Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde; hemşire sayısı göz önünde bulundurulmadan ameliyatlar yapılmakta, yetersizlik umursanmadan hasta yatırılmakta ve bunun karşılığında da verimli ve sağlıklı hizmet beklenmektedir.
Fazla iş yükünden dolayı maruz kaldıkları tükenmişlik sendromuna ve eksik hemşire sayısıyla çalışıldığına dikkat çekmek adına hemşirelerimiz, 14 Temmuz 2015'de poliklinikler önünde birçok basın mensubunun da önünde 'Hemşire Kadro Duasına' çıkmıştır. Kutsal Ramazan ayında manidar olan bu yakarış; çığlığımızı Başbakan, Sağlık Bakanı ve de Maliye Bakanı'na duyurmanın sadece yollarından biri olacak ve sorunlarımız çözüme kavuşuncaya kadar Türk Sağlık Sen adına tüm hemşire ve sağlık çalışanlarının arkasında olacağımızın sözünü bir kez daha veririz.
Yaklaşık iki yıldır, 3. Basamak sağlık hizmeti veren Üniversite Hastanelerinin çalışma koşullarının ağırlığından doğan sıkıntıları ve hemşire ihtiyacı gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Üniversite hastaneleri önemli eğitim ve bilim yuvalarıdır, lakin kurum çalışanları son dönemlerde artan kadro yetersizliği yüzünden, insan dışı bir çalışma ortamına maruz bırakılmışlardır. Defalarca ‘’Yeterli kadro talebini karşılayın’’ dedik. Sorunların basında yüzlerce kez dile getirilmesini sağladık, eylemler yaptık. ‘’Hemşireler kan ağlıyor’’ dedik ve ne yazık ki yetkili tüm birimler bizlere gözü kör, kulağı sağır bakar oldu.
Gelinen noktanın vahimiyeti hepimizce malum, sağlık bakım hizmeti veremeyen kurum, servislerin ve yoğun bakımların bazılarında 103 yatak kapatmak zorunda kaldı. Bu durum kurum için maddi kayba neden olurken, vatandaşında sağlık hizmeti alımını engelledi.
Kurumda 103 yatağın kapatılması da ne yazık ki giderek artan hemşire eksikliğinden dolayı çalışanların derdine deva olmadı. Hemşire eksikliği nedeni ile ağırlaşan çalışma koşulları, hemşirelerin faklı kurumlara kaçışını, istifalarını kat be kat artırmış, kadro talebi yeterli düzeyde yetkili birimlerce karşılanamayınca bu açık bugün itibari ile giderek artmıştır.
Ameliyathane ve birçok birimde tüm çalışanlar artık insan dışı bir çalışma ortamına maruz bırakılmaktan, tükenmişliğin son noktasına gelmiştir. Hemşire sayısı göz ardı edilerek ameliyatlar yapılmakta, hasta yatırılmakta ve hizmet beklenmektedir. İzin kullanamayan, artı mesaide çalıştırılan, hemşire eksikliği nedeni ile sürekli farklı birimlere çekilen, iş yükü azaltılmasına yeterli düzeyde gitmeyen kurum sayesinde tüm hemşirelerimiz, sağlık sorunları ile boğuşmak zorunda kalmış ve seslerine kulak veren muhatapta bulamamışlardır.
Peki, Üniversite Hastanelerinin sesine neden kulak verilmemekte ve ilgililer duyarsız kalma konusunda bu kadar direnç göstermektedirler. Atanamayan hemşireler iş ve atama beklerken, kurumun hemşire ihtiyacı talebi atama yapılarak neden giderilmemektedir?
Eksik hemşire kadrosu ile hizmet veren kurumlar, hasta bakım hizmeti veremez konuma gelerek yatak kapatırken, ne kadar hastanın bu hizmeti almaktan mahrum bırakıldığı, hem vatandaşın, hem de kurumun ve çalışanın uğradığı zararı görmek bu kadar zor mudur?
Bir yandan kamu zararı oluşturulmakta, bir yandan vatandaş mağdur edilmekte, bir yandan da kurumda çalışanların insan olduğu göz ardı edilmektedir. Bizlere bunun hesabını kim verecektir?
Hemşirelerimizde ve tüm çalışanlarımızda artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Kadro talebinin karşılanması için yükselen sese kulak vermeyen yetkili tüm birimleri kınıyoruz. Anlaşılan şudur ki Maliye Bakanı, Sağlık Bakanı, Sayın Başbakan sağlık çalışanlarını gözden çıkarmıştır. Derdimize deva olmayacaklardır.
• Dokuz Eylül Hemşirelerimizin ve Üniversite Hastanelerinin sesine kulak verilsin.
• Hemşire eksikliği acilen giderilsin.
• Çalışma koşulları düzeltilsin.
• İnsani bir bakım hizmetinin sunulacağı çalışma şartları oluşturulsun.
• Kurum ve hemşirelerimizin çalışma koşullarını düzeltecek sayıda olan 300-400 hemşire kadrosu ivedilikle sağlansın.
• Çalışanların aklı ve zihniyle oynayarak, ağıza bir parmak bal çalıyor misali 10 hemşire kadrosu vererek günü kurtarma zihniyetinden vazgeçilsin.
• Kurum, hemşire ihtiyacını yeterli düzeye getirene kadar ameliyathane ve tüm birimlerde var olan hemşire sayısının bakabileceği oranda hasta kabul etsin ve yatak kapatsın.
• Artı mesailerden vazgeçilsin.
• Farklı birimlere sürekli çekilerek, çalışanların hayat kalitesini ve standardını bozan uygulamadan vazgeçilsin
• Hemşirelerimizin ve tüm çalışanlarımızın robot değil insan olduğu unutulmasın.
• Döner sermayeler çalışma koşulları göz önüne alınarak en üst seviyeden verilsin.
Ameliyathane hemşirelerinin talepleri, çalışma koşulları ve kadro eksikliği nedeni ile yaşanan sıkıntıları dile getirmek adına bugün 1 günlük iş bırakma kararı almış bulunmaktayız. Geçen hafta itibari ile çalışanlarımız ile görüştük, taleplerini aldık. Talepler noktasında hastane yönetimi ile görüşmelerimizi yaptık. Dün itibari ile ameliyathane çalışanlarının taleplerinden ikisine yönetim tarafından olumlu adım ve açıklama geldi. Bugünden itibaren eksik kadro nedeni ile hizmet veremez konuma gelen ameliyathane çalışanları için, Ortopedi ve Genel Cerrahiden 2 salon kapatılacak ve ek salon talebinde bulunulmayacak. Ameliyathane çalışanları adına yapılan bu olumlu açıklama sorunlara çare olmaz ise, hemşirelerimizin sorunları giderilmez ise iş bırakma kararımız ileriki günlerde devam edecek ve sorun çözülene kadarda eylem ve etkinliklerimizden taviz verilmeyecektir.
Grev ve eylem çağrımıza SES Dokuz Eylül İş Yeri Temsilciliğinden ve Genel Sağlık İş’ten ve Türk Hemşireler Derneği’nden destek gelmiştir. Kendilerine birliktelik adına verdikleri güç ve destek için teşekkür ediyorum.
Tekrar ediyoruz; taleplerimiz ve isteklerimiz çok basittir. Hemşire ihtiyacı giderilmezse, çalışma koşulları düzeltilmezse, var olan hemşire sayısının bakabileceği kadar hasta bakım hizmeti verilmesini sağlayacak koşullar oluşturulmazsa, bugünden itibaren sorunlara çözüm bulana kadar eylem ve etkinliklerimize devam edeceğiz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.