Bilindiği gibi Türk Milleti 7 Haziran 2015 tarihinde önemli bir demokrasi faaliyetini gerçekleştirmek için sandık başına gidecektir.
Şüphesiz ki yaşanan her genel seçim demokrasimiz için, milletimizin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel hayatı için daima önemli olmuştur.
7 Haziran Genel Seçimini daha da önemli kılan, içinde bulunduğumuz siyasi sosyal şartların, doğrudan Milli Bekamızı ve siyasal-sosyal rejimimizi tehdit eden ciddi riskleri yüksek seviyede bünyesinde taşıyor olmasıdır.
Bugün Türk milletinin devletiyle vatanıyla hür ve bağımsız olarak yaşamasının önünde ciddi engeller vardır.
Milli ve Üniter devlet yapımız, vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milletimizin birlik ve kardeşliği iç ve dış olumsuz gelişmelerin tehdidi altındadır.
Ülkemizin ve milletimizin doğrudan bekasından sorumlu kurumlar, birimler ve görevliler derin bir gaflet ve delalet içinde, olup bitenler karşısında ya susmuş ya da sindirilmiş durumdadır.
Bölücülük ve ihanet en üst seviyede kabul görmekte, meydan okumakta ve son darbeyi vurmak için fırsat kollamaktadır.
Bugün, insanlarımızın temel milli ve insani hakları pervasızca ayaklar altında çiğnenmekte, devletin temelini oluşturan adalet duygusu sürekli olarak zedelenmekte, hukukun üstünlüğü ilkesi yerle bir edilmektedir.
Bu kaos ortamında ülkemiz hızla bir “tek Adam' diktatörlüğüne doğru yol almaktadır.
Bugün, Türk milleti tarafından benimsenmiş ve özümsenmiş olan hür parlamenter demokratik sistemimiz mevcut anayasamız çiğnenerek fiilen devre dışı bırakılmakta, bunun yerine “ne olduğu belli olmayan' adına “alaturka başkanlık sistemi' denilen ve esas amacı “Tek Adam Diktatörlüğü' olan garabet bir sistemle değiştirilmek istenmektedir.
Bugün, Türk milleti gelir dağılımı adaletsizliğinin dayanılmaz baskı ve basıncı altında ekonomik alanda adeta “diz çöktürülerek, baş eğdirilerek' esaret altına alınmış, siyasi iradesine ipotek konulmuştur.
Bugün, çıkarılan yasalarla özgür basın susturulmuştur. Ciddi seviyede hırsızlık ve yolsuzluk suçlamalarına muhatap olan İktidar sahipleri bir taraftan ele geçirdikleri medya imkânlarını kullanarak, her fırsatta insanlarımız üzerinde algı operasyonları düzenlemekte, diğer taraftan kontrollerindeki devlet imkânlarını kullanarak siyasi rakiplerine üstünlük sağlamaktadırlar.
Ayrıca anayasa ve yasalara göre tarafsız olması gereken Mevcut Cumhurbaşkanı doğrudan seçimi etkileyecek şekilde anayasaya, kanunlara ve devlet geleneklerine aykırı olarak aktif siyasi mücadelenin içine girmiştir.
Bütün bunların doğal sonucu olarak seçim mücadelesinin yapıldığı siyasi sosyal ortam artık adaletsizdir, kirlidir, güvensizdir ve anti demokratiktir.
Bu şartlar altında yapılacak olan Genel Seçim her şeye rağmen milletimiz için tek meşru demokratik kurtuluş yoludur. Bu fırsat ve imkân en iyi şekilde değerlendirilmelidir.
Bizler Türk Dayanışma Konseyi olarak;
1-Bu seçimde, Türk milletinin devletiyle vatanıyla hür ve bağımsız olarak kıyamete kadar yaşatılmasını siyasette var olmanın temel gayesi ve gereği olarak gören, Milli Mücadeleyle Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyetimizin temel felsefesini ve anayasamızın değiştirilmesi bile teklif edilemez başlangıç maddelerini her şart altında korumayı ve kollamayı amaçlayan siyasi anlayışın desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
2-Bu seçimde, hür parlamenter demokratik rejimi güçlendirerek yaşatmayı amaçlayan, kişisel ego tatminini hedefleyen başkanlık sistemini kabul etmeyen, anayasamızdan “Türklük' adını ve kavramını çıkarmaya çalışanlara karşı yüksek seviyeli mücadele etme kararlılığına ve cesaretine sahip olan siyasi anlayışın desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
3-Bu seçimde, bölücülerle müzakere yapılarak gerçekleştirilmeye çalışılan 'sözde çözüm, özde çözülme projesini' yırtıp tarihin çöplüğüne atmayı amaçlayan siyasi anlayışın desteklenmesini gerekli görüyoruz.
4-Bu seçimde Türk vatandaşlarının temel insan haklarını eksiksiz yerine getirmeyi, hukukun üstünlüğü ilkesini devlet ve toplum hayatının her alanında hakim kılmayı, toplumda yok olmaya başlayan adalet ve güven ortamını yeniden tesis etmeyi amaçlayan, vatandaşın verdiği oyun namusunu koruyabilecek bilgi ve cesarete sahip olan siyasi görüşü desteklemeyi gerekli görmekteyiz.
5-Bu seçimde, milletin istek, arzu ve ihtiyaçlarından doğan “milli irade'yi her alanda rehber kabul eden, onu korumayı başaracak bilgi, tecrübe ve cesarete sahip siyasi anlayışı desteklemeyi gerekli görmekteyiz.
6-Bu seçimde, milli gelir dağılımındaki aşırı dengesizliği ve adaletsizliği gidermeyi, üretime dayalı bir kalkınma modeliyle işsizliğe çare olmayı, milli geliri hakça paylaşmayı amaçlayan siyasi anlayışı desteklemeyi gerekli görmekteyiz.
7-Bu seçimde, hırsızlardan ve yolsuzluk yapanlardan hukuk zemininde hesap sormayı amaçlayan, memurların, işçilerin, emeklilerin, esnafın, serbest çalışanların, köylünün ve çiftçinin haklarını adeta gasp eden, bütün gayretini yandaşlarını zengin etmeye yönelten işbaşındaki iktidara karşı cesur ve kararlı bir siyasi mücadele ortaya koyanları desteklemeyi gerekli görüyoruz.
8-Bu seçimde, işsizliği, yoksulluğu, çaresizliği, ekonomik ve sosyal adaletsizliği kökünden kazımayı hedefleyen siyasi görüşü desteklemeyi gerekli görmekteyiz.
9- Bu seçimde, Türk milletini “Çağlar üzerinden sıçratarak' bir an önce Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna, Bilgi Toplumundan Sevgi Toplumuna yükseltmeyi amaçlayan ve bu doğrultuda gerekli bilgi, inanç ve cesarete sahip olan siyasi görüşü desteklemeyi gerekli görmekteyiz.29.05.2015
Kamuoyuna Saygıyla Duyururuz…
Türk Dayanışma Konseyi