Türkiye Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilcisi Kemal KAZAK, TUİK tarafından açıklanan 2021 Nisan ayı enflasyon verileri hakkında bir basın açıklaması yaptı. KAZAK yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Memurlarımız ciddi anlamda geçim sıkıntısı ve bir adaletsizlik yaşamaktadır. Yetkililer bu duruma derhal müdahale etmelidir. Bütün kamu çalışanları ek zam ve bayram ikramiyesi ile desteklenmeli ve şu anki verilere göre yıllık bazda %17,14 enflasyona karşılık memurlarımıza verilen %6,1 zam garabetinden kurtarılmalıdır.
4 AYLIK ENFLASYON MEMUR MAAŞ ZAMMININ İKİ KATI OLDU
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2021 yılının ilk altı ayı için yapılan maaş artışı %3 iken aynı dönemde enflasyonun %5,45 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %2,45 eridiğini de ortaya koydu. İlk dört ayda ortaya çıkan bu erime, memur maaşlarına yapılan zamma denk gelmektedir. Yani enflasyon maaş zamlarını ikiye katlamıştır.
Bir ülkede enflasyon, maaşlara yapılan zamdan iki kat hızlı artıyorsa burada ücret politikalarının belirlenmesinde bir aksaklık gelir dağılımında bir bozukluk var demektir. Yılın daha dördüncü ayında sadece enflasyon kaynaklı erime aylık ortalama 118 TL’ye tekabül etmektedir. Hal böyle olunca enflasyona endeksli maaş artışlarının kamu çalışanlarının alım gücünü nasıl erittiği, gelir dağılımını nasıl bozduğunu da bir kez daha görmüş olduk.
Yıllık resmî enflasyonun %17’leri aştığı dönemde memur ve emeklileri yıllık %6’lık zamma mahkûm etmenin de sosyal devlet anlayışı ile bağdaşan bir yönünün olmadığı görülmektedir.
MAAŞ ZAMMI ENFLASYONUN YARISI KADAR BİLE OLMAYACAK
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yılsonu enflasyon tahminini %12’nin üzerinde belirlemektedir. Bu da en iyi ihtimalle memur ve emeklilere verilen maaş zammının gerçekleşen enflasyonun yarısı kadar bile olmayacağını göstermektedir.
Toplu sözleşme sistemine geçildiğinden beri yetkili konfederasyonun yürüttüğü maaş pazarlıklarının sürekli hedeflenen enflasyon temeline dayandırılarak yürütülmesi hem memurumuzun hem de emeklilerimizin refah seviyelerini her yıl biraz daha düşürdüğü apaçık ortadadır. Kaldı ki, bu yıl memurlara reva görülen zam, hedef enflasyonun bile altındadır.
YETKİLİ SENDİKANIN BECERİKSİZLİĞİNİ BÜTÜN MEMURLAR ÇEKİYOR
Memur ve emeklilerimizin her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalması ve enflasyon farkı ödemesinin bir lütufmuş gibi gösterilmesi de sözde yetkili sendikanın basiretsiz kaldığı ve kamu çalışanlarımızı her alanda yalnız bıraktığı gibi bu alanda da yalnız bıraktığının en büyük ispatlarından biridir.
Oysa enflasyon farkı olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Ama ne yazık ki sözde yetkili sendika bunun dahi idrakine varmadan hareket etmektedir. Her maaş döneminde enflasyon farkı verilmesi, dönem sonunda toplam reel gelirimizde hiçbir artış yapmamakta, yalnızca geçmişe ilişkin bir düzeltme ile enflasyon ile maaş zammı arasındaki farkı sıfırlamaktadır. Dolayısıyla yıllardır memur ve emeklilere yapılan maaş zammı koca bir sıfırdan başka bir şey değildir.
KAMU ÇALIŞANLARI OLARAK SAĞLIKLI BİR GELECEK İSTİYORUZ
Tüm dünyanın bir buçuk yıldır covid-19 salgını ile mücadele etmesi dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntılara sebep olmaktadır. Hal böyle iken vatandaşlarımızın, kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin sağlıklı bir yaşama kavuşturulması için yapılması gereken elzem çalışmalar vardır.
Bunlardan birincisi memur ve emekli maaşlarında yaşanan erimenin telafi edilmesi ve alım güçlerinin artırılması için memur ve emeklilere ivedilikle ek zam yapılmalıdır.
BAYRAM İKRAMİYESİ ALMAYN TEK KESİM KAMU ÇALIŞANLARIDIR
İkincisi ise büyük bir adaletsizlik konusu haline gelen bayram ikramiyesi konusudur. Kamuda işçilere ve emeklilere bayram ikramiyesi verilirken ikramiye alamayan tek kesim memurlardır.
Ramazan ayında alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, bir nebze olsun hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bayram ikramiyesi konusunda yaşanan adaletsizliğin giderilmesi için atılması gereken önemli bir adım olacaktır.
ADALETLİ BİR DAĞITIM İSTİYORUZ
Sonuç ne olursa olsun kaybedenin daima memur ve emekli olduğu bir sistemde sosyal adaletten söz etmenin imkânı yoktur.