Dünya Sağlık Örgütü, Dünya genelinde 11 Mart 2020'de Coronavirüs Pandemisini duyurmasından bugüne, ülkemizdeki sağlık kuruluşlarında büyük bir sorumluluk ve özveriyle hastalara sağlık hizmeti verilmesi esnasında Covid-19 virüsü nedeniyle hayatlarını kaybeden ilimizde beş, ülke genelinde sayıları 400’ü bulan Hekim, Sağlık çalışanı ve İdari personellere Allah'tan rahmet, ailelerine ve sağlık camiamıza sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Yine bu salgında hayatlarını kaybeden vatandaşlara da Allah'tan rahmet diliyoruz. Salgına karşı kahramanca mücadele verip, Türkiye’nin dört bir yanında tüm risklere ve zorlu koşullara rağmen Covidli ve diğer hastalara şifa dağıtan sağlık çalışanlarına minnet ve şükran dileklerimizi iletiyoruz.
Şimdi sizleri Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve vatanımız uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimiz ile Covid-19 pandemisi esnasında şehit olarak hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının manevi huzurunda bir dakikalık saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşı’na davet ediyorum.
Değerli basın mensupları ve değerli sağlık çalışanları,
Bugün burada biraraya gelmemizin amacı, sağlık çalışanlarının mali,sosyal ve özlük haklarında ve özellikle aylık ödenen döner sermayelerde yaşanan sorunları, adaletsizlikleri ve sağlık çalışanlarının haklı taleplerini dile getirmek,kamuoyu ile paylaşmak ve çözüm aramaktır.
TÜİK'den alınan verilere göre Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Ocak ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklanmıştır. Buna göre,Dört kişilik bir ailenin asgari geçimi için 8.136,21 Lira,Tek kişinin yoksulluk sınırının ise 3.939,69 TL olduğu malumunuzdur.Bir Yılda Ortalama Memur Maaşına 571 TL, Zorunlu Harcamalarımıza ise 1209 TL Zam Gelmiştir. Bu çalışma göstermektedir ki kamu sağlık çalışanları 2020 yılını kayıpla kapatmışlar ve aldıkları maaşla ancak barınma, giyinme, ısınma ve zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmişlerdir.
Değerli sağlık çalışanları ve basın mensupları,
Bilindiği üzere, Pandemi ilanından hemen sonra ülkemizdeki tüm sağlık kuruluşları ve hastanelerde sürdürülen zorunlu sağlık hizmeti dışındaki birçok hizmeti doğal olarak Hükümet ve Sağlık Bakanlığı kararıyla kısıtlanarak ve neredeyse tüm çalışanlar Covid-19 hastalarına hizmet vermek için görevlendirildiler. Sağlık Bakanlığı ve YÖK'e bağlı Üniversite hastaneleri salgının başlamasından bir ay sonra yayınladıkları genelgelerle sağlık çalışanlarına Mart-Nisan-Mayıs aylarında Covid ilave ek ödemesi yapmıştı. Pandemi devam etmesine rağmen Haziran ve Temmuz aylarında hiçbir sağlık çalışanına ilave ödeme yapılmadı. İkinci defa yayınlanan genelge ile bu defa da Ağustos-Eylül-Ekim aylarında sınırlı sayıda çalışana düşük miktarda ödeme yapıldı, yine tüm personeli kapsamadı. Kasım ve Aralık aylarında yine kısıtlı sayıda hastane, kurum ve çalışana ilave ödeme yapıldı ve yine tüm çalışanları kapsamadı. Sağlık çalışanları bir yıl içerisinde bazı aylarda ödenen bu parçalı ve tüm çalışanları kapsamayan ödemeden memnun değildir, mutlu değildir.
Oysa Pandemi dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de devam ediyor. Bu süreçte hastanelerde hasta muayeneleri, poliklinik ve ameliyatlar son derece kısıtlandığından hastanelerin gelirleri düşmüş, bu da çalışanların ek ödeme yönünden kayıplarına malolmuştur. Bu durumun sebebi çalışanlar değildir.
Çalışanları ek ödeme açısından mağdur eden bir diğer faktör Sağlık Bakanlığının Nisan ayında yayınladığı genelgedir. Bu genelge ile hasta yükünü çeken sağlık çalışanlarının ek ödemelerinin artırılması beklenirken azaltmıştır. Hastane ve kurum yöneticileri ile çalışanları karşı karşıya getiren ucu açık bu ve benzeri yönetmelikler iptal edilmeli ve her yetkilinin farklı farklı yorumlayacağı bu tür uygulama yazılarından vazgeçilmelidir.
Değerli basın mensupları, sağlık çalışanları,
Son bir yıl içerisinde yaptığımız eylem ve etkinlikler ile basın açıklamalarının neredeyse tamamı, ne yazık ki çalışanlara hakettikleri orandan ödenmesi gereken ek ödeme döner sermayenin ödenmemesi üzerinedir. Yetkililerin kamuoyuna ifade ettikleri, televizyonlarda, basın ve sosyal medyada yayınladıkları binlerle ifade edilen ücretleri çalışanlar ancak birkaç ay almıştır. Anlamaları gerekir ki Bu döner sermaye uygulama yönetmeliği çalışana dar geliyor, memnun etmiyor, emeklerinin karşılığını alamadıkları için mutsuz ediyor bu da çalışma barışına önemli zarar veriyor. Sağlık Bakanlığı, YÖK , Maliye Bakanlığı ve diğer yetkililer bu hususta ne yazık ki sürekli duyarsız kalmaktadırlar.
Sağlık Bakanlığına bağlı Hastaneler ile Üniversite (Farabi) Hastanesinin döner sermayesini oluşturan en önemli kaynak SGK’nın ödeyeceği ücrettir. Hükümet ve SGK neredeyse 10 yıla yakındır SUT fiyatlarını artırmamıştır. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları acilen günün şartlarına göre artırılmalı ve hastanelerin alacakları zamanında ödenmeli,çalışanların mağduriyetleri giderilmelidir.
Kısa vadede, her sağlık çalışanına ek ödeme yönetmeliğinde belirtilen tavan ek ödeme katsayısından yılsonuna kadar %15'e sabitlenmiş vergi dilimi üzerinden ek ödeme döner sermayeleri ödenmelidir. Bu düzenlemeyi yapmak hiç te zor değildir.
Vergi dilimlerinin %15 olarak en düşük seviyede olduğu Ocak,Şubat ve Mart aylarında döner sermayelerin ek ödeme tavan katsayısına yakın ödenmesi gerekirken, daha ilk ay olan Ocak ayında şu an içinde bulunduğumuz Fatih Devlet Hastanesi olmak üzere birçok İkinci basamak Hastaneler ve ilçe hastaneleri çalışanlarına ne yazık ki ek ödeme döner sermaye ödemesi yapılmamıştır.Veya çok az miktarda yapılmıştır. Üçüncü basamak hastanelerin çalışanlarına bir miktar ödeme yapılmış, ancak burada da bir kısım sağlık personeli ile idari ve teknik hizmetler çalışanlarına ek ödeme yapılmamıştır.
Haksız, adaletsiz ve eşitsiz olarak çalışanların bir kısmına ödenen büyük çoğunluğa ise ödenmeyen döner sermaye uygulanmasına son verilerek, ek ödeme döner sermayenin aylık maaşın içerisine eklenerek tek kalemde maaş olarak ödenmesini,Mesai dışı tutulan nöbetlerin karşılığı ücretlerin de ilavesiyle toplam maaşın emekliliğe esas sayılmasını talep ediyoruz.
Bir sağlık çalışanının bir mesai gününde üç ayrı birimde ve tanımlanmış görevinin dışında çalıştırılması kabul edilemez. Çalışanlar, gerek kurumiçi ve gerekse kurumlararası resen geçici görevlendirme uygulamaları sona erdirilmelidir. Resen görevlendirmede gönüllülük esası ve hizmet puanı gözetilmeli, çalışanlara maddi ve manevi mağduriyet yaşatılmamalıdır.
Hastanelerin Hasta servis birimlerinin hasta yoğunluğuna göre kapatılıp açılması nedeniyle çalışan Hemşirelerin sürekli hastane içinde yer değiştirmesi çalışanları usandırmıştır. Bu duruma Sağlık Bakanlığı ve yetkililer son vermelidirler.
Yine, Aile Sağlığı Merkezleri, İl ve İlçe Sağlık Müdürlükleri, 112 ASHİ'ler, İlçe Entegre Hastaneleri çalışanlarına da adil ve hakkaniyete dayalı ek ödeme yapılmalıdır.
Özellikle de içerisinde bulunduğumuz pandemi süreci de dikkate alındığında sağlık çalışanlarının emek ve alınterini karşılamayan bu adaletsiz,eşitsiz ve haksız ek ödeme uygulaması son bulmalı çalışanların parasal hakları geriye dönük olarak verilmelidir
Aylık Sabit Ek Ödemeler emekliliğe sayılmalıdır. Bu talebimiz uygulamaya girdiğinde halen emekliği dolan ancak geçim sıkıntısı ve endişesi taşıyan çalışanlar rahatlıkla emekli olacaklar, yerlerine ise mezun olup atama bekleyen onbinlerce sağlık meslek lisesi, önlisans ve lisans mezunu sağlık çalışanlarına iş imkanı sağlanmış olacaktır.
Sağlık hizmeti bir ekip hizmetidir. Az da olsa bugüne kadar ödenen ek ödemelerden kadroları Memur,Şoför,Hizmetli vb gibi olanlar yararlanamamışlardır. Bu nedenle bu arkadaşlarımızın ek ödeme tavan katsayıları artırılarak yararlanmaları sağlanmalıdır.
Sözlü talimatla Covid servisi açılıyor ve bu serviste mesai dışı çalışana nöbet ücreti haklı olarak Covid hizmeti nedeniyle 4 lira artışlı ödeniyor ama aylık döner sermaye ödemeye sıra gelince bu birim Sağlık Bakanlığından izinsiz açılmıştır,kusura bakmayın ödeyemeyiz deniliyor,bu durum kabul edilemez olup çalışanın hakkı ödenmelidir.
Kanunlar,Yataklı Tedavi kurumları İşletme Yönetmeliği ile Sağlık Meslek Mensupları Yönetmeliğinde belirtilen görev yetki ve sorumlulukların dışında çalışanlara angarya bir görev verilmemelidir.
Yıllardan beri söz verilipte bekletilen 3600 ek gösterge uygulamasına hemen başlanmalıdır.
Yıpranma hakkı uygulamasından tüm çalışanlar bir yıl hizmet karşılığında 90 gün faydalanmalıdırlar.
Meslek hastalığı ile ilgili yayınlanan kanundaki çalışanlar aleyhine olan hususlar ile Sağlıkta şiddeti önleme yasası meslek örgütleri ve sendikaların görüşü alınarak yeniden revize edilmelidir.
Türk Sağlık-Sen olarak “eşit işe eşit ücret” ödenmesini istiyoruz. Aynı hastanede veya kurumda aynı işi yapan aynı eğitim düzeyine ve derece-kademeye sahip çalışanlar eşit ücret almalıdırlar.
Değerli basın mensupları,
Bilindiği üzere, Memur sendikaları ile hükümet arasında yapılan ve 2020-2021 yıllarını kapsayan toplu sözleşmeye önceki 4 sözleşmede olduğu gibi sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını temsilen yetkili sendika olarak Memur-Sen ile işkolumuzda Sağlık-Sen katılmıştı. Toplu sözleşmeden sonuç çıkmaması üzerine hakem heyeti kararıyla 2020 yılı için %4+%4, 2021 yılı için %3+%3 zam verilmişti.İlaveten enflasyon farkları verilmişti. Görülmektedir ki kaç toplu sözleşme olmuştur yetkili sendika yüzdelik zamların ve enflasyon farkının dışında hiçbir kazanım elde edememiş, çalışanları temsil edememiştir.Bu da bir kazanım değildir, zira toplu sözleşmeye otursan da oturmasan da zaten enflasyon oranında zam yapılmaktadır. Artık Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen’in tüm çalışanları temsilen bu yıl Ağustos ayında yapılacak ve 2022-2023 yıllarını kapsayacak toplu sözleşmede yetkili sendika olarak toplu sözleşme masasına oturması şarttır. Bunun için de tüm çalışanlar bu sendikaya olan üyeliklerini gözden geçirerek sendikamıza üye olarak destek vermelerini beklemekteyiz.
Ülkemizin ekonomik ve toplumsal yapısının salgın ve sağlığa bağlı olduğu bu zamanda sağlık çalışanlarının ekonomik kayıplarının olması ve sorunlarının çözülmeyerek alın terlerinin ve emeklerinin yok sayıldığını görmek üzücüdür.
Sağlık çalışanlarının birikmiş onlarca önemli sorunlarını çözmek için sendikamız ortak çalışmaya ve işbirliğine hazırdır.
Biz bu durumun düzeltilmesi adına var gücümüzle mücadele ediyoruz. Buradan kamu idaresine, yetkililere bir kez daha sesleniyorum, Mesleki,psikolojik ve fiziksel olarak zor bir süreç geçiren sağlık çalışanlarının sorunlarına mali,sosyal ve özlük haklarının iyileştirilmesi için acil olarak çare üretilmeli ve talepleri karşılanmalıdır. Verilen sözlerin tutulmamasından dolayı kırgın olan, tükenmişlik sendromu yaşayan sağlık çalışanlarının motivasyonunu yükseltmek için bu şarttır.
Maske virüsten koruyor ise de sağlık çalışanlarının sorunlarını maskelemek sağlık hizmetlerine zarar vermektedir.
Türk Sağlık-Sen olarak dün olduğu gibi bugün de hak ve hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Çeyrek asrı aşan sendikal mücadelemizde hiçbir zaman geri durmadık. Her daim çalışanın yanında olduk olmaya da devam edeceğiz. Emek ve alınterinin karşılığı ücret ve hakları kazanana, sorunlar çözülene ve talepler karşılanana kadar durmayacağız, bıkmadan, yorulmadan ve yılmadan sendikal mücadelemize her platformda devam edeceğiz.
Basın açıklamamıza katılımınız nedeniyle teşekkür ediyor,saygılar sunuyorum. 04.03.2021
Mustafa SERDAR
Türk Sağlık Sen Şube Başkanı