Türkiye Kamu-Sen; Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan 2020 yılı bütçesini protesto etti.
Gaziantep İl Temsilcisi Kemal KAZAK yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Değerli Basın Mensupları;
Sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumumuzun büyük bir kesimini göz ardı ederek, çalışanlardan alınacak vergilere bel bağlayan 2020 bütçesi, “memurun bütçesi değildir.”
Bu bütçe ile 2020 yılının, başta kamu çalışanları olmak üzere, tüm vatandaşlarımız için geçmiş yıllardan daha da zor geçeceği ortaya çıkmıştır.
Hepimizin bildiği gibi bütçe, Devletin gelirlerinin ve bu gelirlerin nerelere dağıtılacağının belgesidir.
Biz bu bütçede, kamu çalışanlarından kesilen vergilerden elde edilen gelirin paylaşımında, memurun adının dahi olmadığını görüyoruz.
Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaşlarına %4+4 zam yapılması kararlaştırıldı.
Bunun anlamı bütün bir yıl için %8,2 yani ortalama memur maşına 329 lira, en düşük memur maaşına ise 247 lira zam demektir.
Hâlbuki daha geçen yıl 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları 1032 lira zamlanmıştı.
Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karşısında devede kulak bile kalmıyor.
2002 yılından beri vatandaşlarımızdan toplanan vergiler 10,4 kat artar iken, memur maaşları ancak 7,5 kat artmıştır.
Kısacası maaşlardan yapılan kesintiler, maaş zammını aşmıştır.
Milli gelirin arttığı söylenmesine rağmen, bu artıştan dar gelirli ve ücretliler hak ettiği payı alamıyor.
Maaşların; döviz, altın ve diğer yatırım araçları karşısındaki hali ortada.
Bütün yatırım araçları karşısında alım gücümüz düşüyor.
Son bir yıl içinde gıda fiyatlarındaki resmi ortalama enflasyon %25 olmuştur.
Doğalgaza %28, elektriğe, kılık kıyafete %18, okul masraflarına %13, kiraya %12, gazeteye %28, dergiye %50, ekmeğe bile %15 zam geldi.
TÜİK son 12 aylık enflasyonun %8,5 olduğunu iddia ede dursun, 2019 yılının 10 aylık enflasyonu bile %10,6 oldu.
Maliye Bakanlığı bile TÜİK’in açıkladığı enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden değerleme oranlarının %22,58 artacağını söylüyor.
Yani bir bakıma resmi rakamlar birbiriyle çelişiyor, TÜİK’in enflasyonu cebimize yansıyan zamları görmüyor.
Yaptığımız her kuruş harcamadan %25 ile %45 arasında vergi kesiliyor.
Yani verirken cimri alırken acımasız davranılıyor.
Ama iş maaşlara zam yapmaya geldiğinde bir hedef enflasyondur tutturuluyor.
Bilinmelidir ki; hayaller karın doyurmuyor.
Elbette enflasyon hedeflemesi yapılsın, ama gerçekler de göz ardı edilmesin.
Maaşlar iktidarın pembe hayallerine, vergiler ve zamlar acı gerçeklere göre belirlenmesin.
Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın.
Değerli Arkadaşlar;
Bunun yanı sıra, evlere şenlik bir toplu sözleşme dönemi yaşadık.
Tek bir konu tartışılıp karara bağlanmadı.
Memurlar adına tek bir kazanıma dahi imza atılmadı.
20 milyon vatandaşımızın hayalleri, umutları yıkıldı, gitti.
Bu hangi vicdana sığar?
İki yıl;
Aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonların,
Kadro bekleyen yüz binlerce sözleşmelinin,
Bayramlarda ikramiye hayali kuran memurun,
Mülakata takılmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin,
Kuş kadar maaş zammını, vergi dilimine kurban eden emekçilerin,
İki yıldır 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmasını bekleyenlerin,
Hak ettiğini almayı umut eden yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının dünyalarını karartmak reva mıdır?
Kamu çalışanlarına “kusura bakmayın, bu sene hiçbir şey olmadı, şimdi git 2 sene sonra gel” demek hangi adalet anlayışıyla izah edilebilir.
Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayı başkalarının sürdüğü bir yerde huzur olur mu?
Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir.
Bütçe, zenginden alıp dar gelirliye vermek içindir.
Bütçe, millet için, vatandaş içindir.
Bu bütçe ile vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin artırıldığı, sağlık harcamalarında katılım paylarının, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaşlarımızın cebinden çıkacağı, memur ve emeklinin yoksulluğa mahkûm edileceği, yaşamın biraz daha zorlaşacağı bir yıla daha başlayacağız.
Bu durumu, Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu bütçeye karşı olduğumuzu, bu bütçede memur olmadığını, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadığını her yerde dile getiriyoruz.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.
Eğer Tasarı, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha değiştirilmesi mümkün değil.
Eğer Komisyon Tasarıyı bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanını imzalamış olacak.
Bu nedenle Tasarıya memur maaşlarına ilişkin bir düzeltme eklenmek zorundadır.
Ardından da bir memur paketi hazırlanarak sözleşmeli personele kadro başta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatın kaldırılması, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler gibi konular acilen çözülmelidir.
Biz, bu konuda hazırladığımız mektuplarımızı, ülkemizin her köşesinden Sayın Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcısına, siyasi partilerimizin grup başkanvekillerine ulaştıracak ve bir çözüm üretilmesini isteyeceğiz.
Kamu çalışanlarından yana olmayan politikaların bir uzantısı olan 2020 yılı bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çıkmış, sinekten yağ çıkarma bütçesi olmuştur.
2020 yılı bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildiği bütçe değil, memurun bütçesi olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum.