16-30 Kasım 2019 tarihleri arasında “Haklı Dava, Güçlü Sendika” teması ile gerçekleştirilen Türk Sağlık-Sen Teşkilat Buluşması, Eğitim ve İstişare toplantılarında yapılan değerlendirmeler ve alınan görüşler doğrultusunda hazırlanan sonuç bildirgesini sağlık ve sosyal hizmet çalışanları başta olmak üzere tüm kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz.
1-) Her şeyden önce bilinmelidir ki Türk Sağlık-Sen teşkilatının Tük devletine hizmet aşkı, Türk milletine sevdası ve Türk vatanına bağlılığı herşeyin üstündedir. Bu anlamda Milli Mücadelenin 100. Yılını kutladığımız ve Cumhuriyetin 100. Yılına yaklaştığımız bu zaman diliminde Cumhuriyetimizin kurucu ilkeleri ve vatanımızın kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, milli değerlerimize yönelik hiçbir saldırı ve yozlaştırma çabası asla kabul edilemez! Türk sağlık-Sen böyle hezeyanlara kapılıp, hayasızca iftira atıp, alçakça saldırılarda bulunanlara her zaman ve şartta karşı bir duruş sergileyecektir. Şanlı Türk tarihimize ve kahramanlarımıza leke sürülmesine asla müsaade etmeyecektir.
2-) Son dönemlerde Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve bütünlüğüne zarar vererek, kardeş kavgası, milletimizin bölünmesi gibi geri dönüşü olmayan karanlık yollar için kapı açanlara ve sinsi tuzaklar kuranlara şahit oluyoruz. Türk Milleti bu oyunların hepsine karşı sağlam bir kale gibi durmalı birlik ve beraberliğinden asla taviz vermemelidir. Türk Sağlık-Sen milli bir sivili toplum kuruluşu olarak devletimizin bekası, milletimizin bütünlüğü için elinden geleni her zaman yapacaktır. Bu konuda sorumluluk almaktan asla imtina etmeyecektir.
3-) Türkiye’nin geleceği için her daim sözü olacak olan Türk Sağlık-Sen çalışanların sorunlarının çözülmesi ve taleplerinin karşılanması için de mücadelesini hız kesmeden sürdürecektir. Fiyasko ile sonuçlanan bir toplu sözleşme sonrasında kamu çalışanlarının emeğine sahip çıkıp, ekmeğini çoğaltma gayreti ile gerçek sendikacılığın nasıl yapıldığını ve farkını ortaya koyacaktır.
4-) Kamu çalışanlarının temel talebi olan ücretlerin iyileştirilmesi meselesi tekrardan gündeme alınmalıdır. Ek zam talebimiz yerine getirilmelidir. Ayrıca kamu çalışanlarının tüm ödemelerinin emekliliğe esas alınması hususunda düzenleme yapılmalıdır.
5-)Kamu çalışanlarının aldığı zamlar enflasyondan önce vergi dilimleri ile yutulmaktadır. Bunun önüne geçilmesi için kamu çalışanlarının vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmeli ve çok kazanandan çok az kazanandan az alınmasının temel prensip olduğu adaletli bir vergi sistemi hayata geçirilmelidir.
6-) 3600 Ek Gösterge konusunda Türkiye Kamu-Sen tarafından hakkaniyetli ve kapsayıcı ilkeler esas alınarak hazırlanan Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda bekletilen kanun teklifi ivedilikle ele alınarak yasalaşmalıdır.
7-) Kamu görevlilerinin atanmalarında, görevde yükselmelerinde, tayin ve terfilerinde tarafsızlık ve liyakat ilkeleri esas alınmalıdır. Mülakat ile kamu bürokrasisin sulandırılmasına son verilmelidir. Kamu görevlilerinin ayrıştırılmasının, kadrolaşmanın, adam kayırmanın, haksızlığın, hukuksuzluğun son bulması, kamu kurum ve kuruluşlarının idarelerinin tarafsızlığının sağlanması için adil bir sınav ve atama sistemi ile çağdaş bir yönetim anlayışı oluşturulmalıdır. Devletin yönetici kademelerinde liyakati esas alan bir sistem oluşturulmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nda sözleşmeli yöneticilik sonlandırılmalıdır. Kamu yöneticilerinde bir takım odaklara değil bilakis Türk milletine ve Türk devletine sadakat aranmalıdır.
8-) Kamuda iş güvencesini zayıflatan, her türlü baskı ve istismara açık bir yapı arz eden tüm istihdam modellerinin kaldırılarak kadrolu istihdam esas alınmalıdır. Kamu kuruluşlarında memurluk görevi yapan hizmetlilere de yaptıkları işin karşılığı olan memurluk kadrosu sınavsız, şartsız verilmelidir.
9-) Uzun zamandan bu yana talebimiz olan kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi ödenmesi hayata geçirilmelidir.
Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan ve yukarıda dikkat çektiğimiz kamu çalışanlarının taleplerini ve çözüm önerilerini barındıran “MEMUR PAKETİ” siyasi irade tarafından dikkate alınıp değerlendirilmeli, TBMM’de yasalaşmalıdır.
10-) Hizmet kolumuzda planlı bir istihdam modeli hayata geçirilmeli, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında, Üniversite Hastanelerinde ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı sosyal hizmet kurumlarında istihdam arttırılmalı, çalışanların iş yükü hafifletilmelidir.
11-) Sağlık çalışanlarının temel sorunu olan ve sıfırlanarak çalışanlar için hiçbir getirisi olmayan Döner sermaye sistemi yenilenmelidir. Bu yenilenmede çalışanlar sistemin merkezinde olmalı ve döner sermayelerde yaşanan mağduriyetler sona erdirilmelidir. Yapılacak olan düzenleme sosyal tarafları ile birlikte çalışılarak sonuçlandırılmalıdır. Üniversite Hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurum ve kuruluşlarda döner sermaye mağduriyeti sonlandırılmalıdır. Özellikle üniversite hastanelerini mali yapıları düzeltilmeli, finansal sorunları çözülmelidir.
12-) 5 yıla 1 yıl olarak söz verilen ama çalışılmayan günler hesaplandığında 9 yıla bir yıl olarak hayata geçen bir yıpranma payı beklentileri karşılamaktan çok uzak kalmıştır. Bazı idari ve teknik hizmetlerle bazı sağlık meslek mensuplarının kapsam dışında bırakılması, çalışılan sürelerin yok sayılması kabul edilemez. TBMM’de bu meselenin yeniden gündeme alınması, çalışılan sürelerin dâhil edilerek hiçbir sağlık meslek mensubunun dışarıda bırakılmadığı, verilen sözlerin tutulduğu bir yıpranma payı hayata geçirilmelidir.
13-) Sağlıkta şiddete yönelik çözüm önerileri kapsamında hazırladığımız “Sıfır Toleranslı Alan Uygulaması” hayata geçirilmelidir.
14-) Aile hekimliklerinde sorunların çözülerek, görev ve sorumlulukların yeniden değerlendirilmesi gereklidir. 2014 yılından sonra mezun olanlara lisans tamamlama hakkı getirilmeli, üniversite hastanelerinde çalışanlara mazeret tayini ve becayiş hakkının verilmelidir.
15-) Kamuda yıllarca üvey evlat muamelesi gören sosyal hizmet çalışanlarımız, müstakil bir bakanlık sahibi olmuşlardı ama yeni sistemle birlikte Çalışma Bakanlığına dâhil edildiler. Bu bakanlıkta da ne yazık ki yine sorunların çözülmediği görülmektedir. Devletin şefkat eli olan sosyal hizmet çalışanları hak ettikleri değeri görmeli, mali ve özlük hakları ile ilgili talepleri hayata geçirilmelidir.
16-) Yaptıkları iş çok kritik olmasına rağmen çalışan hakları görmezden gelinen Adli Tıp Kurum çalışanları için de adım atılmalıdır. Mali ve sosyal talepleri karşılanmalıdır.
Yukarıda maddeler halinde sıraladığımız sorunlara çözüm ve taleplerimizin hayata geçmesi için sendikal mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Çalışanların hakları konusunda asla taviz vermeyeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.