Şube Başkan Yardımcımız Mustafa Çelik, hukuki mücadelelerinde bir kazanım daha elde edildiğini belirterek açıklama yaptı.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde mesainin saat 16.00’da tamamlanması ile ilgili verdikleri haklı mücadelenin olumlu sonuçlandığını, ancak Memur-Sen’in bu mücadeleyi sahiplendiğini açıkladı.
“Bir taşla fazlaca kuş vurma derdinde olan hem idare, hem malum-sen iyi bilmelidir ki, ne yaparsanız yapın mücadeleyi gölgeleyemeyeceksiniz' diyen Başkan Yardımcısı Çelik, şunları söyledi:
“Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde mesainin saat 16.00’da tamamlanması ile ilgili uzun zamandır haklı bir mücadele sürdürüyorduk. Bunun bir hak kaybı olduğu ve çalışanların mağdur edildiğini dile getirmiş ve bu talebin karşılanmasını istemiştik. Hatta bu konuda idareciler ile defalarca görüşmeler yaparak, ısrarcı olduğumuzdu da vurgulamıştık. Nihayet çalışanların bu talebi gerçekleşmiş ve mesai bitimi 16.00 olarak ilan edilmiştir. Buraya kadar her şey normaldir. Fakat idare bu kararı ilan ederken, sendikamızın girişimlerini ve çalışanların ısrarla sürdürdükleri mücadeleyi yok saymış ve ‘malum-sen’le yaptıkları KİK toplantısına atıfta bulunarak, farklı bir amaç içine girmiştir. Bir taşla fazlaca kuş vurma derdinde olan hem idare, hem malum-sen iyi bilmelidir ki, ne yaparsanız yapın mücadeleyi gölgeleyemeyeceksiniz. Merak ediyoruz, idare imzalanan KİK kararlarının hepsini uygulamaya niçin geçmemektedir? Madem KİK’le her şey çözülüyorsa, niçin bugüne kadar KİK’lerde imzalanan hususların birçoğu hayata geçmemiş sürüncemede bırakılmıştır. Gerçek sendikacılığın Üniversite Hastanesinde yükselerek ilerlemesinden rahatsız olanların giriştikleri bu tür acemice işleri çalışanlar iyi görmektedir. Bu şark kurnazlığını malum-sen, Sağlık Bakanlığı’na genelge çıkmadan bir gün önce başvuru yapıp ertesi gün, ‘Biz kazandık’ diye ortaya çıkıyordu. Demek ki, üniversite hastanelerinde idarecilerle kol kola girip bu tür işlere başlamışlar. İdarenin rüzgarı ile yol almaya çalışarak sendikacılığın içini-dışını sarıya boyayanlar, çalışanların haklarının ilerlemesindeki en büyük engeldirler. Bugün idareyle böyle işlere imza atanlar, yarın da idarenin talepleri karşısında diyet ödemekten çekinmeyecekler ve çalışanların mağdur olmasına ses çıkarmayacaklardır.'