Aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de bulunduğu Türkiye - AB Karma İstişare Komitesi (KİK) “Teröre Karşı Sivil İnisiyatif” toplantısı TOBB Genel Merkezinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla yapıldı.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk’un da katıldığı toplantıda Türkiye - AB Karma İstişare Komitesi adına konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Vatandaşlar olarak can güvenliğimizin sağlanması ve ülkemizde huzurun tesisi öncelikli talebimizdir" dedi.
Toplantıya katılımından dolayı Başbakan Ahmet Davutoğlu'na teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, Güven ve huzuru sağlamanın, kamu düzenini tesis etmenin devletin asli yükümlülüğü olduğunu ifade ederek, hukukun içinde kalarak teröre karşı bütün önlemlerin alınmasını desteklediklerini kaydetti.
SİYASET YAPMANIN YOLU SANDIKTAN GEÇER
Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasının ardından inisiyatifi oluşturan 8 STK’nın temsilcileri ortak açıklama metninin okudular. Açıklamada, terör eylemlerinden büyük üzüntü duyulduğu belirtilerek, siyaset yapmanın yolunun sandıktan geçtiğine vurgu yapıldı.
Sorunları tartışmanın ve gereken çözümleri bulmanın yerinin TBMM olduğu ifade edilen açıklamada, "Nedeni ne olursa olsun terör siyaset yapmanın ahlaki bir yolu olarak kabul edilemez" ifadesine yer verildi.
STK’ların ortak metninde şu ifadelere yer verildi;
“Bugün Türkiye’nin dört bir tarafından Ankara’ya geldik.
Bizler ülkemizin çalışan ve üreten esnafı, çiftçileri, işçileri, memur ve girişimcileriyiz.
Ortak paydamız; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hayatına saygıdır.
Bugün ortak bir kaygımız var. Ülkemiz, yurt içi ve yurtdışı kaynaklı bir terör dalgası ile karşı karşıya.
Maalesef menfur terör eylemlerinde çok sayıda vatandaşımızı kaybettik, asker ve polisimizi şehit verdik.
Bu ülkenin tüm vatandaşları olarak, bu gelişmelerden büyük elem, üzüntü ve geleceğe yönelik kaygı duyduğumuz için bugün buradayız.
Siyaset yapmanın yolu sandıktan geçer.
Son seçimlerde, milletimiz, sandığa teveccüh göstererek, büyük bir olgunluk sergilemiştir.
Seçimlere katılımın ve yüce Meclisimizde oluşan temsilin yüksekliği, bu olgunluğun en büyük göstergesidir.
Açıktır ki, siyaset yapmanın, sorunlarımızı tartışmanın ve gereken çözümleri bulmanın yeri yüce Meclisimizdir.
Nedeni ne olursa olsun, terör siyaset yapmanın ahlaki bir yolu olarak kabul edilemez.
Bizler bugün Türkiye’nin dört bir tarafından terörü lanetlemek için buradayız
Vatandaşlar olarak, can güvenliğimizin sağlanması ve ülkemizde huzurun tesisi öncelikli talebimizdir.
Güvenli bir ülkede yaşamak en doğal hakkımız ve beklentimizdir.
Can güvenliği yoksa, düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü yoktur.
Can güvenliği yoksa, girişim özgürlüğü de yoktur.
Can güvenliği yoksa, esnaf da, işçi de, köylü de, girişimci de, memur da yoktur.
Can güvenliği yoksa, çalışma özgürlüğü de yoktur.
Bugün, özgürlüklerimizin düşmanı olan terörü lanetleyerek, özgürlüklerimize sahip çıktığımızı göstermek için ve devletimizin yanında olduğumuzu göstermek için buradayız.
Burada dikkate edilmesi gereken husus şudur: Her türlü terör özgürlüklerimizi kısıtlıyor.
Dikkatlerimizi dağıtıyor ve kaynaklarımızı tüketiyor.
Terör ve teröristler herkesin kendi işine huzur içinde odaklanmasını engelliyor, geleceğimizi karartıyor.
Terörün ve teröristin çocuklarımızın geleceğini karartmasına izin vermeyeceğiz.
Biz bu oyuna gelmeyeceğiz.
Ülkemizin birliğine, refahına ve geleceğine sahip çıkacağız.
Bugün bu amaçla buradayız.
Ülkemizin bütünlüğünü korumak, halkımızın esenliğini sağlamak, güven ve huzuru hukukun içinde kalarak hayata geçirmek devletin görevidir.
Açıktır ki, kamu düzenini tesis etmek devletin asli yükümlülüğüdür.
Kamu güvenliği olmazsa, üretim olmaz, hizmet olmaz.
Kamu güvenliği olmazsa, istihdam olmaz, eğitim olmaz.
Kamu güvenliği olmazsa, refah artmaz.
Kamu güvenliği olmazsa, çocuklarımız için mutlu bir gelecek tesis edemeyiz.
Biz bugün bunun için buradayız.
Tüm halkımız gibi bizler de bu artan terör dalgasından üzüntü ve kaygı duyuyoruz.
Terör saldırılarının amacının, ülkemizin huzur ve istikrarını bozmak ve toplumda bir korku havası ve kaos ortamı yaratmak olduğunu biliyoruz.
Milletimizi ayrıştırarak, ülkemizin huzurunu bozmaya, kaos ve istikrarsızlık ortamı yaratmaya çalışanların oyunlarını boşa çıkarmak için bugün bir aradayız.
Bu duygu ve düşüncelerimizi Sayın Başbakanımızla paylaşmak için Türkiye’nin her yerinden bugün Ankara’ya geldik.
Bizler, kamu güvenliğinin hukukun içinde kalarak sağlanması amacıyla gerekli bütün önlemlerin alınmasını destekliyoruz.
Bu süreçte herkesin daha soğukkanlı ve sağduyulu olması gerektiğine inanıyoruz ve bu çerçevede, üzerimize düşen sorumlulukları istişare etmek için bugün buradayız.
Bizler Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi Türkiye Kanadı olarak, yurt çapında örgütlü tüm teşkilatımızla birlikte, ülkemizin her türlü sorununda elimizi taşın altına koyduk.
İnsanımız, geleceğimiz, kalkınma hedeflerimiz ve refahımız için özgürlüklerin korunması, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve kamu düzeninin tesisi konusunda üzerimize düşen sorumlulukları gerçekleştirmeye her zaman olduğu gibi hazırız.
Bu çerçevede harekete geçiyor, ortak hassasiyetlerimizi paylaşan herkesi ve her kesimi Teröre Karşı Sivil Girişim’e davet ediyoruz.'
BAŞBAKAN: SİLAHLI GRUPLAR ÜLKEYİ TERK EDENE DEK OPERASYONLAR SÜRECEK
Hisarcıklıoğlu’nun ardından konuşan Ahmet Davutoğlu ise, “Silahlı gruplar Türkiye'yi terk edene kadar ve DAEŞ terörü Türkiye'ye tehdit olmaktan çıkana kadar operasyonlar sürecek. Kimse ham hayal görmesin' dedi.
Davutoğlu yaptığı konuşmada, "Bizler, Ankara'da Türkiye'nin geleceğinin ağır sorumluluğunu üzerinde taşımış devlet adamları olarak böyle bir saldırı karşısında tereddüt etseydik, böyle bir saldırı karşısında 'bekle gör' diyerek zamana oynasaydık, böyle bir saldırı karşısında 'şimdi hükümet kurmakla görevliyiz, geçici hükümetiz' diyerek konuyu erteleseydik, emin olunuz bugünlerde Türkiye tam bir kaosa sürüklenmiş, sizlerin helal rızk için yürüttüğünüz ekonomik faaliyetlerin tümü ile ilgili olarak bir karamsarlık, ümitsizlik hali doğmuştu" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, “Türkiye'de her şey meşruiyet çizgisi içinde ve milli iradenin bize söylediği yolda ilerlerken, birden demokrasimize, güvenliğimize ve Türkiye'nin geleceğine darbe vurmak isteyen şer odaklarının eş zamanlı olarak harekete geçtiğini gördük. Bu hepimize yapılan bir suikasttir, bu saldırılar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bütün 78 milyona yapılan saldırılarıdır. Bundan sonra da sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasfiyesiyle sonuçlanacaktır. Ta ki kimse bir daha sınırlarımıza bu şekilde hangi maske altında olursa olsun, DAEŞ veya başka terör örgütü veya başka rejimler böyle bir şeye cesaret edemesinler' dedi.