız itiraz dilekçeleri ile mağdurlar hastaneye başvurularını yaptılar.
Hatadan dönülmez ise hukuken gereğini yapacak ve suç duyurusu dahil girişimlerde bulunacağız. Umarız ki bu hatadan en kısa sürede dönülür. Aksi takdirde hemşire arkadaşlarımızın hakkını sonuna kadar arayacağız.
Hepinize Teşekkür Ediyor, Saygılar Sunuyorum
Ömer Çeker
Şube Başkanı
ADALET TERAZİSİNİ ŞAŞIRANLAR
SUÇ İŞLEMEKTEDİRLER.