Hepinizin bildiği gibi memur maaş zamları açıklandı. Ne yazık ki, memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan artışlar ülkemizin gerçekleriyle örtüşmüyor.
Son
10 yıldır memur maaşları enflasyonun bile altında kalıyor ve sürekli
eriyor.
Bu
durum küresel salgınla birlikte sürdürülemez bir hal almıştır.
Memurlarımız
ve emeklilerimiz, yoksulluk içinde en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz
durumdadır.
Toplu
sözleşme görüşmeleri de etkisiz sendikalar ve malum konfederasyon yüzünden
yaralara çare üretmekten uzak kalmaktadır.
2019
yılında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kamu görevlileri
ile emeklilerin sosyal ve özlük haklarında kayda değer bir kazanım
sağlanamadığı gibi 2020 yılı için altışar aylık dönemler halinde yüzde 4’er,
2021 yılı için ise yüzde 3’er oranında zam yapılması karara bağlanmıştı.
Buna
bağlı olarak 2020 yılı içerisinde memur ve emekli maaşlarına enflasyon farkı da
dahil olmak üzere yüzde 11,56 zam yapılmışken yıllık enflasyon yüzde 14,60
olmuştur.
Dolayısıyla
geçtiğimiz yıl memur maaşları resmi enflasyon karşısında yüzde 3,04 erimiş
bulunmaktadır.
TÜİK’in
resmi enflasyonu yıllık yüzde 14,6 oldu ama çeşitli mal ve hizmetler yüzde
28,12; ulaştırma yüzde 21,12; gıda yüzde 20,61; ev eşyası yüzde 18,04; sağlık
harcamaları yüzde 16,67 oranında zamlandı.
Memur
maaşlarına 2020 yılının tamamı için ortalama 463,86 TL zam yapıldı buna
karşılık aynı dönemde dört kişilik ailenin insanca yaşamak için vazgeçemeyeceği
zorunlu harcamaları 965,10 TL yükseldi.
Yani
yalnızca geçen yıl memurun alım gücü aylık tam 501,24 TL azaldı.
2021
yılına ilişkin olarak ise memur maaşlarına, yılın her iki yarısı için yüzde 3,
toplam kümülatif yüzde 6,1 oranında zam yapılması kararlaştırılmıştır.
Buna
karşın TCMB enflasyon tahminini yüzde 9,4 olarak güncellemiştir.
2021
yılında enflasyon hedefine ulaşılsa bile memur maaşlarının gerçekleşen
enflasyon karşısında yine en az %3,5 eriyeceği daha şimdiden
kesinleşmiştir.
Zaten
ocak ayında alınan yüzde 3 zam, mart ayı itibarı ile vergi dilimindeki artışa
gidecektir.
Hal
böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile
bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir.
Enflasyon
farkının alım gücünde bir telafi içermediği aksine geç kalmış bir mahsuplaşma
ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili olduğu
unutulmamalıdır.
Enflasyonun
toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler
üzerinde görülmektedir.
Memur
ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz
hale gelmiştir.
Ama
her ne hikmetse kamuoyunda sanki memurların bir eli yağda bir baldaymış gibi
afaki maaş rakamları dolaşmaktadır.
Halbuki
kamuoyundaki rakamlarla memurlarımızın eline rakamlar arasında dağlar kadar
fark vardır.
Kıymetli
arkadaşlar,
Ülkedeki
gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi
benimsenen ücret politikalarıdır.
Ürünlerin
fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaş artışlarının enflasyonun bile
altında kalması, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü
yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır.
Bir
süredir var olan ekonomik daralmanın yanı sıra COVID-19 salgınının da etkisiyle
tüm dünya ekonomileri zor günlerden geçmektedir.
Dünyada
pek çok devlet bu olumsuzlukları bertaraf etmek için çalışan, çalışmayan
toplumun tüm kesimlerine doğrudan gelir desteği sağlamakta, çeşitli sektörlere
teşvikler sunmaktadır.
Aynı
şekilde devletimiz de salgın sürecinin olumsuz ekonomik etkilerini azaltmak
için değişik sektörlere yönelik ekonomik destek ve tedbirleri hayata
geçirmiştir.
Ülkemizde
desteğe en çok ihtiyaç duyan kesimlerden birisi de maaşları enflasyonun bile
altında kalan kamu görevlileri ve emeklilerdir.
Tüm
dünya ülkeleri dar ve sabit gelirli kesime yönelik tedbir alırken ülkemizde
enflasyon yüzde 14,6 olmuş ama memur maaşına yüzde 3 artış yapılmıştır.
Böyle
bir uygulama var olan ekonomik sorunları daha da derinleştirir.
Memur
ve emeklilere yapılacak destek ekonomiye de can suyu olacak piyasaların
canlanmasını sağlayacaktır.
Bu
çerçevede kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaş artışlarının gerçekleşen
enflasyon, yoksulluk sınırı ve refah payının temel alındığı bir mantık içinde
belirlenmesi lüzumludur.
Ortaya çıkan mağduriyetleri gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve alım gücünü yükseltmek amacıyla memur ve emeklilere de bir destek paketi açıklanmasını ve kamu görevlilerine ek zam verilmesin talep ediyoruz.
Bu
talebimizi ve gerekçelerini içeren mektuplarımızı bugün ülkemizin 81 ilinden
Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’na gönderiyoruz.
Hazırladığımız
gerçek maaş bordrolarını da mektubumuza ekledik ve kamu çalışanlarımızın içinde
bulunduğu zorluğu ortaya koyduk.
Yetkililerin memurlarımızı enflasyona ve ekonomik
olumsuzluklara ezdirmeyeceğini umuyor; maaşlardaki erimeyi telafi edecek ek bir
zamla salgınla mücadelenin kahramanlarının yüzlerini güldürmesini bekliyor,
hepinize saygılar sunuyorum.