13 Mart'ta iş bırakarak alanlara çıktık. Sağlık alanında çalışanların yaşadıkları sorunları dile getirdik.
Değerli Basın Mensupları;
Sağlık çalışanlarının problemlerinin giderek arttığı bir dönem yaşanmaktadır. Bu dönemde özellikle çalışan memnuniyeti göz ardı edilmekte, çalışan talepleri sürekli ötelenmektedir.
Şiddet, yetersiz istihdam, ağır iş yükü, bitmek bilmeyen nöbetler, yapılan haksız uygulamalar nedeniyle sağlık çalışanları ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıyadırlar.
Bunların yanı sıra sağlık çalışanları için tüm memurların maaşla aldığı sabit ek ödemelerin her ay geciktirilerek yatırılması, yoğun çalışmaya rağmen performans ücretlerinin 1.5 TL gibi komik ücretlere inmesi ve ekonomik kayıpların dayanılacak sınırı çoktan aşması gibi durumlar yaşanmaktadır. Emeklilikte bekleyen sefalet ile ilgili de sürekli topun taca atılması çalışanda dayanılacak hal bırakmamıştır.
Türk Doktorlarının sorunlarına sürekli kulak tıkanarak yabancı doktor rüyalarına dalınmakta, niteliği olmadan ucuz iş gücü için ince hesaplar yapılarak, yabancı doktor rüyalarına dalınmaktadır.
Asistanlar 36 saate varan nöbetlerde helak olmakta, hemşireler, ebeler, sağlık çalışanları ağır iş yükü altında adeta kan ağlamaktadırlar.
Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına angarya Cumartesi nöbeti dayatılmakta ve pazarda çalışacaksınız denilerek hızla köle sistemine dümen kırılmaktadır.
Kamu hizmeti yürüten ama kadro talepleri yerine getirilmeyen kamu dışı aile sağlığı çalışanları, vekil ebe hemşireler ve 4/C’liler umutsuzluğa sevk edilmektedir.
Memurlarımız yok sayılmış, Hizmetliler görevini yaptıkları memur kadrosuna atanmamıştır.
Kısacası Sağlık hizmetlerinde görev alan doktorumuzdan hemşiresine, ebemizden sağlık memurumuza sağlık teknisyenine, teknik personelden, memura, hizmetli arkadaşlara kadar her birinin sorunu ve sıkıntısı vardır.
Kısacası dertler boyu aşmış, sabır taşı çatlatmıştır. Ama hala çözümden uzak açıklamaları ile iktidar, sorunlara ne kadar uzaklığını ortaya koymaktadır.
Sağlık Bakanlığı dün ''Şifa Veren Ele Vefa'' adlı bir program düzenlemiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki Bakanlık hiçbir zaman sağlık çalışanlarına vefa göstermemiştir. Şifa veren elleri sorunları ve dertleri ile baş başa bırakmıştır. Süslü toplantılarla bu işi geçiştirmeyi adet edinmiştir.
Bu toplantıda Sayın Başbakan sağlık çalışanlarının hakları ile ilgili bazı açıklamalar yapmıştır. Nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapacağız demiştir. Bir saatlik nöbet ücreti bir doktor için şu anda 7 TL, ebe hemşire arkadaşlarımız için 4.7 TL’ dir. Bu komik ücretlerin yüzde 50 artması çok büyük bir müjde midir ? Nöbet ücretlerinde gerçek bir müjde verilmek isteniyorsa bir saatlik çalışma karşılığında alınan ücret nöbet ücreti olarak ödenmelidir.
70 yaşına kadar istenirse çalışılabilecekmiş, biz 70 yaşına kadar çalışma değil, emeklilikte rahat etmek ve insanca bir ücret almak istiyoruz. Bunun için döner sermayelerin emekliliğe yansıtılmasını talep ediyoruz.
Bugün şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasına yönelik düzenleme var olmasına rağmen tam uygulanmıyor. Gözaltı süresini uzatınca şiddete çözüm mü bulunacaktır ?
Yıpranma payı ile ilgili çalışma yapılıyormuş, yıpranma payı için 1 senedir aynı sözler söyleniyor. Somut bir adım, ortaya çıkmış bir icraat yok. Artık siyasetçinin iki dudağı arasından öteye gitmeyen vaatlerden bunalan çalışanlar; devletin somut adımlarını, hayata geçen uygulamalarını görmek istiyor.
Kıymetli Basın Mensupları;
Sağlık çalışanları olarak ne lütuf bekliyoruz, ne de karşılanamaz talepleri dile getiriyoruz. Sadece hakkımızı talep ediyoruz. Haklı taleplerimizi dile getirmek ve çalışanların talepleri karşısındaki vurdumduymazlığa tepki olarak Tıp Bayramı Arifesinde 13 Martta iş bırakıyoruz.
Çalışanların taleplerinin yerine getirilmesi ve Türkiye kamuoyunda tekrar güçlü bir şekilde gündeme gelmesi adına yaptığımız bu eylemle alanlara çıktık ve yetti gari diyoruz.
Ayrıca 14 Mart Cumartesi günü de kararlığımızı devam ettirip, aile hekimliklerinde ve TSM’lerde Cumartesi nöbetine hayır diyerek iş bırakacağız.
Değerli Basın Mensupları;
Bugün iş bırakma eylemine neredeyse sağlık alanında faaliyet gösteren tüm STK’lar katılıyor. Biri hariç O da memur-sen’e bağlı sağlık-sen. Bizim dilekçe kampanyamızı karalayanlar çalışan hakkı için iş bırakıldığında da ortada yoklar. Toplantılarında idareci ağırlayıp, bakandan oy toplayın talimatı alanların bugün bu alanda olması zaten çok zordur. Onların yeri idareci yanıdır. Çalışanlarla alanlara çıkmak yerine idarecilerle poz vermek tek yaptıkları iştir. Tüm sağlık çalışanları kendilerini uçurumun kenarına götüren bu yetkilendirilmişleri iyi tanımalı ve görmelidir. Bunlara üye olarak kalınan her saniye çalışanın kendine verdiği en büyük zarardır.
Türk Sağlık-Sen olarak bayram tadında 14 Martlar karşılamak istiyor, sorunların çözümü için acil düzenlemeler yapılmasını istiyoruz.
Hepinize Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.