TÜRK MEMURUNUN GÜR SESİ TÜRKİYE KAMU-SEN 32 YAŞINDA

TÜRK MEMURUNUN GÜR SESİ TÜRKİYE KAMU-SEN 32 YAŞINDA

Konfederasyonumuzun kuruluşunun 32. yılını düzenlediğimiz etkinlikle coşkuyla kutladık.


Başkent Ankara’da gerçekleştirilen kuruluş yıl dönümü etkinliğimize Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın,  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik,  AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Belgin Uygur, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş, TİSK adına Metin Demir, TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz,  sendikalarımızın genel başkanları, genel merkez yöneticilerimiz, sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve temsilcileri, bürokratlar, Şube başkanlarımız ve teşkilat  yöneticilerimiz katıldı.

ÖNDER KAHVECİ: TÜRKİYE KAMU-SEN SENDİKACILIĞIN PARLAYAN YILDIZIDIR

Toplantımızın açılış konuşmasını gerçekleştiren Genel Başkanımız Önder Kahveci, Türk yüzyılına uygun bir kamu personel rejimi için düğmeye bastıklarını ifade etti.

Konfederasyonumuzun gerçekleştirdiği çalışmalarla yeni bir kamu personel rejimi için son aşamaya geldiklerini ifade eden Genel Başkanımız Önder Kahveci konuşmasında Türk Yüz yılında yeni kamu personel rejimi anlayışımızın ilkelerini, amaçlarını ve hedeflerini ortaya koydu.

Genel Başkan Önder Kahveci;

“Konfederasyonumuzun 32. Kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlemiş olduğumuz programımıza hoş geldiniz, şeref verdiniz. Hepinizi şahsım ve Türkiye Kamu-Sen adına saygıyla selamlıyorum.

Bizim mücadelemiz 1980’li yılların ortasında, memurların ilk sendika taleplerinin yükselmesi ile fikrî bir kıvılcım olarak başladı.1989’da TÜRKAV’ın kurulmasıyla ete kemiğe büründü.     1992 yılının 24 Haziran’ında tüm meşakkatleri göze alan birkaç yiğit dava adamının insanüstü gayretleriyle, “İlkemiz önce ülkemiz” düsturuyla, kutlu bir yolculuk başladı. 

Türkiye Kamu-Sen; Türk milletinin ebediyen hür ve bağımsız yaşamasını esas alan, Türk Devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesini şiar edinen anlayışla şekillendi.  

Çalışanların hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesini merkeze alan, sendikal hareketi temel hedefinden saptıracak hiçbir suiistimale taviz vermeyen bir sendika anlayışı ile yükseldi.  Çıktığımız bu yolculuğun 32. yılında, bir ülküye inanmanın ve davaya adanmanın abidesi, vatan ve millet sevgisinin yıkılmaz kalesi, Türk memurunun güçlü ve gür sesi olarak Türk sendika hareketinde mümtaz bir yer edinmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum. Türkiye Kamu-Sen’in ruh bulduğu davanın neferleri olarak kuruluş felsefesine sımsıkı bağlı bir şekilde, değerlerimizin eşsiz membaından beslenerek sendikal faaliyetlerimizi kararlılıkla yürütüyoruz.  

Bu yolculukta kuruluşundan bugüne kadar, başta Kurucu Genel Başkanımız Ali Işıklar olmak üzere, Türkiye Kamu-Sen camiası içinde yer almış, yönetim kademesinde görev yapmış, üye olmuş, destek vermiş herkese teşekkür ediyor; ailemize kattıkları değerden dolayı minnetlerimi ifade ediyorum. Hayatta olmayan tüm dava arkadaşlarıma da Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Türlü kaygılarla zülf-ü yâre dokunmaktan imtina edenlerin baş tacı yapıldığı, dün söylediğini bugün inkâr etmenin olağan sayıldığı, menfaate göre renk ve saf değiştirmenin zamanın ruhu olarak adlandırıldığı bir sendikal ortamda Türkiye Kamu-Sen, 32 yıldır ortaya koyduğu erdemleri ve ilkeleri ile tam bir delikanlı duruş sergilemektedir. 

Konfederasyonumuzun, değerleri menfaatlerden önde tutan bu tavrı, memurlarımızın sendikamıza gösterdiği teveccühle taçlanmakta, sendikalarımız her geçen yıl artan bir ivmeyle büyümeye ve güçlenmeye devam etmektedir.  Türkiye Kamu-Sen, Türk milletinin değerleriyle asla ters düşmeyen duruşu, kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerinin korunması noktasındaki kararlılığı, söylem ve eylemlerindeki tutarlılığı sendikacılığın parlayan yıldızıdır.   Üstün gayretleriyle yalnızca sendikal alanda değil hayatının her anında Türkiye Kamu-Sen ruhunu yaşatarak yurdumuzun her köşesinde bayrağımızı şerefle dalgalandıran bütün teşkilat mensuplarımıza ve üyelerimize de bu vesileyle teşekkür ediyorum.    

Türkiye Kamu-Sen 32 yıldır, durmaksızın çalışıyor. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak, milletimizin yüreğinde kurduğumuz gönül köprüsüyle milletimiz ve çalışanlarımız arasındaki birlikteliğimizi pekiştiriyor, dostluğumuzu, kardeşliğimizi ebedî kılıyoruz. 

Herkes bilir ki; Türkiye Kamu-Sen, memur ve emeklilerimizin hak ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi için kıyasıya mücadele verir. Kurumlarımızın daha verimli olması, kaynaklarımızın etkin bir şekilde kullanılması için çalışır. Türkiye Kamu-Sen, vatanımızı savunurken can veren, kan döken şehit ve gazilerimizin emanetlerine sahip çıkar.   32 yıldır, çalışma hayatında her türlü ayrımcılığın yok edilmesi ve hakkaniyetli bir yapının kurulması için mücadele eden tek sivil toplum kuruluşuyuz. Kamu görevlilerinin haklarının geriletilmesinin önüne geçmek için mücadele eden tek sendika biziz. 

Başka sendikalara üye de olsa bütün memurlar bizden çözüm bekliyor, can-ı gönülden bizi destekliyor. Her zaman söylüyoruz, memur, devletin ete kemiğe bürünmüş halidir.  Memur olmazsa devlet; devlet olmazsa memur olmaz. Bu nedenle Devletimize, milletimize bağlı, vatanımıza aşığız. Bugün üzerinde huzur ve güven içinde yaşadığımız bu topraklar, en ağır bedeller ödenerek elde edilmiş, dünyanın en kıymetli vatanıdır. Bugün de bir ateş çemberinin içinde topraklarımızı ve etki alanımızdaki masumları korumak üzere çetin bir mücadelenin içindeyiz. Bu nedenle sayısız şehit vererek elde ettiğimiz istiklâl ve bağımsızlığımızı korumak, milletimizin bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaması için her türlü tedbiri almak ve uyanık olmak zorundayız. 

Sahip olduğumuz değerlerimizi, istiklâlimizi, cumhuriyetimizi, devletimizi, vatanımızı korumak zorundayız. İşte bu yüzden Türkiye Kamu-Sen, “Önce vatan” diyenlerin sendikasıdır. Güvenlik güçlerimizin maddi, manevi sonuna kadar arkasındayız. Ne mutlu ki, kanla, irfanla kurduğumuz Cumhuriyetimiz, yüz yaşına ulaştı. Devletimizin ikinci asrında bilimde, teknolojide, sanayide, ilimde, sosyal ve ekonomik alanda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmayı temel alan Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimiz var. Bu hedef, devletini aziz bilen, milletini canından çok seven, şanlı tarihiyle gurur duyan, Atalarının izinden giden vatan sevdalılarını daha büyük ve güzel işler yapmak üzere teşvik ediyor. Türk ve Türkiye Yüzyılı misyonu hepimize tarihi sorumluluklar yüklüyor. 

Bu misyon elbette 85 milyon vatandaşımızın üstün gayretlerine bağlı olarak şekillenecek ancak devletimiz ve özelinde kamu çalışanlarımız, bu hedefe ulaşmada asıl lokomotif gücü oluşturacaktır. Bu hedefe yürürken aksayanı düzeltmek, eskiyeni yenilemek, kötüyü değiştirmek zorunludur. 

Türk Kamu Personel Sisteminin temelini oluşturan 657 sayılı Kanun, 1965 yılında kabul edilmiş, mali hükümleri ise 1970 yılında yürürlüğe girmiştir. 60 yıla yakın süredir uygulanan bu sistem de değişen şartlara uyarlanmak zorundadır.  İstihdam biçimi çeşitlenmiş, 32 farklı mevzuata tabi çalışan grubu oluşmuştur. Aynı işi yapan, aynı nitelikteki çalışanların özlük hakları, maaşları, yetki ve sorumlulukları farklıdır. Kamuda ücret sistemi, çok çeşitli ödeme kalemleri nedeniyle karmaşık bir hal almış, kamu görevlileri mali haklarını dahi bilemez hale gelmişlerdir. Atama, sicil, yer değiştirme, terfi, izin hakkı, disiplin gibi birçok konuda ciddi sorunlar baş göstermiştir. Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağ kopmuş, memur emekli maaşı reel olarak azalmış, 2008 öncesi ve sonrası göreve başlayanların sosyal güvenlik hakları farklılaştırılmıştır. Çeşitliliği artan kamu hizmetleri nedeniyle hizmet sınıfları, personelin nitelik ve görevlerini yansıtmaz hale gelmiştir. 

Ortaya çıkan sorunların bir kısmının uygulamadan kaynaklı aksaklıklar olduğunu göz ardı etmeksizin, bu sistemin düzenlenmesi ve içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın şartlarına uygun hale getirilmesi bir gereklilik haline gelmiştir. Yeni bir çağa adım atarken eskinin aksayan ve köhnemiş mantığıyla değil yeni, geleceğe uygun ve etkili bir sistem ile büyük ülke idealine ulaşabileceğimize inanıyoruz.  Ülkemizi geleceğe taşıyacak, yapay zekâ, otonom sistemler, nesnelerin interneti gibi unsurlarla iç içe çalışmaya uygun bir yapı, zaman kaybetmeksizin oluşturulmalıdır. Biz, Türk Yüzyılına uygun bir kamu yönetimini oluşturacak, nitelikli bir kamu istihdamı ve Türk Yüzyılını omuzlarında yükseltecek, geleceğinden umut var olan bir kamu çalışanı için, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı hedeflerine uygun bir zihniyet değişimi istiyoruz.   Türkiye Kamu-Sen olarak üstlendiğimiz çalışan, üreten ve yol gösteren sendikacılık misyonumuza uygun bir şekilde yine bir ilki gerçekleştirdik.   

Türk Yüzyılında yeni Kamu Personel Rejimi için elimizi taşın altına koyduk, bütün imkân ve birikimimizle geleceğimizi şekillendirecek bir personel rejiminin kapılarını araladık.  Uzun bir süreden beri akademisyenlerimizle, uzmanlarımızla, değerli bürokratlarımızla yoğun çalışmalar yürüterek yeni personel sisteminin temel dinamiklerini ortaya koyduk. Yaptığımız çalışmayı temel ilkeler, amaçlar ve yapılması gerekenler şeklinde çerçevelendirdik. 

Buna göre, Cumhuriyetimizin ikinci asrına yaraşır bir kamu istihdamı için;

1. Liyakat,

2. Devlete sadakat,

3. Statü hukuku,

4. Görevde ve emeklilikte refah, temel ve vaz geçilmez ilkelerimizdir.     

Liyakat ilkesi ile; 

Atamalarda, görevde yükselmede ve unvan değişikliğinde adalet ve hakkaniyet; görev süresince, görevin gerektirdiği niteliklere uygun personel seçiminin objektif bir biçimde gerçekleştirilmesi, mülakat uygulamasının kaldırılması, araya sistem dışından hiçbir aracı, tanıdık, etki grubu gibi unsurlar girmeksizin hak edenin hak ettiği göreve getirilmesi;  

Devlete sadakat ilkesi ile;   

Üstlendiği görevler itibarı ile devletin gücünü kullanan kamu çalışanlarının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, anayasa, yasalar ve Türk milletinden başka hiçbir gruba, güce ve mahfillere bağlı olmayacağı bir sistemin kurulması; kamu görevlilerinin memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozacak, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehlikeye düşürecek faaliyette bulunamayacakları, aksine hareket edenlerin derhal kamu görevinden uzaklaştırılacak şekilde tedbirler içeren bir yapının oluşturulması;   

Statü hukuku ilkesi ile; 

Kamuda var olan çok başlı yapının sonlandırılması, devletin asli ve sürekli görevlerini yürüten kamu çalışanlarının devlet memuru olarak statü hukukuna bağlı, kadrolu bir biçimde çalıştırılmasının esas alınması, farklı mevzuata tabi çalışanların tek bir kanun altında toplanarak yeknesaklığın sağlanması;    

Görevde ve emeklilikte refah ilkesi ile;

Memur maaşını oluşturan unsuların sadeleştirilmesi, kamu görevlilerinin görev, yetki, sorumluluk ve niteliklerine uygun bir biçimde kendisinin ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek seviyede bir ücret alabilmesi, emeklilik sisteminin yeniden düzenlenmesi, görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağın yeniden kurulması ve emeklilerimizin de yoksulluk seviyesinin üzerinde bir maaşa kavuşturularak hem çalışma hayatında hem de emeklilikte refahı esas alan bir kamu ücret sistemi amaçlanmalıdır.   

Şüphe yok ki, bu ilkelerin hayat bulması yapılacak pek çok düzenlemeyi de beraberinde getirecektir. 

Hazırladığımız raporumuzda saydığım ilkelere paralel olarak bir yapı oluşturulması öngörülmüştür. 

Bu çerçevede hazırladığımız çalışmada, daha etkili ve kaliteli bir kamu hizmeti sunumu için;

Liyakat ve ehliyet esaslı, güvenceye dayalı bir kamu personel istihdamı,  

Adil, sade ve kamu çalışanlarının insanca yaşamasına yetecek bir ücret sistemi,

Etkili, kamu çalışanlarının özel durumlarına uygun, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır bir sosyal yardım sistemi,

Çalışma hayatıyla dengeli, geleceği güvence altına alan bir sosyal güvenlik sistemi,

Farklı statü ve unvanlardaki personelin durumlarına özel düzenlemeler içeren ve dezavantajlı grupları koruyan bir sistem kurgulamıştır. 

Türk ve Türkiye Yüzyılında Yeni Kamu Personel Rejiminin saydığım temel amaçlara ulaşmak için ise yapılması gerekenler, başlıklar halinde şu şekildedir: 

Kamu görevlilerine ilişkin olarak yeniden Devlet Personel Başkanlığı benzeri ancak daha kapsamlı bir kurum kurulmalıdır.

Bütün sözleşmeli personel kadroya geçirilmeli, devletin asli ve sürekli görevleri kadrolu memurlar eliyle gördürülmelidir.

Personel ihtiyacı duyulan yerlerdeki personel ihtiyacının giderilmesi ve ülke genelinde dengeli bir personel dağılımı sağlanabilmesi için bu bölgelere teşvik getirilmeli, atamalarda ve yer değiştirmede aile birliğinin korunması esas alınmalıdır.

Atamalarda liyakat ve ehliyet esas alınmalı, mülakat uygulamasına son verilmelidir.

İstisnai memurluğun kapsamı daraltılmalı ve sınırlandırılmalıdır. 

Kurum içinden de kariyer mesleklere atanabilmenin önü açılmalı, kurum çalışanlarına kariyer mesleklere atanabilmek için özel sınav açılarak söz konusu mesleklere atanma şartları kurum çalışanları için kolaylaştırılmalıdır.

Görevde yükselme ve unvan değişikliği adalet ve hakkaniyet ilkelerine göre düzenli aralıklarla ve yazılı sınava dayalı olarak gerçekleştirilmelidir.

Günün gereklerine uygun bir harcırah kanunu hazırlanmalıdır.

Kadrosuzluk nedeniyle derece yükselmesi yapamayan memurlara yükselebilecekleri en üst kadro derecesi verilmelidir. 

Memurun grev ve siyaset yasağı kaldırılmalıdır.

Memurların disiplin cezalarına bir defaya mahsus af getirilmelidir.

Hizmet sınıflarında yer alan kadrolar gözden geçirilmeli, yeni hizmet sınıfları ihdas edilmeli, yardımcı hizmetler sınıfındaki personel genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.

Kamu çalışanlarının izinleri doğum ve analık izni başta olmak üzere yeniden düzenlenmelidir.

Deprem ve doğal afet bölgelerinde görev yapan personelin durumlarına özel ayrıcalıklar getirilmelidir.

Memur maaşları sadeleştirilmeli, adil ve hakkaniyetli bir ücret sistemi oluşturulmalı, 666 sayılı KHK gözden geçirilmelidir.

Memur ve emeklilerimiz için refah payı uygulaması bir kurala bağlanarak kalıcı hale getirilmelidir. 

Birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek gösterge oranları 3600 olarak belirlenmelidir.

Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesi yeniden ödenmelidir.

Tazminat, ek ödeme, ilave ek ödeme, ek ders, nöbet ücreti, döner sermaye, fazla çalışma ücreti gibi ödemeler sadeleştirilmeli, adil ve hakkaniyetli biçimde yeniden düzenlenmelidir.

Tüm memurlara bayram ikramiyesi verilmelidir.

Kamu görevlileri üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir.

Bütün sosyal yardımlar yeniden düzenlenmeli ve yeni sosyal ödemelerle sosyal devlet ilkesi gerçek anlamda hayat bulmalıdır.

Kamu görevlilerinin sosyal güvenlik haklarındaki farklı uygulamalar kaldırılmalı, sistemde norm ve standart birliği sağlanmalıdır.

Kıdem aylığını 25 yılla sınırlayan hüküm kaldırılmalı, kıdem aylık tutarı artırılmalıdır. 

Özel hizmet tazminatı yansıtma oranları yükseltilmelidir. 

Memurlara yapılan bütün ödemeler emekli maaşı hesaplamasına esas alınmalı, emeklilere de sosyal yardım ödemesi yapılmalı, özel hizmet tazminatının emekli aylığına yansıtma oranlarının yükseltilmeli, emekli maaşlarının çalışırken alınan maaşla dengeli hale getirilmesi ve yükseltilmesi sağlanmalıdır.

İlave ek ödeme emekli maaşlarına yansıyacak şekilde düzenlenmelidir.

Vatani görevini yapmak üzere askere giden ve ücretsiz doğum iznine ayrılan personele destek ödemesi yapılmalı, SGK primleri devletçe karşılanmalıdır.

Mühendis, avukat gibi meslek mensupları, askeri işyerleri ve emniyet teşkilatı gibi birimlerde çalışanlar, şehit ve gazi yakınları, kadınlar, engelliler gibi dezavantajlı gruplar, özelleştirme mağdurları gibi özel durumlara haiz kamu çalışanlarının durumlarını iyileştirecek düzenlemeler yapılmalıdır.   

Temel ilkeler, hedefler ve yapılması gerekenler şeklinde kısaca özetlediğim yeni kamu personel rejimine ilişkin çalışmamız burada belirttiğim unsurların ötesinde son derece kapsamlı, gerekçeli ve kapsayıcı bir biçimde hazırlanmaktadır. İnşallah çok kısa bir süre sonra çalışmayı bütünüyle kamuoyu ile paylaşacağız.  Ancak her şeyin ötesinde çalışanların kazanılmış haklarının; özellikle bir çalışanın sahip olabileceği en büyük ve önemli kazanımı olan iş güvencesinin korunması için alabileceği en etkili tedbir, hiç şüphesiz örgütlenme ve örgütlü mücadeledir. Bu noktada kamu çalışanlarının haklarını korumak için bağımsız, kararlı ve cesur mücadeleyi ortaya koyan sendikal yapılara destek verilmelidir.  

2012 yılından beri yaşadığımız tecrübelerimiz, bu sistemin sendika üyesi memurları pazarlık masasına taşımakta etkisiz, maaşların alım gücünü korumakta kifayetsiz, reel geliri artırmakta çaresiz kaldığını ortaya koymaktadır. 

Bu nedenle 4688 sayılı Kanunun değiştirilerek, toplu pazarlık masasında yer alan tüm sendika ve konfederasyonların söz, imza ve itiraz yetkisinin bulunduğu, kamu görevlilerinin geneline yönelik toplu pazarlıklar ile hizmet kollarına ait pazarlıkların farklı zaman ve zeminde gerçekleştirildiği, katılımcı ve sonuç alıcı bir sendikal yapı da mutlaka oluşturulmalıdır.  Bu konuya ilişkin olarak da benzer bir çalışmayı en kısa sürede gerçekleştireceğiz. 

Türkiye Kamu-Sen olarak genel hatları ile ilke ve kırmızıçizgilerimizi ifade ettiğim kamu personel rejiminin devletimizi ve kamu hizmetlerini geleceğe uyarlayacak önemli bir unsur olduğuna inanıyoruz. 

Türkiye Kamu-Sen olarak tüm sorunlarının çözüldüğü, refah içinde yaşayan, mutlu bir kamu çalışanı; yol gösteren, çığır açan, çağdaş ve demokratik bir ülke vizyonumuzu gerçekleştirme konusunda kararlıyız ve mutlaka kazanacağız. Bu ülkenin daha adil, daha yaşanabilir bir yer olması için hepimizin işini en iyi şekilde yapması gerekiyor.   

Türkiye Kamu-Sen sendikacılıkta bir marka olarak görevini yerine getiriyor.   Türkiye Kamu-Sen, çalışıyor. Büyük ve güçlü devlet, mutlu ve müreffeh millet, hak eden ve hak ettiğini alan kamu çalışanı ülküsünde 32 yıldır yürüttüğümüz mücadelemizi layıkıyla sürdüreceğiz.  Bu mücadeleyi verirken milli ve manevi değerlerimizden asla vazgeçmeyecek, ayrımcılara, bölücülere, gizli açık terör destekçilerine asla prim tanımayacağız. Küçük menfaatler uğruna büyük ülkümüzden, ana gayemizden asla vaz geçmeyeceğiz.  

Ecdadımızın en büyük eseri Devletimize her daim sahip çıkacak, vatanımızda huzur ve güven içinde yaşamamızı sağlayan gazi ve şehitlerimizi asla unutmayacak, emanetlerine daima sahip çıkacağız. Atatürk, “Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” diyor.  Öyle ise, her zamankinden daha fazla çalışmak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, mücadelemizin kalesi Türkiye Kamu-Sen’i geleceğe en başarılı şekilde taşımak bizler için milli bir görevdir. Hiçbir engelden yılmadan, bıkmadan, usanmadan çalışarak yarınlara emin adımlarla yürümek en büyük vazifemizdir.

Türkiye Kamu-Sen, her memurun gönlünde 32 yıldır dillenen bir türküdür. Türkiye Kamu-Sen, Türk milli değerleriyle beslenen, yüzü Türk milletine dönük, bütün Türk coğrafyasına uzanan bir ülküdür.   

Türk milleti bizim nefesimizdir. 

Türkiye Cumhuriyeti varlık sebebimizdir. 

Türk memuru, mücadele gücümüzdür. 

Bu bakımdan bizlere bu güzel vatanı ve devletimizi armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, gelmiş geçmiş tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet borçluyuz. Onlar bu vatan için gözlerini bile kırpmadan şehadete koşan kahramanlardı. Allah hepsinden razı olsun.   Konfederasyonumuzun 32. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bu mümtaz günde, Türkiye Kamu-Sen’li olmanın gururunu bizlere yaşatan bütün emektarlarımıza ve her türlü zorluğa rağmen ilkeli sendikacılığı tercih ederek bize güç veren bütün üyelerimize ve gelmiş geçmiş tüm teşkilat mensuplarımıza bir kere daha teşekkürlerimi sunuyorum.

3. Dünya Savaşı’nın dillendirildiği şu günlerde insanlığın üzerindeki karabulutların dağılmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. 

Doğu Türkistan’da, Gazze’de masumlara zulmeden bebek katillerine lanet olsun. 

Allah Türk milletine, Türk devletine ve İslam âlemine düşmanlık besleyen, İslam’a ve Müslümanlara zarar veren herkesi kahhar sıfatıyla perişan etsin. 

Sözlerime burada son verirken Konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın kuruluşunun 32. yıldönümünü bir kere daha kutluyor, etkinliğimizi şereflendiren tüm misafirlerimize teşekkürlerimi sunuyorum. 

Yaşasın Türk milleti; var olsun Türkiye Kamu-Sen!

BELGİN UYGUR: 32. YILINIZI KUTLUYORUM

AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Belgin Uygur ise yaptığı konuşmada; “32. Kuruluş yıldönümünüz hayırlı ve uğurlu olsun. İlkeli sendikacılığınızı kutluyorum. Milletimizin, memurumuzun her bir ferdinin hakkı ve hukuku için yaptığınız çalışmaları yürekten tebrik ediyorum.

Biz her alanda istişarenin gerekliliğine inanıyoruz. Bu noktada memurlarımızın, emeklerimizin ve toplumun her kesimi rahat ve huzur içinde olması için üzerimize düşeni diyalog içerisinde yapmanın gerekli olduğuna inanıyoruz.

Milletimiz ve  insanımız için iyi şeyler üretmeye gayret edeceğiz. Burada olmaktan memnuniyet duyduğumu ifade ediyor, hepinize teşekkür ediyorum” dedi. 

YAŞAR YILDIRIM: TÜRKİYE KAMU-SEN HER ZAMAN DEVLETİNDEN MİLLETİNDEN YANA OLMUŞTUR

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım ise, “Devleti ile milleti ile ebediyen Türkiye Kamu-Sen diyen konfederasyonumuzun 32. yıldönümünü kutluyorum.

Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalar zaman zaman attığı adımlarla her zaman devletinin ve milletinin yanında olduğunu defalarca göstermiştir. Bunun için hepinize teşekkür ediyorum.

Her zaman üyesinin hakkını arayan ve her zaman devletinin yanında duran bir konfederasyondur Türkiye Kamu-Sen.

Ülkemizde güzel gelişmeler oluyor. Toplumun her kesiminde olduğu gibi kamu görevlilerimiz de ellerinden gelen çabanın en iyisini ortaya koyuyorlar. Bakın geçtiğimiz aylarda savaş uçağımız KAAN havalandı ve en güzel şekliyle yere indi. F-35’lerin düştüğü yerde bu büyük bir başarıdır. Bu bizim için büyük bir gururdur. Savunma sanayimizde çok önemli ve güzel noktalara eriştik. Yaşanan bu gelişmelerle gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz.

Enerjide dışa bağımlılığımız her geçen gün daha da azalacak ve önümüzdeki beş yılda Türkiye enerji konusunda çok daha farklı noktalara gelecek. İşte o zaman emin olun Türkiye’yi hiç bir güç durduramayacak.

Bizler her zaman Türkiye Kamu-Sen’in ve  üyesinin yanındayız Türkiye Kamu-Sen Türkiye’nin en etkili konfederasyonudur, bizim gözbebeğimizdir. Tekrar 32. kuruluş yıl dönümünüzü kutluyorum.” dedi. 

AHMET AYDIN: TÜRKİYE KAMU-SEN’İN MİLLETİMİZ İÇİN NELER İFADE ETTİĞİNİ BİLİYORUZ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın ise, “32. kuruluş yıldönümümüz münasebetiyle burada bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Yeni yaşınızı kutluyorum.

Türkiye Kamu-Sen’in memurlarımız için, milletimiz için neler ifade ettiğini gayet iyi biliyoruz. Bu teşkilata gönül veren, omuz veren herkese selam ve saygılarımı sunuyorum. Çalışma şartlarının korunması ve iyileştirilmesi noktasında Türkiye Kamu-Sen’in 32 yıldır verdiği mücadele ortadadır.


Devleti, milleti ve çalışanları için ortaya koyduğu vizyon Türkiye Kamu-Sen’in kimliğini de ortaya koymaktadır. Sizlerle her zaman istişare ve diyalog halinde olarak kamu görevlilerinin sorunlarının çözüm noktasında üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ve inanıyoruz ki yeni yüzyıl bizim yüzyılımız olacaktır” dedi. 


BİZİ SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİN