25 Haziran 2015'de, 'Kurum gelirlerinin düştüğü' ne dair bir bahaneyle döner sermayelerimizden yapılan kesintilerimizi protesto etmek amacıyla başta Türk Sağlık Sen başta olmak üzere Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Genel Sağlık İş sendikasının katılımıyla Ege Üniversitesi Başhekimliğinin önünde sesimizi yükselttik.
Uzun süredir Üniversite Hastanelerinin sorunları, çalışanların yoğun iş yükleri, eleman eksikliği, özlük haklarında iyileştirme yapılmaması, sonu gelmeyen nöbetler, eş durumu tayinlerinde yaşanan sıkıntılar, ücret adaletsizliği vs. gibi sorunları defalarca dile getirdik. Üniversite Hastanesi çalışanlarının bu sorunlarına yetkili tüm birimler ne yazık ki ilgisiz kalmış ve çalışanları kendi kaderleri ile baş başa bırakmıştır.
Zor şartlar altında hizmet üreten çalışanlarımıza iyileştirme yapılmazken son ayda döner sermaye gelirlerinde yapılan kesinti, alın terinin karşılığını alamayan çalışanlarımızı bir kez daha hayal kırıklığına uğratmıştır.
Üniversite Hastanelerinin mali sorunlarına idareciler çözüm üretmeyi, çalışanın cebine el atarak gidermeyi tercih etmişlerdir. İdarecilerimize buradan şunu sormak lazım; Sizler için mali sıkıntıda kaynak bulmak sadece çalışanın cebinden kesinti yapmak mıdır? Çalışanların döner sermayelerini hak ettikleri orana getirmek için çalışmalarınız ve kaynak arayışlarınız var mıdır? Çalışanlar her ay, nereye kadar bu ay kaç para alacağım endişesi ile yaşamaya mahkum edilmek zorunda bırakılmayacaklardır? Bu kurumda adaletin kılıcı ne zamana kadar çalışanı kesmeye devam edecektir?
Bizlere kurum gelirlerinin düştüğü ifade edilmektedir. Çalışan performansını eksik yapmazken, insanüstü bir gayretle çalışırken, hasta yatışında, çıkışında ve ameliyat sayısında azalma olmaz iken, kurumun kar etmediğine çalışanlar nasıl ikna olacaklardır.
İş yükü ve iş yoğunluğunun sürekli arttığı ve dolayısı ile hem gelirin, hem çalışanın sunduğu katkının yükseldiği bir durumda döner sermaye oranlarının düşmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Çalıştıkça arttığını düşündüğümüz döner sermaye ne hikmetse kurumda bizler çalıştıkça düşmektedir. Kurum yöneticilerimiz bilmelidir ki çalışanın hakkı tam ve eksiksiz olarak ilk ödenmesi gereken ücrettir. Neden mi? Siz çalışanın alın terinin karşılığını eksik verirseniz hizmeti eksik alırsınız; Unutmayın ki sizleri ve kurumu ayakta tutan çalışanın alın teri ile verdiği hizmettir.
Çalışanın hakkını teslim ederek emeğinin karşılığını vermek yerine idarecilerin çalışanı gözden çıkarması ve haklarını yok etmenin peşine düşmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Buna asla rıza göstermeyeceğiz ve müsaade etmeyeceğiz.
Döner sermayelerin düşürülmesinin bize göre kabul edilebilir bir izahı yoktur. Buna hiçbir gerekçe ile makul bir sebep bulunamaz. Bu durum sadece çalışana, zulüm etmek ve onun emeğini hiçe saymak ve elinden almaktır. Buradan yönetime bir çağrıda bulunuyoruz.
- Döner sermaye kesintilerinden vazgeçin
- Çalışanın alın terinin karşılığı, döner sermayelerin en üst limitten verilmesidir. Bunu bir an önce düzenleyin.
- Mali krizin ilk faturası olarak elinizi çalışanın cebine atmayın ve farklı kaynak arayışına giderek çözüm üretin.
- Çalışanın hakkını çalışana teslim edin.
- Döner sermayeleri tüm çalışanlarınıza adaletli dağıtın.
- Kuruma özveri ile hizmet veren çalışanlarınıza yaptığınız kesintilerle mali sıkıntılar yaşatmayın.
- Emeği sömürmekten vazgeçin.
Buradan bir çağrıda siyasilere ve yeni kurulacak olan hükümete yapıyoruz. Üniversite hastanelerinin halini görmezden gelmeyin, isyanımızı duyun. Gözü olup görmeyenlerden, kulağı olup duymayanlardan olmayın diyoruz. Üniversite hastaneleri ekonomik, çalışanları da, moral ve motivasyon yönünden bir çöküşün içerisindeler.
Bu çöküşü durdurmak için öncelikle üniversite hastanelerinde istihdamı artırın, yeni kadroları tahsis edin ve çalışan iş yükünü azaltın. Döner sermaye bütçesinden maaş alan tüm çalışanları genel bütçeye geçirin ve maaşlarını oradan ödeyin. SUT fiyatlarını üniversite hastanelerine gelen hastaların özelliklerini de dikkate alarak yeniden güncelleyin, üniversiteleri mali açıdan rahatlatın.