Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilciliği olarak Ankara’da düzenlenen “Ek Zammımı Unutma İş Güvenceme Dokunma” mitingine katıldık. Memurların iş güvencelerini ellerinden alıp, tazminatlarını ödedikten sonra kapının önüne koymanın hayalinde olanlara karşı Türk Memuru geleceğine ve iş güvencesine sahip çıktık.
Ankara Toros Sokak’tan başlayan yürüyüşle mitingin yapılacağı Kolej meydanına akın eden 50 Bin kişi, “İŞ GÜVENCEME DOKUNMA, EK ZAMMIMI UNUTMA' diye haykırdı.
Ankara sendikal anlamda tarihi günlerinden birini yaşadı. Uzun yıllardan sonra ilk defa kamu görevlileri hakları için ayağa kalkarak on binler olup Başkent’e aktı. Yurdun dört bir yanından yola çıkan kamu görevlileri, emekliler, 4/C’liler, sözleşmeli personel, KİT Personeli, Ataması yapılmayan Öğretmen, İ.İ.B.F. Mezunları, sağlıkçılar, KPSS’de kendilerine bir kapı arayan genç işsizler ve hakları budanan, unutulan, baskıya uğrayan tüm kesimler hep bir ağızdan yetkililere “YETER ARTIK' dedi.
Toplu sözleşme masasında iki oturumda iradesi pazarlanan, 123 TL’ye mahkum edilen, enflasyon farkı unutulan, göz göre göre iki yılı çalınan on binlerce memur hep bir ağızdan EK ZAM talebini haykırdı.
Yürüyüş güzergahı boyunca vatandaşların alkışlarla destek verdiği kamu görevlileri “İş güvenceme dokunma, ek zammımı unutma, Memurun katili yandaş sendika, Kamu Sen burada yandaşlar nerede? 123 yetmez EK ZAM isteriz!' sloganlarıyla Ankara’yı inletti.
Muhteşem eylemimizde Hükümetim biber gazına karşı, Türk memurunun Isparta’dan getirdiği gül suları sıkıldı.
Ankara eylemi ile ilgili açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi Turgay Çetin; “Bir süredir ülkemiz, tabiri caizse kasaplar tarafından ameliyat ediliyor. Bazı yalaka kurbanlıklar da ha bire kasabının bıçağını yalıyor. Milletimize, pazarlanan manevi değerler üzerinden narkoz enjekte ediliyor, bütün tepkiler, sinir uçları köreltiliyor.
Demokrasi, özgürlük, açılım gibi maskeler altında Türk milletinin birlik ve beraberliğinin altı oyuluyor. Yeni anayasa, yeni Türkiye gibi söylemlerle getirilmek istenen yeni soygun düzeni, dengeleri değiştirmek için kullanılıyor. Yerelleşme, etnik milliyetçilik ve yozlaşma yoluyla ortak milli değerlerimiz tahrip edilmek isteniyor.
Her şeyi kesip-biçen, kasıp-kavuran bu anlayış; sosyal devleti, tüccar devlete dönüştürdü. Sağlık paralı hale getirildi. Kamu hizmetleri kâr-zarar hesabıyla piyasaya açıldı. Özelleştirmeler yoluyla, kamu varlıklarımız yabancıların tekeline bırakıldı. Esnek istihdam yaygınlaştı.
Enflasyon oyunları ile ücretler düşürüldü. Memurluk güvencesini kaldırmak için her yol denenir oldu. Memur, işçi, emekli, dul ve yetim perişan…Devletin ilkesi, ciddiyeti yerle bir edilmiş. Sınırlarımız delik deşik…
“Ben bu Anayasayı tanımıyorum' diyen yöneticiler var. Yasama, “Anayasayı paramparça edeceğiz' diyen, yakınlarına torpil yapıp işe yerleştirmenin Allah’ın emri olduğunu iddia edenlere emanet.
Yargı, iktidarın vesayeti altına girmiş durumda…Yürütme denilince, para edecek her şeyi yürütmek olarak anlayanlar türemiş. Bu arada bir paraleldir, almış başını gidiyor. Bu ülkede kötü giden ne varsa, “Paralel yaptı' deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Çok sıkışırlarsa “Aldatıldık' diyor, ağlıyorlar. Nasıl aldatıldılar, biz bunu bilmeyiz ama avaneleriyle birlikte, aldatmayı çok iyi beceriyorlar.
Yüce Allah, Lokman Sûresinin, 33, Fatır Sûresinin 5 ve Hadid Sûresinin 14. Ayetlerinde “Aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın' buyurmaktadır. Bu bakımdan “Ben Müslümanım' diyenin, aldanmak gibi bir lüksü yoktur. Allah emridir: Uyanık olacağız, aldatmayacağız,
İktidar gücüyle yetkili hale getirilmiş, memurların haklarını pazarlamakla görevlendirilmiş, makamla ödüllendirilmiş, sarı sendikacıların memurlarımızı ve emeklilerimizi ne hale düşürdüğünü biliyorsunuz.
Üç aylık enflasyon %3 oldu. Yani memura emekliye verilen zam şimdiden uçup gitti. Üç ayda gıda fiyatları ortalama %8,5 arttı. Peynir, zeytin, fasulye, pirinç el yakıyor, patates lüks tüketim haline geldi.
Tarım ülkesinde meyve, sebze yiyemez hale geldik. Samanı bile ithal edince, et fiyatları aldı başını gitti. Bir yıl içinde ailenin zorunlu harcamaları tam 365 lira arttı. Bu kadrolu sarı sendika, gerçekleri görmedi. Masaya yumruğunu vuramadı. 2014’te 123 lirayı anlata anlata bitiremedi. Şimdi de yüzde 3+3’e sessiz kalıyor. Memur, emekli, dul, yetim inim inim inlerken; bunlar kafalarını kuma gömmüş, bir delikte saklanıyorlar. Memurların haklarını masa başı oyunlarıyla budayan memnun konfederasyon ve yetkililer, nereye kaçtılar?
Memuru unutup, haksızlığa, adaletsizliğe, yolsuzluğa, hırsızlığa destek verenler, şimdi nasıl da kedi görmüş fareye döndüler. Hizmetlileri yok sayanlar, 4/C’lilere; vekil ebe, hemşire, imam ve aile sağlığı elemanlarına üvey evlat muamelesi yapanlar, öğretmeni, sağlık çalışanını, maliyeciyi, adliye çalışanını unutup, mağduriyetlerini, hak kayıplarını görmeyenler
Emniyet ve askeri işyerlerindeki personelden bi-haber olanlar, Postacıya, ormancıya, belediye çalışanına, diyanet çalışanına kör bakanlar, Emeklileri, ek gösterge sorunlarını, ek ödeme sorunlarını, ek dersleri, fazla mesaileri, döner sermayeleri bir kenara bırakıp, 2 gün içinde memuru masada satıp kaçanlar, hangi deliğe sindiler?
13 Mart’ta Türk Sağlık-Sen meydanlarda sağlık çalışanlarının hakları için aslanlar gibi iş bırakma eylemi yaparken, bunlar alanlardan kaçıp, sıcak koltuklarında keyif çatıyorlardı. Biz 2012’de polisten gaz yerken bunlar memuru masada satmanın hesabını yapıyorlardı. Şimdi soruyoruz, adını sendika koyan siyasi parti payandaları, memurun, emeklinin hali ortada, Türkiye Kamu-Sen burada, siz neredesiniz?' dedi.
Mitinge katılarak destek veren Milletvekilliği adaylığı için görevini bırakan Türk Eğitim Sen Nevşehir Şubesinden Mustafa Uğur, Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç, Türk Haber Sen İl Temsilcisi Ercüment Tunç, Türk Büro Sen İl Temsilcisi Ömer Koç, Türk İmar Sen İl Temsilcisi Recep Kılıç, İşkollarının Şube Başkan Yardımcıları ve üyelerimize Türkiye Kamu-Sen İl Temsilciliği olarak teşekkür ederiz.