Türkiye Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilciliği olarak; hakem heyetine giden toplu sözleşme süreci ve hakem kurulu'nun yapısı hakkında yerel Doğuş Gazetesinden Nevre SARAÇ'a açıklamalarda bulunduk.
5.Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde masadan anlaşma çıkmayınca kamu çalışanlarının umudu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu oldu. Türkiye Kamu- Sen Gaziantep İl Temsilcisi Kemal Kazak, kamu çalışanlarını beklentilerini ve sendikalarının tekliflerinin dayanaklarını madde madde açıkladı. Kazak, tekliflerinin bilimsel çalışmalar neticesinde oluşturulduğuna vurgu yaparak, “Türkiye Kamu-Sen olarak gelir dağılımında eşitlik ve adalet istiyoruz. Makas açılıyor. Kamu hakem kurulunun ortaya 20 Milyon vatandaşın insanca yaşayabileceği bir zam oranını ortaya koymasını talep ediyoruz. Ülkemizin gelir durumunu da gider durumunu da biliyoruz. Sadece insanca yaşayabileceğimiz bir zam istiyoruz” dedi.
Hükümet yetkilileri ile sendikalar zamlar konusunda masada anlaşamadı, gözler Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na çevrildi. Türkiye Kamu- Sen Gaziantep İl Temsilcisi Kemal Kazak, sendikalarının taleplerine, bu taleplerin dayanaklarına ve hakem kurulunu oluşturan heyete ilişkin detayları gazetemiz ile paylaştı. Kazak, hakem heyetinin oluşumunda ve hakem heyetine itiraz hakkına ilişkin; “Hakem heyeti 11 kişiden oluşuyor. Bu heyetin içerisinde yargı kurumlarından, Çalışma ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan, Strateji ve Bütçe Başkanlığı’ndan isimler yer aldı. Üniversitelerden akademisyen atandı. Bu isimlerin yanı sıra geriye kalan 5 kurul üyesi de 2 üye Memur-Sen’den, 1 üye Kamu- Sen’den, 1 üye KESK’ten, 1 üye de üniversitelerden belirleniyor. Öncelikle hakem heyetindeki bu yapının değişmesi gerekiyor. Sendikalar tarafından toplam 5 üye belirlenebilirken, hükümet kanadı 6 üye belirliyor. Kamu işveren kurulu 6 üyeden oluşurken, emeklilerle birlikte 5 Milyon, aileleriyle birlikte 20 Milyon kişiyi ilgilendiren sendikaların temsilcileri ise 5 kişide kalıyor. Oylama yapıldığında sendikaların ortaya koyduğu tezin kabul edilmesi mümkün görünmüyor. Biz hakem heyetinin en azından eşit sayıda kesimlerden oluşturulmasını talep ediyoruz” dedi.
TEMSİLDE DE ADALET İSTİYORUZ
Toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanmadığında itiraz etme hakkının en fazla üyesi bulunan sendikada olduğunu aktaran Kazak, “ en fazla üye sahibi olan sendika itiraz edebiliyor. Temsilde de adaletin olmasını istiyoruz. En fazla üye sahibi de olsa sendikalar, kendi üyeleri adına itirazda bulunsun. Ama Türkiye Kamu Sen’e bağlı kamu çalışanının itiraz hakkının başka sendikada olması ile adalette şaşma olacağını düşünüyoruz. Toplu sözleşme masasına oturan sendikaların hakem kurulunda da itiraz etme hakkının olması gerekiyor. Bu noktalarda düzenleme yapılmadığı sürece hakem kurulundan çıkacak sonucu sorgulayacağız. Düzenleme yapılmış olsa sendikalar kendi üyeleri adına itirazda bulunabilir, temsilde adalet daha doğru olur”.
BU RAKAMLAR BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN SONUCU
Kazak, sendikalarının tekliflerinin dayanaklarına ilişkin şu detayları verdi; “Türkiye Kamu-Sen olarak Kamu İşveren Kurulu’na teklifimizi yaparken 2020 yılı için 10+10, yüzde 3 refah payı, seyyanen de 600 TL zam teklif ettik. Bunu biz afaki bir rakam olarak ortaya koymadık, bilimsel çalışma neticesinde ortaya koyduk. 2 dönemki toplu sözleşmede yetkilendirilen sendikanın beceriksizliği nedeniyle kamu çalışanlarının ayda 597 TL kayıpları vardı. 600 TL’lik seyyanen zam ile o kayıplar telafi edilsin istedik. 2020 için yüzde 10+10 dememizin sebebi ise; geçen yıl TÜİK’in resmi rakamlarına göre enflasyon oranı yüzde 20,3 çıkmıştı. Bu da demek oluyor ki yüzde 10 enflasyon vardı. Mutfağın reel enflasyonu yüzde 30’ların üzerindedir. Yüzde 10+10 zam zaten TÜİK rakamlarına göre gıdaya da yansıdı. Yüzde 3 refah payımız ise; enflasyon farkı alıyoruz. Fakat bu farkı 6 aydan 6 aya alıyoruz. Halbuki önceki yıllarda enflasyon farkı hangi ay aşılmışsa o ay fark uygulanırdı. Yüzde 3’lük refah payını da aylık enflasyon harcamalarının üzerindeki rakamsal oranı gidermek adına koyduk. 2021 yılı içinse 8+8 ve yüzde 3 refah payı demiştik. Kamu-Sen’in maki talepleri makul ve bilimsel çalışmaya dayalı taleplerdi. Sadece mali meseleler değil haklar da masada görüşüldü. Kamu kurumlarında çalışanların birçoğu sözleşmeli olarak çalışıyor. Kamu- Sen olarak ilk günden bu yana sözleşmeli çalışmaya karşıyız. Kamuda sözleşmeli çalışan bütün arkadaşlarımızın kadroya geçirilmesi gerekiyor. Bu durum bir çok kişinin işiyle eşi arasında tercihe zorlanmasına sebep oluyor. Her çalışanın tek düze 657 sistemine geçmesi gerektiğini düşünüyoruz”.
OLMAZSA OLMAZIMIZDIR
Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin haklarına ilişkin konuşan Kazak, “3600 ek göstergeyi Cumhurbaşkanımız dile getirdi, MHP Milletvekili Mustafa Kalaycı meclise taşıdı. Ama hala kamu çalışanları ciddi anlamda beklenti içerisindeler. Kamu- sen olarak 3600 ek göstergeye ilişkin çok güzel bir çalışmaya imza attık. Her çalışanın tahsil durumuna göre düzenlenecek ve herkesi kapsayacak. Ayrıca yardımcı hizmetler sıfatındaki arkadaşlarımıza da ek gösterge verilmesi talebinde bulunduk. Kamu çalışanlarının tamamına yakınının çalışırken eline geçen ücret ile emekli olduktan sonra eline geçen ücret arasında uçurum gibi farklar var. Bu sebeple şuanda el geçen ücretler emekliliğe de yansıtılsın. Bu olmazsa olmazlarımızdan biridir” ifadelerine yer verdi.
MEMUR ÜVEY EVLAT MI?
Görevde yükselme için mülakat sisteminin doğru olmadığını aktaran Kazak, “Görevde yükselmelerde mülakat denen bir ucube sistem inşa edildi. Eğer ki bu ülkenin doğru yönetilmesini arzu ediyorsak, görevde yükselmeler liyakat esasına gereğine yapılmalı. Mülakat artık yandaşlık olarak algılanıyor. Kurumlarımızın bu algıdan kurtulması gerekiyor. Kamuda çalışan emekliler de dahil olmak üzere memurlar hariç herkes bayram ikramiyesi alıyor. Memur üvey evlat mı? Bayram ikramiyesinin memura da verilmesi gerekiyor” dedi.
KAMU ÇALIŞANININ İŞ YÜKÜ ARTTI
Kamu çalışanlarının çalışma şartlarına değinen Kazak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Suriyeli mültecilerin yoğun yaşadığı illerin kamu çalışanları için daha cazip hale getirilmesini yıllardır dile getiriyoruz. Çünkü bu illerde iş yükü artmış durumda. 15-20 yıl önce kamu çalışanları Gaziantep’e yerleşirlerdi. Şimdi ise büyük çoğunluğu şartlar oluştuğunda gitmek istiyor. Şehir pahalı bir şehir haline geldi. Orta düzeyde oturulacak bir evin kira bedeli bin 500 TL. Şehrimizin 4’te 1’i Suriyelilerden oluşuyor. O zaman kamu çalışanlarının iş yükü de 4’te 1 oranında artıyor demektir. Kamu işvereni veya hükümet yetkililerinin bu konuları değerlendirmeleri gerekiyor”.
İNSANCA YAŞAYACAĞIMIZ ZAMMI İSTİYORUZ
Türkiye Kamu-Sen olarak gelir dağılımında eşitlik ve adalet istediklerini vurgulayan Kazak, “Makas açılıyor. Kamu hakem kurulunun ortaya 20 Milyon vatandaşın insanca yaşayabileceği bir zam oranını ortaya koymasını talep ediyoruz. Ülkemizin gelir durumunu da gider durumunu da biliyoruz. Sadece insanca yaşayabileceğimiz bir zam istiyoruz. Taleplerimiz gerçekleşmezse, genel merkezimizin doğru kararlar alacağına inanıyoruz. Kamu işveren kurulunun değerlendirmesinden sonra genel merkezimize tabandan da alınacak fikirle en doğru eylemi ortaya koyacağız. Göstermelik 1 saatlik iş bırakma ile sendikacılık olmaz. Doğru eylem kararı alınınca 420 bin üye birlikte hareket edebilir. 20 milyon insanı ilgilendiren eşik atlama sürecinde doğru eylem planı ile hakkımızı ve taleplerimizi kanun çerçevesinde dile getirmekten kaçınmayacağız” ifadelerine yer verdi.