Hükümet ile Kamu İşveren Heyeti arasında imzalanan Toplu sözleşmenin Kamu Çalışanları arasında hayal kırıklığı yarattığını, sağlık çalışanlarının temel sorunlarının bile toplu sözleşme masasında görüşülmediğini söyleyen Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Ömer Çeker, Türk Büro Sen Şube Başkanı Rıfat Oypan, Eski Şube Başkan Yardımcısı Erol Kalemer ile birlikte şubede basın açıklaması yaptı.
Toplu Sözleşmede Kamu Çalışanlarında Hayal Kırıklıklarına Neden Oldu.
Şube başkanı Çeker; Yaklaşık 3 milyon kamu görevlisi, 2 milyon emekli ve aileleri ile birlikte toplam 20 milyon vatandaşımızı ve 475 Bin Sağlık Çalışanını yakından ilgilendiren Toplu Sözleşmenin ikincisi Kamu işveren Heyeti ile Yetkili Konfederasyon arasında 3 Ağustos 2015 günü kamu çalışanlarının büyük ümitleri ile başladı. Diyen Çeker; 22 Ağustos 2015 tarihinde Yetkili Sendika Satış Sen ile Kamu İşveren Heyetinin atmış olduğu imzalar neticesinde antlaşma ile sonuçlanan ikinci Toplu Sözleşmede kamu çalışanlarında hayal kırıklıklarına neden oldu. Dedi.
Malum Sen’cilere Tavsiye.
Başkan Çeker; Yapılan Toplu sözleşmeyi başarı gibi kamuoyuna ballandıra ballandıra anlatan Hükümetin payandası, paydaşı Malum Sen’cilerin hesap kitap bilmedikleri bu toplu sözleşmede bir kez daha ortaya çıktı. Dedi.Çeker; İyi bir toplu sözleşme imzaladığını söyleyen Malum Sen’cilere tavsiyemiz 2016 ve 2017 yılları için Hükümet ile Türk İş’in 30.05.2015 tarihinde imzalamış olduğu Toplu Sözleşmeye bakmalarını tavsiye ederiz. Bu iki toplu sözleşmeyi karşılaştırdıklarında Kamu çalışanlarını nasıl zarara uğrattıklarını göreceklerdir. Dedi.
Toplu Sözleşme Masasında Sağlık Çalışanlarının Hakkına Sahip Çıkamamışlardır.
Açıklamalarını Sürdüren Çeker; Sağlık çalışanlarının toplu sözleşme masasında çözülmesini istediği temel konu vardı. Dedi. Çeker; 1-Döner sermayenin emekliliğe yansıtılması, 2- yıpranma payının hayata geçmesi, 3-tüm sağlık çalışanlarının kadrolu olması 4- Sağlıkta şiddetin önüne geçilmesinin çözüme kavuşturulmasıydı. Fakat imzalanan toplu sözleşme metninde bu taleplerin hiçbiri ile ilgili bir düzenleme yer almadığını söyleyen Diyen Çeker; Daha neyi imzaladıklarından bile bihaber olanlar, Toplu Sözleşme Masasında sağlık çalışanlarının hakkına sahip çıkamamışlardır. Kazandık denilen tüm bu düzenlemeler siyasi idarenin insafına terkedilmiştir. Dedi.
Malum-Sen, Memur Ve Memur Emeklisini Kandırmaktadır.
Şube Başkanı Çeker; Toplu Sözleşmeyi “Tarihi başarı' olarak niteleyen sözde yetkili konfederasyon 2016 yılı için yüzde 6+5, 2017 yılı için ise yüzde 3+4’e evet dediğini söyleyen Çeker; 2016 yılı için memur ve memur emeklilerine toplamda %11 artış sağladıklarını ve bunun tarihi bir başarı olduğunu söyleyen Malum-Sen, memur ve memur emeklisini kandırmaktadır. Dedi.
Aylık %5 Vergi Kaybı.
Başkan Çeker; Bilindiği üzere yıllık kazancı 12 bin TL’ye kadar olanlardan %15, Yıllık kazancı 12 bin TL’nin üzerine çıkanlardan ise %20 gelir vergisi alınmaktadır. 2015 yılında memurlarımızın bir bölümü 4. (Nisan) aydan, bir bölümü ise 6. (Haziran) aydan itibaren %20’lik vergi dilimi kapsamına girmeleri nedeniyle aylık %5 vergi kaybına uğradı. 2016 yılı için imzalanan mutabakata göre memurlarımızın tamamı %15 vergi diliminden, %20’lik vergi dilimine gireceği için %11 olarak gösterilen zam, memurlara ve memur emeklilerine sadece % 6 olarak yansıyacaktır. Dedi.
Memurların Ellerine Geçecek Olan Asıl Zammın % 6
Çeker; Ayrıca Hükümetin vergide yeniden değerlendirme oranları %10,1 artırması nedeniyle memurlarımız iki defa vergiye çarpılmış olacaklardır. Memurlara tarihi başarı diye yutturulmaya çalışan 2016 yılı için toplamda %11 zammın büyük bir yalan olduğunu, vergi dilimleri sebebiyle memurların ellerine geçecek olan asıl zammın % 6 olduğunu bir kere daha hatırlatırız. Dedi.
Toplu Sözleşme Büyük Bir Fiyaskodur.
Şube Başkanı Çeker; 2017 yılı için yapılan %3+4 artışında en az yarısı Gelir Vergisi dilimlerinde yapılan artışlarla geri alınacaktır. Toplu sözleşme masasında geçmiş yılların kayıpları telafi edilmemiştir. Gelir vergisi dilimlerinde artışlar hesaba katılmamıştır. Enflasyon kadar zam aslında “sıfır' zamdır. Refah payı da eklenmemiştir. Bu sebeplerle, yapılan toplu sözleşme büyük bir fiyaskodur. Dedi.
Cumartesi Nöbetleri İle İlgilide Bir Düzenleme Yer Almamıştır.
Açıklamalarını sürdüren Çeker;
1) 4-C’lilere kadro verilmediği gibi Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan ve mahkeme kararları ile 450 TL -600 TL arası ek ödeme alan 4-C’liler 150 TL’lik bir ek ödeme ile büyük bir zarara uğradılar.
2) 4-C’lilerin almış oldukları aile yardımından vergi kesintisi devam edecek. Oysa aile yardımı alan diğer kamu çalışanlarının almış oldukları aile yardımından vergi kesilmiyor. 4-C’lilerin bundan dolayı yıllık kaybı (eşi çalışmayan, iki çocuk sahibi 4-C’li için) 507,36 TL’dir.
3) Fiili hizmet zammı (yıpranma payı) bu toplu sözleşme ile sonuca bağlanmadı.
4) Kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına, vekil ebe ve hemşirelere kadro verilmesi konusunda bir sonuç alınamadı.
5) Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması (ek ödemelerin maaş ile birlikte emekliliğe esas kazanç sayılması hükmü) konusunda bir sonuç alınamadı.
6) Bu toplu sözleşmenin sağlık ve sosyal hizmet koluna ilişkin toplu sözleşmesinin 28.maddesinde belirtilen aylık 5 günlük, yıllık toplam 10 günlük senelik izinlerin yönetmelik gereği “çalışılmayan gün' kapsamında değerlendirilmez hükmü olumlu olsa da aylık 5 günden, senelik 30 gün izin hakkı olan çalışanın 10 günlük izin kısmının haricindeki günlerin “çalışılmayan günler' kapsamına dahil edilmesinin mantığı anlaşılmamaktadır.
7) Bu toplu sözleşme metninde; cinayetlere varan sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili bir hüküm yoktur.
8) Bir türlü çözülemeyen kreş sorununa kesin ve kalıcı bir çözüm bulma konusunda bir hüküm yoktur.
9) Nöbet ücretleriyle ilgili ciddi bir iyileştirme hükmü yoktur.
10) Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının en önemli sorunu olan cumartesi nöbetleri ile ilgilide bir düzenleme yer almamıştır. Dedi.
Kamu Çalışanlarının Ne Zaman Bunlara Dur Diyecek.
Şübe Başkanı Çeker; Maaş zam oranları ve diğer konularda yapılan anlaşmalara bakıldığında bunları müjde olarak nitelemek ve tarihi sözleşme gibi lanse etmek ancak memurların düşmanlarının yapacağı bir iştir. Çünkü ortada ne müjde vardır. Ne de tarihi bir sözleşme. Yapılan havanda su dövülmesi, ipe un serilmesi olmuştur. 2013’ten sonra 2015’te de kamu çalışanlarına ihanete devam etmektedir. Dedi Çeker; Tek fark 2013’te hükümetin ilk teklifinden daha düşük bir zamma imza atılmamış olmasıdır. O da eski başkalarının marifetiydi. Onun rekorunu da kimse kolay kolay kıramaz. Tüm bunların yanı sıra asıl mesele ise kamu çalışanlarının ne zaman bunlara dur diyeceği ve kendi hakkı ve hukukuna sahip çıkmalıdır. Dedi.