DOĞU TÜRKİSTAN’DAN YÜKSELEN ÇIĞLIKLAR YÜREKLERİMİZİ YAKMAKTADIR.

DOĞU TÜRKİSTAN’DAN YÜKSELEN ÇIĞLIKLAR YÜREKLERİMİZİ YAKMAKTADIR.

Çin'in Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerine dikkati çekmek amacıyla İstanbul'dan Ankara'ya yürüyen Doğu Türkistanlı grubunu Kocaeli'de Türkiye Kamu Sen Kocaeli İl Temsilcisi karşıladı.

Çin'in Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerine dikkati çekmek amacıyla İstanbul'dan Ankara'ya yürüyen Doğu Türkistanlı grubunu Kocaeli'de Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı, Türkiye Kamu Sen Denetleme Kurulu Üyesi, Türkiye Kamu Sen Kocaeli İl Temsilcisi Ömer Çeker, Türk Büro Sen Kocaeli Şube Başkanı Rıfat Oypan karşıladı. İl Temsilcisi Çeker ve Şube Başkanı Oypan Doğu Türkistanlı grubun yürüyüşüne eşlik ettiler. İstanbul dan başlayan Ankara da sonlandırılacak yürüyüş hakkında gurup lideri  ve sözcüsü Muhammed Emin Yiğitoğlu’ndan bilgi alan İl Temsilcisi Çeker ve Şube Başkanı Oypan gurubun diğer üyeleri ile de sohbet ettiler.

Çin Devletinin Uygur Türklerine karşı uygulamış olduğu insan hakları ihlalleri hakkın da Türkiye Kamu Sen Kocaeli İl Temsilcisi  Ömer Çeker  açıklama yaptı. Çin Devletinin Uygur Türklerine karşı uygulamış olduğu insanlık dışı davranışları ve işkenceleri sonlandırmak ve bur da yaşanan vahşeti Dünyaya duyurmak ve sonlandırmak adına kış günü bütün zorlukları göze alarak İstanbul dan Ankara ya yürüyüş başlatan gurup üyelerini tebrik ederim.

Gurup içerisinde bayanlar ve yaşlılar var. Malum mevsim kış,  gerekli ekipmanları olmamasına rağmen tüm olumsuzlukları göz ardı ederek kendi imkanları ile böylesi bir yürüyüşü başlatmaları Çin Devletinin Uygur Türklerine karşı uyguladığı vahşeti gözler önüne sermektedir. Türkiye Cumhuriyeti kendisine karşı hasmı hane tavır içerisinde olanları bile ana şefkati kucaklarken Uygur Türklerinden şefkatini, merhametini esirgemesi mümkün değildir. Gerekli hassasiyeti gösterecek, Uygur Türklerine sahip çıkacaktır. Türkiye Kamu Sen olarak soydaşlarımızın yanındayız.

Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıkla yüreklerimiz yanmaktadır. Neredeyse 250 yıldır Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya kör, sağır, dilsiz; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyretmektedir.  Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan insanlık dramından haberi dahi yoktur. Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir. Türkistan kan gölü haline gelmişken başta İslam ülkeleri ve Birleşmiş Milletler yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir. 

Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş milyonlara, katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur. Türkmen soydaşlarımız toplama kamplarında tecrit altında tutulmakta, türlü işkencelere maruz bırakılmaktadır.  Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini çekmemekte, birçok basın kuruluşu için akan Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır. Ne Batı’da ne de Türkiye’de işgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta, akan kan Türk’ün olunca kulaklar sağır, gözler kör olmaktadır. 

Birleşmiş Milletler; Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesi ve Savaş Suçlularının Cezalandırılması Sözleşmesi ve Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile tüm insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır. Oysa bugün Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman kanı akıtılmakta, insanlık suçu işlenmektedir. Birleşmiş Milletler insanlığın etrafında mı yoksa küresel güçlerin ortak çıkarları etrafında mı birleşmiştir? Doğu Türkistan’da akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek insanlığın üzerine düşen tarihi bir sorumluluktur. Ama BM ya susmakta ya da gerçeklere gözlerini kapatmaktadır. 

Birleşmiş Milletlerin görevi, olayları takip etmek değil, olaylara müdahale etmektir. Birleşmiş Milletler üyelerinin vicdanlarının sızlaması için daha kaç Müslüman’ın kanı akmalı, kaç çocuk zehirli gazlarla boğulmalı, kaç kadına tecavüz edilmeli, kaç genç parçalanmalıdır? Bu nedenle BM, duruma müdahale etmek, olayların önlenemez noktalara gelmesinin önüne geçmek ve bu soykırıma son vermek için derhal harekete geçmelidir. Unutulmamalıdır ki, Birleşmiş Milletler, egemen güçlerin siyasi, ekonomik ve ideolojik emellerine alet olmak için değil; adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği tüm ülkelere sağlamak için vardır. 

Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, İslam’ın, Türklüğün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle protesto ediyoruz.  Türkiye Kamu-Sen olarak insanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden önce Türk Hükümeti’ni ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz.  Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır. 

Uygur Türklerinin yaşamış oldukları sıkıntı ve sorunları yüreğimizde hissediyoruz. Mücadelelerini destekliyoruz. Maddi ve manevi olarak yanlarındayız.

 

                                                                                          Ömer Çeker

                                                                              Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı

                                                                         Türkiye Kamu Sen Denetleme Kurulu Üyesi

                                                                              Türkiye Kamu Sen Kocaeli İl Temsilcisi

 

BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN