14 Mart Tıp Bayramı, Türk Hekimlerin işgale tepkilerinin, hürriyete sevdalarının, vatan ve millet için herşeyi göze alarak tavır koymalarının yıl dönümüdür.
14 Mart Tıp Bayramı, Türk Hekimlerin işgale
tepkilerinin, hürriyete sevdalarının, vatan ve millet için herşeyi göze alarak
tavır koymalarının yıl dönümüdür.
Tıbbiyeli Hikmetlerin ortaya koydukları ruhla “Bu
memleket bizim, sahip çıkacağız bunun için ne yapabiliriz?’ diye harekete
geçerek, Türk bayrağının gölgesinde, düşmana karşı vatan için başlatılan bir
mücadelenin adı olan 14 Mart, bu özelliği ile de bize şanlı geçmişimizden miras
milli bir bayramdır.
Dün cephede, bağımsızlık için mücadele eden Türk
hekimleri ve sağlık çalışanlarımızın bugünde;
salgında, depremde kısacası Türk milletinin felaketleri yaşadığı her
zaman ve yerde vatan, devletinin verdiği görevle fedakârlıkla canını hiçe
sayarak hizmet etmektedir.
Fedakârlığın timsali olan sağlık camiasının sorunlarına
çözüm üretilmesi ve temel beklentilerinin karşılanması ise bir gerekliliktir.
Tüm sağlık camiası;
Tek kalem maaş istemektedir. Ücretlerin belirsizlikten
kurtulup ay sonunda ne kadar ücret alabileceklerini öngördükleri bir ücret
politikası talep etmektedirler.
Enflasyon rakamlarına bakıldığında memurlarımıza yapılan
maaş artışından geriye yalnızca %3,47 kalmıştır. Maaşlardaki erimenin durması adına ek zam
ve refah payı uygulamasının hayata
geçmesini, nöbet vb. ücretlerin günümüz şartlarında bir anlam ifade edecek
değerlere ulaşmasını beklemektedirler.
Sağlıkta şiddetin en aza indirilmesini, sağlık kurum ve
kuruluşlarında can güvenliğinden emin şekilde şifa dağıtmak istemektedirler.
İstihdamda planlı bir politika izlenerek hem iş yükünün
hafifletilmesini hem de atama bekleyen genç sağlık çalışanlarının kamu
hizmetinde görevlerine başlamasını talep etmektedirler.
Objektif bir sınavla yönetici atamalarının yapılmasını
ehliyet ve liyakatin esas alınmasını arzulamaktadırlar.
Mobbing, adam kayırmacılık ve ayrımcılık yapılarak,
çalışma huzurunun bozulmasına, adaletin zedelenmesine bir son verilmesini
beklemektedirler.
Mevzuat düzenlemeleri ile çalışma hayatını
zorlaştırılmasının, cezalarla sağlık hizmetlerine yön çizilmesinin durdurulmasını
talep etmektedirler.
Mazeret tayinleri başta olmak üzere eğitim gibi Anayasal
hakları kullanmasına engel olan düzenlemelerin ortadan kaldırılarak kamuya
bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında atama ve tayinlerde engellerin
sonlandırılmasını istemektedirler.
Tüm sağlık camiası ayrımcılığın olmadığı, görev
tanımlarının net belirlendiği daha iyi bir çalışma hayatı arzu etmekte,
emeğinin karşılığını aldığı, çalışma ortamından memnun olduğu bir çalışma
düzeni arzulamaktadır.
Beklentilerin karşılanması, sorunlara çözüm
üretilmesinin yolu ise sosyal taraflarla diyalog içerisinde çalışanın görüşü
alınarak düzenleme yapmaktan geçmektedir. Bu konuda herkesin üzerine düşeni
yapmasını bekliyor, sağlık camiası için her türlü katkıyı vermeye hazır
olduğumuzu da dün olduğu gibi bugünde ifade ediyoruz.
Türk Sağlık-Sen objektif bir bakış açısıyla, hesapsız
olarak her zaman ve şartta doğruları söylemekte, yapılması gerekenleri ifade
etmekteyiz.
Sendikal mücadelemizde hakkın yerini bulması,
çalışanların mağduriyetin sonlanması ve haksızlıkların son bulması için bir
mücadele yürütüyoruz.
Dün olduğu gibi bugünde hak aramanın, çalışanın yanında
olmanın tek ve güvenilir adresiyiz.
Doğruları söyleme, çalışan için mücadele etmeye devam
edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyor, sağlık camiasının sorunlarına
çareler üretilip, çözüm için adım atılması temennisiyle 14 Mart Tıp Bayramı
Kutlu Olsun diyorum.
Musa BİLAL
TSS.BLK.ŞB.BŞK.