Görevleri başında COVİD-19 Virüsünün bulaşması neticesinde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılmaları için gerekli düzenlemenin yapılması ve genel bütçeye yük getirmeden şehit yakınlarına ödenecek ekonomik kaynak hakkında Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı, Türkiye Kamu Sen Denetleme Kurulu Üyesi Ömer Çeker basın açıklaması yaptı.
Devletin
görevlerini düzenleyen Anayasamızın 61. Maddesinde, vazife yani görev esnasında
şehit olanlara ve yakınlarına bir takım hakların devlet tarafından sağlanacağı
belirtilmektedir. Ancak, Anayasamıza göre yapılan Kanuni düzenlemelerde terör
ve savaş hallerinde vefat edenlerin şehit sayılabileceği hüküm altına
alınmıştır.
Dinimize göre savaş hali dışında Afet
ve felaket gibi durumlarda ölenlerin de şehit sayılabileceği bilinmektedir. Dini bir özellik olan şehit
kavramının hüküm altına alındığı Anayasamıza paralel olarak yapılan yasal
düzenlemeler terör ve savaş hali dışında kalan şehitlik halleri kapsam dışında
tutulmuştur
Tüm dünyada
meydana gelen Korona Virüs salgını gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda bir
felaket olarak değerlendirilmektedir. Bu felaketin önlenmesinde görev alan
sağlık personeli ölümü göze almak sureti ile insanların kurtuluşuna vesile
olmakta, kendini siper etmektedir.
Sağlık
personeli, asker ve polisimiz gibi milletimizin can güvenliğini sağlamak amacı
ile görevini yerine getirmektedir. Salgın
sürecinde sağlık personelinin görev yaptığı hastaneler asker ve polisin görev
yaptığı alanlar gibi güvenli alanlar değildir, can güvenliği riski taşıyan
alanlardır.
Anayasamızın
10. Maddesinde yer alan eşitlik ilkesi göz önüne alındığında Devletimiz, her ne
suretle olursa olsun Kanunlar önünde eşit haklara sahip olduğu belirtilen
vatandaşları arasında her hangi bir ayrım yapamaz. Bu ilkeden hareketle, yine Anayasamızda yer alan vazife başında şehitlik
kavramı konusuna bir açıklık getirmek sureti ile bir kanunu düzenleme yaparak milli
bir felaket olarak değerlendirilebilecek salgın süreçlerinde görevi başında
vefat eden sağlık personelinin de şehit sayılmasının önünü açması
gerekmektedir.
Sağlık
personeli görevini yerine getirirken Türk Milletinin sağlığına kavuşmasını
sağlamak amacı ile canından olurken ülkemizin bütünlüğünü korumayı amaçlamaktadır.
Milli seferberlik anlayışı içinde hareket eden sağlık çalışanlarının vefatı
halinde şehit sayılmaları Anayasal bir hak olduğu açıkça ortadadır.
Asker ve
polisimiz gibi sağlık çalışanları da hayatını kaybetme riski ile karşı karşıya gelerek
vatani görevini yürütmektedir. Sağlık
çalışanlarının milli bir felaket olarak değerlendirilmesi gereken hastalığın
tedavisi için canını vermeye razı gelerek görevini yürüttüğü milletimizce
bilinmekte ve takdir edilmektedir. Bu durumda Devletimize düşen görev ise,
sağlık çalışanlarının ve yakınlarının haklı talebine kayıtsız kalmadan bir an
evvel gerekli yasal düzenlemeyi yaparak vefat eden sağlık çalışanlarını “Görev
Şehiti” saymalıdır.
Sağlık
Personelinin görev şehiti sayılması halinde genel bütçe yerine döner sermaye
kaynakları kullanılarak şehit yakınlarına mali haklar sağlanabilir. Bilindiği
gibi döner Sermaye gelirlerinden farklı kurumlara (Sağlık Bakanlığı Merkez
teşkilatına yüzde 5, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna (SECEK) Yüzde 1, Hazineye Yüzde 1) pay
ayrılmaktadır.
Sağlık Bakanlığının yüzde 5 payından, Yüzde
0.5 pay ayrıldığı takdirde oluşturulacak fonla görevi başında iken virüs
bulaşması nedeniyle şehit olan sağlık çalışanlarının geride kalan eş ve
çocuklarının kimseye muhtaç olmadan hayatlarını devam ettirmeleri sağlanmış
olur. Genel Bütçeye ekstra ekonomik yük getirmeden sağlık çalışanlarının
emekleri ile elde edilmiş ekonomik değerden gerekli katkının sağlanması sağlık
çalışanlarını ziyadesi ile memnun edecektir.
Yukarıda
açıklamış olduğumuz yöntemle oluşturulacak bir fona Döner Sermaye gelirlerinden
aktarılacak Yüzde 0.5 payın aktarılması ile şehit sağlık çalışanlarının
yakınlarına mali destek sağlanması mümkün olabilecektir.
Genel
bütçeye her hangi bir ekonomik yük getirmeyen düzenlemenin ivedilikle hayata geçirilmesi
için sağlık çalışanları Sayın Cumhurbaşkanından ve siyasi iradeden hassasiyet
beklemektedirler.
“HAKLI DAVA GÜÇLÜ SENDİKA”
TÜRK SAĞLIK SEN