Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilciliği olarak verilen maaş zamlarını protesto etmek için PTT Başmüdürlüğü önünde Ocak ayı bordrolarımızı yaktık.
Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi
ve Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Turgay Çetin, Türk Eğitim Sen Şube Başkanı
Tayfur Urgenç, Türk Büro Sen İl Temsilcisi Mehmet Burunkaya, Türk Haber Sen İl
Temsilcisi Ercüment Tunç, Türk Yerel Hizmet Sen İl Temsilcisi Metin Taşçı, Türk
İmar Sen İl Temsilcisi Recep Kılıç, Türk tarım Orman Sen İl Temsilcisi Ahmet
Cengiz Yaşar, Türk Emekli Sen İl Temsilcisi Yavuz Soysaldı, TÜRKAV İl Başkanı
Agah Bahadır Ceylan, Türk Büro Sen Aksaray Şube Başkan Yardımcısı Ömer Koç,
Şubelerimizin Başkan Yardımcıları ve üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirilen
eylemde Ocak ayı zamlı bordrolarımızı yakarak yapılan memur zammıma tepkimizi
gösterdik. Yaktığımız bordrolarımızla boş kazan kaynatarak verilen zamların
artık sadece boş kazan kaynatmaya yettiği, kazanın içini doldurmaya yetmediği
belirtilerek tepki gösterildi.
Eylemde Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl
Temsilcisi Turgay Çetin Yapmış olduğu açıklamada;
“3 milyon kamu görevlisi ve 2 milyon
emeklinin 2 yıl sürecek çileli geçim mücadelesi başlamıştır.
Kamu görevlileri bugün, ağustos ayındaki
toplu satış sözleşmesinden beri ifade ettiğimiz acı gerçekle yüz yüze
kalmıştır.
Buna göre memurlar ortalama 160 TL,
emekliler ise 100 TL zamla 6 ay boyunca idare etmek zorunda kalacaklardır.
TÜİK’in resmi rakamlarına göre
geçtiğimiz yıl gıda fiyatları ortalama %10,9; mutfak tüpü %17,6, doğalgaz %22,
elektrik %18,3 zamlanmışken maaşlara %4 zam yapmak, adeta memur ve emeklilerle
alay etmek demektir.
Ekonomi iyi yolda, istikrar sürüyor,
enflasyon düşüyor masalı, çarşı pazardaki gerçek fiyatlarla kâbusa dönüşmüştür.
Yetkililer hedef enflasyonu bilinçli
olarak düşük göstererek memurlarımızı düşük ücret artışına mahkûm ederken,
milletimizi zorunlu harcamalarında dahi enflasyon canavarına teslim etmektedir.
İktidar 2019’daki ilk enflasyon hedefine
göre maaşlara toplam %9,2 zam yapmıştır.
2019 yılında gerçekleşen resmi enflasyon
ise %11,84 olmuştur.
Buna göre memur maaşları enflasyonun
gerisinden gelmektedir.
Kaldı ki, bu oran TÜİK’in enflasyon
sepetindeki, çoğunu halkın tüketmediği 418 madde 895 çeşit ürünün ortalama
artışını göstermektedir.
Milletimizin tüketmek zorunda olduğu
gıda, temizlik, sağlık, ulaşım, haberleşme, ısınma, kira gibi ürünlerdeki fiyat
artışları ise 2019’da gerçekleştiği ilan edilen, resmi enflasyonun kat be kat
üzerindedir.
Eğitim, sağlık, ulaşım gibi harcamalar
enflasyonun üzerinde zamlanmıştır.
Bir zamanlar fakirin yemeği olan kuru
fasulye, pilav lüks gıda maddesi haline gelmiştir.
Kırmızı etin yalnızca adı kalmıştır.
Sebze, meyve el yakmaktadır.
İlaca %46, giyime %33, gazeteye %28,
dergiye %51 zam gelmiş memurun, emeklinin beli iyiden iyiye bükülmüştür.
Ekmeğimiz bile %13,5 zamlanmıştır.
Buna rağmen memurlara 2020 yılı için
%4+4, 2021 için ise %3+3 zam yapılması öngörülmüş, adeta ekonomi ile maaş
zamlarının ilişkisi tamamen kesilmiştir.
TÜİK’in bu rakamları aldığı yerleri
doğrusu merak ediyoruz.
Eğer TÜİK’in rakamları gerçekse TÜİK bir
market açsın, hepimiz oradan alışveriş yapalım, bizim de enflasyonumuz TÜİK’in
enflasyonu ile eşitlensin.
Yeniden değerleme oranları %22,58 olarak
belirlenirken memur maaşlarına %4+4 zam yapmak hangi vicdanla, hangi adalet
anlayışıyla bağdaşır?
Gerçekler ortadayken çocuk parası, aile
yardımı, doğum, ölüm yardımları, ek ödemeler, ek dersler, fazla mesai ücretleri
ve tazminatlara da ayrıca bir artış yapılmamıştır.
Duruma bakıldığında bu yıl da maaşların
eriyeceği, alım gücünün düşeceği açıktır.
Toplu sözleşme tiyatrosuyla
memurlarımız, 2021 yılı sonuna kadar devreden çıkarılmıştır.
Memurların ekonomik ateşin ortasına
atıldığı şu günlerde dahi malum konfederasyon memurların haklarını korumayı
akıl edememekte, başını kuma gömmektedir.
Bugün memurlarımız maaşlarını aldılar ve
acı gerçekle yüzleştiler.
Biz, Türkiye Kamu-Sen olarak sürekli
gerçekleri dile getiriyor, maaş zamlarının yetersiz olduğunu, verilen sözlerin
tutulmadığını ifade ediyor, acil çözüm bekleyen sorunlar için bir memur paketi
hazırlanmasını istiyoruz.
Malum konfederasyon ise durumdan hoşnut
olacak ki, eriyen maaşlara, unutulan 3600 ek gösterge vaadine, yardımcı
hizmetlilere, haksızlıkların kaynağı mülakata, sözleşmelilerin kadroya
geçirilmesine, gelir vergisi mağduriyetine, bayram ikramiyesine ve emekli
maaşlarına dair tek bir kelime etmiyor.
Bugün, memurlar maaşlarını aldılar.
Yani takke düştü, kel göründü.
Türkiye Kamu-Sen dün de meydanlardaydı;
bugün de meydanlarda…
Dün ne dediyse, bugün de aynısını
söylüyor.
Memurların haklarının budanmasına
seyirci kalan hatta pasif tutumuyla üstü örtülü şekilde destek olan malum
konfederasyon ve yetkililer, bugün neredeler?
Bugün, hormonlu sendikalar, gerçekler
karşısında saklanacak delik arıyorlar.
Memur maaşına yapılan %4 zam ortalama
maaşlara 160,6 lira zam demek.
Bir yılda ailenin zorunlu harcamaları
ortalama 730 lira, oransal olarak da %12,3 artmışken, %4 zamma yani 160 liraya
tek kelime edemeyenler memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Sözleşmeliyi, hizmetlileri yok sayanlar,
vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi
yapıp kadroya geçirmeyenler, öğretmeni, akademisyeni, sağlık çalışanını,
maliyeciyi, adliye çalışanını unutanlar,
Postacıya, ormancıya, belediye
çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar,
Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek
ödeme sorunlarını, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, tek
bir konuyu dahi müzakere etmeden 1 ayı heba edenler bugün memurun karşısına ne
yüzle çıkacaklar?
Memurlardan aldıkları yetkiyi kötüye
kullananlar, bugün memurun karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Kış soğuğunun bastırdığı günlerde oduna,
kömüre, doğalgaza gelen zamları bile karşılamayan maaş artışına seyirci kalan
bir eli yağda, bir eli balda tatlı su sendikacıları, soğuktan donan memurun
karşısına ne yüzle çıkacaklar?
Elbette, sendikacılığın yüz karaları bir
deliğe gizlenecek ve Türkiye Kamu-Sen’in mücadele etmesini bekleyecek.
Gördük ki, memur ve emeklilerin bir 730
günü daha heba olmuştur.
Kamu çalışanları ve emekliler bu 2 yılı
da bin bir güçlük içinde, biraz daha borç batağına saplanarak, kredi kartına
yüklenerek, yediğinden, içtiğinden keserek, çocuğunun harçlığından kısarak,
soğukta üşüyerek geçirmesinler.
Geçtiğimiz yıl, bizleri %4+5’e mahkûm
edenler, bu yıl da %4+4’e mahkûm ediyorlar.
Memurları, emeklileri enflasyonun
altında ezdiniz; biliniz ki, memurlar bir darbeyi daha kaldıramaz.
Hak mücadelesi kutlu bir mücadeledir.
Biz, yalnızca memurlarımız ve
emeklilerimiz için değil, gelecek nesillerimiz, beşikteki bebeklerimiz, genç
kuşaklarımız için de mücadele yürütüyoruz.
Türlü menfaatler için bu kutsal hedeften
uzaklaşan çakma sendikacılara, şu dizeleri hatırlatmak istiyorum:
“Karacoğlan der ki her sözüm haktır.
Yiğit olmayanın yalanı çoktur.
Cehennem yerinde hiç ateş yoktur,
Herkes ateşini burdan götürür.”
Bu dizelerde olduğu gibi, milyonlarca
memurun, emeklinin, masumun hakkının yenmesine göz yumanlar da kendi
ateşlerini, milyonlarca memurun bordrolarında göreceklerdir.
Memurun bordrosunun ateşi tüm vicdanları
yakacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl
Temsilciliği olarak bordro yakma eylemimize katılan herkese teşekkür ederiz.