TÜRKİYE KAMU SEN KOCAELİ GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

TÜRKİYE KAMU SEN KOCAELİ GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

Memur ve Emekliye Ek Zam Verilmesi, Vergi Dilimi Sabitlenmesi, Kamu Çalışanları ve Emeklilere 2020 ve 2021 yıllarında yapılacak zam ve sosyal hakların Ağustos 2019 da toplu sözleşme ile karar bağlanacak olması nedeniyle Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı, Türkiye Kamu Sen Denetleme Kurulu üyesi ve Kocaeli İl Temsilcisi Ömer Çeker, Türk Büro Sen Kocaeli Şube Başkanı Rıfat Oypan, Türk İmar Sen Kocaeli İl Temsilcisi Kürşat Karadeli, Türk Tarım Orman Sen Kocaeli İl Temsilcisi Çetin Keskin, Türk Tarım Orman Sen Şube Başkan Yardımcısı Halil Şanlı, Türk Emekli Sen Dernek Alp Timincioğlu ile birlikte üç ana başlık altında belirtilen konular hakkında gündemi değerlendirdi.

           MEMUR VE EMEKLİYE EK ZAM VERİLMELİDİR.

 

          Hazine ve Maliye Bakanı bütçe görüşmelerinde 2018 yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 20.8 olduğunu açıklamıştı. TUİK ise 2018 enflasyonu %20,3 olarak açıklandı. Temmuz ayında %3,5 zam alan memur ve emeklinin maaşı 6 ayda % 6,7 eridi. Kamu Çalışanları ve emekliler 2018 yılını % 6,7 zararla kapattı. TÜİK verilerine baktığımızda enflasyon farklı, çarşı pazarda ise real enflasyon farklı seyretmektedir.

          2017 Yılında Hükümet ile Yetkili Sarı Sendika arasında yapılan toplu Sözleşmede 2019 yılı için Kamu Çalışanları ve Emekliler için  % 4+5 zam verilmesi hakkında Toplu sözleşmede anlaşmaya varılmıştı. Hal böyle olunca, 2019 yılda memur ve emekli açısından hezimete dönüşeceği açıkça ortaya çıktı.

         2018 yılında ocak ayında memur maaşlarına %4, temmuz ayında ise enflasyon farkı ile birlikte % 8,65 zam yapılmıştı. 2018 yılında memur maaşları toplamda %13 oranında arttı ama enflasyon %20,3 olarak gerçekleşti. 2018 yılı memur ve emeklilerin hanesine zarar olarak yazıldı. Enflasyon hedefi %5’ten %15,9’a çıkarıldı.

        2019 yılında yeniden Enflasyon değerlendirme değerleme oranları %23,73 olarak belirlendi. MTV %15,9 arttı. Yani 2019 yılında memur ve emekli maaşlarına yapılması gereken artışların alt limiti aslında ortaya çıktı.


         1603 liralık asgari ücrete 417 lira artış yapılırken, 3419 TL olan ortalama memur maaşına 137 TL zam yapılması hangi vicdana sığar? Elbette bu zam, asgari ücretlilerimizin hakkıdır, yeterli de değildir. Ancak bir tarafta % 26 zam alan bir çalışan kesimi varken diğer tarafta %4’e mahkûm edilen bir kesimin varlığı toplum vicdanını sızlatacaktır.

           2019 yılı için kriter bellidir. Mutlak surette memur maaş zamları gözden geçirilmeli ve güncellenerek zararlar telafi edilmelidir. Türkiye Kamu Sen olarak kamu görevlilerine ve emeklilere ek zam yapılarak enflasyondan dolayı oluşan kayıplarının (zararlarının) telafi edilmesini ve 2019 yılına ilişkin maaş artışlarının yeni enflasyon hedefi gözetilerek üstüne büyüme ve refah payı da eklenerek güncellenmesi ve alım gücünün yükseltilmesi için memur ve emeklilere ek zam verilmesi olacaktır. Hükümet asgari ücretle çalışanlara göstermiş olduğu hassasiyeti kamu çalışanlarına da göstermek suretiyle Kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarına % 26 ek zam vermelidir.

 

 

          VERGİ DİLİMİ SABİTLENMELİDİR.

 

          Asgari ücretlilerde olduğu gibi tüm kamu çalışanlarının gelir vergisi oranı %15’e sabitlenmeli. 2019 yılına ilişkin olarak gelir vergisi dilimleri açıklanmıştır.  Bu yıl %15’lik vergi dilimine giren toplam kazanç tutarının üst limiti 14 bin 800 liradan 18 bin liraya yükseltildi.

 

         Her ne kadar bu artış, geçtiğimiz yıllara oranla daha makul olsa da sözleşmeli çalışanlar başta olmak üzere kamu görevlilerinin bir üst vergi dilimine geçmesini önleyecek ve vergide adaleti sağlayacak bir rakam olmaktan oldukça uzak bir seviyede bulunuyor. 

 

         Bildiği gibi ülkede gelir dağılımını düzenleyen politikaların başında vergi düzenlemeleri gelmektedir. Bu düzenlemelerin temel amacı çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır.  Bu yolla daha çok kazanandan toplanan vergiler kamu hizmetleri ve sosyal yardımlar yoluyla düşük gelirli kesimlere kaynak olarak aktarılır ve gelir dağılımında adalet sağlanır. 

 

         Zaten artan enflasyon karşısında hedef enflasyonun bile altında maaş zammı alacak olan kamu görevlileri ve emekliler 2019 yılında bir darbe de gelir vergisi nedeniyle yiyecektir. Bu nedenle çalışanlarımız üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi zorunlu hale gelmiştir. 

 

         Yıllar içinde gelir vergisi dilimleri öylesine düşük oranlarda artırılmıştır ki, artık asgari ücretliler dahi bir üst vergi dilimine geçmektedir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı yayınladığı bir tebliğ ile asgari ücretlilerden alınacak gelir vergisi oranını %15’te sabit tutmuştur. 

 

         Vergi adaletsizliğinin giderilmesi için böyle bir uygulama, bütün çalışanlar için de hayata geçirilmeli ve bütün kamu görevlilerinin gelir vergisi oranı %15 olarak belirlenmelidir.   

 

        Adil bir gelir dağılımı sağlamak, sosyal devlet ilkesini benimsemiş olan ülkemiz için bir zorunluluktur. Bu nedenle gelir dağılımının daha adaletli bir şekilde gerçekleşmesinin ana unsuru olan vergi politikalarının çalışanlar lehine düzenlenmesini istemek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının anayasal hakkıdır. 

 

          Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır çalışanların üzerinde ağır bir yük olan gelir vergisi sorununun bir an önce çözülmesi gerekir. Bu konunun ülkemizi idare edenlerin yükümlülüğünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

 

 

 

            AĞUSTOS 2019 TOPLU SÖZLEŞME AYI.

 

           Ağustos 2019 da yapılacak toplu sözleşmede 2020 ve 2021 yıllarındaki Kamu Çalışanlarının ve Emeklilerin ekonomik ve sosyal hakları karara bağlanacaktır.

 

           Kamu Çalışanları ve Emekliler için önemli bir yıldır.  2001 ile 2009 Yılları arasından Türkiye Kamu Sen yetkili Konfederasyon du, Hükümet ile yapılan toplu görüşmeler neticesinde yapılan protokollerin bağlayıcı olmadığı halde Türkiye Kamu Sen Kamu Çalışanlarını ve Emeklileri enflasyona ezdirmedi. Sosyal haklarda azım sanmayacak artışlar sağladı.

 

          Ağustos 2019 da memur ve emeklilerimizin 2020 ve 2021 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği 5. Dönem toplu sözleşme görüşmeleri gerçekleştirilecek. Bundan önceki toplu sözleşme tecrübemiz; 2009 öncesi kazanımlarımızla sonraki dönemde yaşanan kayıplar karşılaştırıldığında, kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin gelişmesi noktasında bu toplu sözleşme masasına Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olarak oturmasının zorunlu olduğunu ortaya koyuyor.

 

          Bu hedefe, popülizmden uzak, gerçek anlamda sendikacılık yaparak, hiçbir menfaat gözetmeksizin yalnızca kamu görevlilerinin hakları uğruna mücadele ederek ve işimize dört elle sarılarak ulaşacağımızdan hiç Kamu Çalışanlarının ve emeklilerin kuşkusu olmasın. Kamu Çalışanları ve 2020 ve 2021 yılında ekonomik ve sosyal yönden mağdur olmak istemiyorlar, Sarı sendikalara olan üyeliklerini gözden geçirmeli, Türkiye Kamu Sen’e Üye sendikalara üyelik kayıtlarını yaptırarak gelecekte yaşamaları muhtemel mağduriyetlerini önlemeler kendi ellerindedir.

 

BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN