01.06.2015 Pazartesi günü Türk Sağlık Sen Genel Merkezi tarafından Samsun’da görev şehidimiz Dr. Kamil FURTUN’ un katledilmesi ve sağlıktaki şiddeti protesto etmek için tüm yurtta 1 günlük iş bıraktık.
Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde saat 10.00 ‘da tüm sağlık çalışanları ile beraber yaptığımız saygı duruşu, İstiklal Marşı ve açıklamamızdan sonra saat 11.30’da Tabip Odası ve diğer STK’larla birlikte İl Sağlık Müdürlüğüne yürüdük, tepkimizi dile getirdik. Sağlıkta şiddetin sona ermesi umudu ile görev şehidimiz Dr. Kamil FURTUN’ a Allah’tan rahmet dilerken, tüm sağlık camiasının başı sağ olsun diyoruz.
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
' Tarih ' i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un milletlerin ve devletlerin ibret almaları ile ilgili söylediği bu dörtlük sağlık çalışanlarını cinayetlere kurban gittiği ve sistematik bir şekilde şiddete uğradığı durumu da tam anlamıyla özetlemektedir.
Sağlık Çalışanlarına yönelik her şiddet olayından sonra sürekli yetkilileri uyarmıştık. Gereğini yapın, çalışma ortamlarını güvenli hale getirin demiştik. Hastaneleri ellerinde sopa, bıçak ve silahla basanlara dikkat çekerek felaket geliyor demiştik.
Fakat uyarılarımız dikkate alınmadı. Sadece bizim uyarılarımız değil geçmişte yaşananlarda unutulup giderek gereği yapılmadı.
11 Kasım 2005’de İstanbul’da Prof. Dr. Göksel Kalaycıoğlu
15 Ocak 2008’de Giresun’da Dr. Ali Menekşe
17 Nisan 2012’de de Gaziantep’te Dr. Ersin Arslan hastanede görevleri başlarında katledildiler.
Bu üç cinayetin ardından sağlıkta şiddette değişen ise sadece şiddetin artması oldu. Sağlıkta şiddet bir kez daha cinayete dönüştü. Tarih yine tekerrür ederek bizim ciğerimizi yaktı.
29 Mayıs 2015 tarihinde bu kez de Samsun’da Dr. Kamil Furtun hunharca hastanede katledildi. Yılın doktoru seçilmişti, binlerce hastaya şifa dağıtmıştı ama kendini bilmez bir psikopatın kurşunlarına hastane koridorlarında hedef oldu.
Her olaydan sonra yapılan uyarıları dikkate almayıp önlem almakta ihmalkar davrananlar da bu olayın sorumlusudurlar.
Hayatından endişe ederek hizmet sunan sağlık çalışanlarının, şiddete uğrayanların ve Yitip giden canların vebali onların üzerindedir.
Kendilerine, eş ve çocuklarına güvenlik ordusu ve zırhlı makam araçları tahsisinde tüm imkanları kullanan devlet büyüklerimiz söz konusu sağlık çalışanlarının can güvenliği olunca alınacak tedbirleri ve bu uğurda yapılan uyarıları neden görmezden gelirler?
Her fırsatta insanı yaşat ki, devlet yaşasın diyenler, gelinen noktada devletin memurunu yaşatamaz, kamu kurumlarında çalışanların çalıştığı iş yerinde canını koruyamaz durumdadırlar.
Hastanelerde;Hekiminden Hemşiresine, Ebesinden, Teknisyen, ve teknikerlerine, memurundan hizmetlisine kadar bütün sağlık çalışanlarını, güvenli bir çalışma ortamına hasret bırakılmışlardır.
Çalışanların güvenliğini sağlama konusunda çaresiz ve zavallı bir durum sergilemektedirler. Kısacası devlet çalışanını korumaktan aciz bir hale gelmiştir.
Sağlıkta şiddet sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sadece 2014 yılında Beyaz Koda 11 binin üstünde şiddet vakası ihbarı bırakılmıştır. Resmi kayıtlar bu kadar ise şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzeyi çoktan geçmiştir.
Verilen süslü beyanatlar, Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesinde görev yapan Dr. Kamil FURTUN’un hastane koridorlarında katledilmesine engel olamamıştır.
Sorunlara çözüm olmanın ötesinde, hiçbir derde derman olmayan “Şiddete Sıfır Tolerans' sloganı işe yaramamıştır. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, sözüm ona hasta hakları ve oluşturulan alo 184 şikayet hatları ile çalışanlar, vatandaşa adeta hedef gösterilmiştir.
Sağlıkta şiddet ne yazık ki önce rutinleşmiş Samsun’da da bir kez daha cinayetleşmiştir. Bu cinayet ilk olmadığı gibi son olmasını çok isterdik ama son da olmayacaktır. Beyaz önlüklere siyah kefen biçildiği bu vahşet düzeni, önlemler ve ağır yaptırımlar olmaz ise sürüp gidecektir.
Türk Sağlık-Sen olarak biz yaşanan bu vahşi cinayeti protesto etmek ve can güvenliği talebimizi bir kez daha dile getirmek için bugün tüm yurtta iş bıraktık. Talebimiz çok basittir. Sadece güvenli çalışmak ve akşam olunca sağ salim ailemize kavuşmak istiyoruz. Hastanelerin savaş meydanlarını andırdığı, çalışanın her saniye şiddete uğrama korkusu yaşadığı bir ortam olarak kalmasını istemiyoruz. Biz burada hizmet üretmekten çekinir bir hale geldik. Şifa veren eller kendi hayatlarından her gün endişeliler. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Çalışanların güvenliğini sağlayamayan Sağlık Bakanlığı ne işe yarar acaba ?
Lutüf değil, insan olarak çalışan olarak hakkımızı istiyor diyoruz ve hayatını kaybeden doktorumuz Kamil Furtun’u bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şad mekanı cennet olsun.