2002 yılında teröre kurban giden vatandaş sayımız bir yılda iki kişi idi. Bu sıralarda günde iki kişiden fazla.
Terör, tüm ülkemizde örgütlenmiş, yuvalanmış, mezarlıklar, camiler, evlere kadar pek çok yerde silah depoları tesis etmiştir. Terör örgütü asker alma büroları, özel mahkemeleri, sözde kolluk güçlerini kurmuş, bazı yerlerde özerklik ilan etmiş, devletin yanında olmaya devam eden vatandaşları ve köy korucularını katletmiştir. Belediye Başkanları “özerklik' ilan etmiştir. PKK’nın siyasi uzantıları yurt dışında kulis atıyor. Vakit Türkiye’nin aleyhine işliyor. Bizim siyasiler içeride koalisyon, erken seçim görüntülü koltuk kavgası ile meşgul.
Aklın yolu bir; profesyonel birliklerce, en kısa zamanda etkili operasyonlarla Terör örgütlerinin Terör yapılanmaları çökertilmelidir. Güvenlik güçlerimiz savunma pozisyonundan çıkarılmalıdır. Devletin terörle mücadele eden birimlerinin 5442 Sayılı Yasa ile alınan yetkileri tekrar verilmelidir. Şehit cenazelerinde ki “şiddetle kınıyoruz' ve “kanları yerde kalmayacak' nutuklarını artık duymak istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, bir “Cumhuriyet' olarak, “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti' dir. Milleti ve ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Devletin bayrağı, ay yıldızlı al bayrağımızdır. Bölgedeki kalkışma hareketi yetkisiz askerle, polisle, valilerle çözülemez. Barış diye diye askeri kışlaya, polisleri karakollara hapsederek sokaklar teröristlere bırakılmıştır.
Tüm terör saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Bu ve benzeri saldırılar Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, birlik ve dirliğine karşı gerçekleştirilen hain saldırılardır.
Mecliste bulunan tüm partilerin her türlü teröre yek vücut olarak karşı çıkmalarını bekliyoruz.
Türk milleti, kalleşçe saldıran vatan hainlerine karşı tüm millet olarak dimdik ayaktadır.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE …