Genel Başkanımız Önder Kahveci ve sendikalarımızın Genel Başkanları Muğla Bölge İstişare Toplantısı çerçevesinde teşkilatımızla bir araya geldi.
Koronavirüs tedbirlerine uyularak gerçekleştirilen toplantımıza Muğla, Aydın ve Denizli illerimizden teşkilat yöneticilerimiz katıldı. Bölge İstişare toplantımızda yetki dönemi ve bu yıl yapılacak olan toplu sözleşme ve izlenecek yol haritasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
İL TEMSİLCİSİ ÖZATA: HAK MÜCADELEMİZ YILMADAN DEVAM EDİYOR
Muğla İl Temsilcimiz Mürsel Özata toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Genel Başkanımız ve sendikalarımızın kıymetli Genel Başkanlarını bugün Muğla’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Alanda yaptığımız çalışmalar tüm hızıyla devam ederken kamu çalışanlarının mutluluğu ve huzuru için mücadelemizi devam ettiriyoruz. Türkiye Kam-Sen bayrağını bölgemizde dalgalandırmak ve memurlarımızın yaşadıkları problemleri en aza indirgemek adına gece gündüz onlarlayız. Amacımız bölgemizde ve ülke genelinde yetkiyi almak, masaya Türkiye Kamu-Sen’in mührünü vurmaktır” dedi.
YÜCEL KAZANCIOĞLU: TÜM TEŞKİLATIMIZLA ALANLARDAYIZ
Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu’da yaptığı konuşmada, “Şanlıurfa ve Antalya’dan sonra bugün Muğla’dayız. Bu güzel kentimizde sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Zor ve sıkıntılı günlerden geçerken Türkiye Kamu-Sen teşkilatları alanda mücadele ediyor. Bizi ne Covid ne de sarı sendikalar yıldırabilecektir. Türkiye Kamu-Sen’in hedefi yetkidir ve Allah’ın izniyle bunu da başaracaktır” dedi.
ÖNDER KAHVECİ: SENDİKAL MÜCADELEMİZİ GÜÇLÜ TUTACAĞIZ
Genel Başkanımız Önder Kahveci ise konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Yaklaşan yetki dönemi ve Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme görüşmelerini değerlendiren Genel Başkan Önder Kahveci, “Yetki dönemi ve Ağustos ayında yapılacak olan Toplu sözleşme dönemine girdiğimiz şu dönemde sendikal çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Teşkilatımız alanda çalışmalarını hem Covid-19 hem de sarı sendikaya karşı durmaksızın devam ettiriyor. Artık memurlarımızın ve emeklilerimizin 2 yıl daha kaybetmeye tahammülü kalmadı. Geride kalan 5 dönem toplu sözleşmede atılan imzalar ve yaşattıkları kayıplar hepimizce malum. Son toplu sözleşme de %4+4, 3+3’e “Biz imza atmadık, hakem kurulunun kararı” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız.
Geçtiğimiz hafta Antalya’dan bir çağrı yapmış ve “Hükümet bu sene tahmini enflasyon üzerinden bir zam oranı ile masaya oturmasın. Türkiye Kamu-Sen gerçekleşen enflasyon üzerinden kamu çalışanlarına zam yapılmasını talep etmektedir” demiştim. Şimdi bu çağrıyı bir kez daha Muğla’dan yapıyorum. Ağustos ayında oturacağımız masaya kimse tahmini enflasyon oranı ile gelmesin. Biz gerçekleşen enflasyon üzerinden zam ve refah payı uygulamasının yeniden hayata geçmesini istiyoruz. En öncelikli talebimiz budur” dedi.
“Gelin birlikte hareket edelim, bütün konfederasyonlar ortak bir yol belirleyelim” çağrısında bulunurken, onlar “Masada Kamu-Sen olmasın” dediler. Kimse kusura bakmasın. Türkiye Kamu-Sen o masada birilerinin lütfu ile değil kanunda aldığı yetki ve 420 bin üyesinin gücüyle oturmaktadır. Geride kalan kayıp dönemleri bir kez daha yaşamamak için kamu görevlileri bu yıl bütün hizmet kollarında yetkiyi Türkiye Kamu-Sen’e vermelidir. İşte bu gerçekler ışığında siz değerli teşkilat yöneticilerimizle hem Covid-19 ile hem de sarı sendika ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Kamu görevlilerimizin yaşamış olduğu sorunlara da çözüm üretme noktasında gayret ve çabamızı göstereceğiz. Yani sendikal mücadelemizi güçlü tutacağız. Bizi susturmaya çalışsalar da biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.
Biz;
Hak aramada ilkeli ve cesur sendikacılığın tek adresiyiz. Adalete, hakka, hukuka ve evrensel insan haklarına inanıyor, tüm insanların bu değerleri sahiplenmesi için mücadeleyi önemle vurguluyoruz.
Her alanda olduğu gibi, sendikacılıkta da ahlakı savunuruz. Olaylara yaklaşım tarzımız, taşıdığımıza inandığımız ahlaki değerlerimizle asla çelişmez. Milli ve manevi değerlerimize sımsıkı bağlıyız. Bu değerlerin tartışılmasına asla izin vermeyiz. Bu ülkede ve bu coğrafyada yaşayan, etnik kökeni ne olursa olsun tüm insanlara saygı ve hizmet, değişmez hedefimizdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü esas alan TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK VATAN, TEK BAYRAK VE TEK DİL ülküsünü tavizsiz savunan tek sendikayız.
KAHVECİ: KAYIPLARIMIZ TELAFİ EDİLSİN, BUNUN İÇİN EK ZAM İSTİYORUZ
“5 dönemdir yaşanan kayıplarımız ortada. Memurun ve emeklilerin alım gücü her geçen gün daha da azaldı. Bu kayıpların telafi edilmesi için bugüne kadar defalarca çağrıda bulunduk, basın açıklamaları ve eylemler yaptık. Bugün yine bir kez daha söylüyorum, memurun geçmişe yönelik kayıpları telafi edilsin, en kısa zamanda memura ek zam verilsin. Yapılacak bu iyileştirme aynı zamanda ekonomiye de bir hareket kazandıracak, çarşı, pazar ve esnafın yüzü de gülecektir. Memur ek zam konusunda müjde beklemektedir”
TÜRKİYE KAMU-SEN’İN KPDK GÜNDEMİ BELLİDİR
“Geçtiğimiz günlerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk ile bir araya geldik. Kendisiyle özellikle sözleşmelilere kadro, bütün kamu çalışanlarının merak ve heyecanla beklediği 3600 ek gösterge konusu, Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısı, üyeliklerin e-devlet üzerinden yapılabilmesi gibi çalışma hayatını yakından ilgilendiren birçok konuya ilişkin değerlendirme ve görüşmelerde bulunduk. Önümüzdeki günlerde KPDK toplantısı için bir araya geleceğiz. Bizim bu toplantıda gündemimiz bellidir. Sözleşmeli personele bir an önce kadro verilmesi konusunda masada talebimizi bir kez daha ısrarla vurgulayacağız. Sözleşmelilerin yaşadıkları problemleri biz çok iyi biliyoruz. Bu ucube sistemin açtığı yaralar bir an önce iyileştirilmelidir, aileler artık kavuşturulmalı, çocuklar anne ve babalarıyla olmalıdır.
Yardımcı hizmetlilerin Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Bu konuda artık dilimizde tüy bitti. Bir an önce adım atılmalı ve bu düzenleme gerçekleştirilmelidir.
4688 sayılı kanunda ortaya çıkan aksaklıkların düzeltilmesini istiyoruz. Bu kanundaki eksiklikler en son yaptığımız toplu sözleşme görüşmelerinde bir kere daha ortaya çıktı. Bütün memur ve emeklilerin geleceklerinin tek bir kişinin inisiyatifine bırakılması haksızlıktır. Hakem kuruluna gitme hakkı da yetkili olması nedeniyle bu sendikalara verilince toplu sözleşmelerde kendileri çalıp kendileri oynuyor. Bunun önüne geçilmeli, genel toplu sözleşme ile hizmet kolu toplu sözleşmeleri birbirinden mutlaka ayrılmalı.
Görevde yükselme sınavları ihtiyaç olan kurumları da düzenli olarak yapılması zorunla hale getirilmelidir. Mülakat kaldırılmalı ve liyakate önem veren bir yapı oluşturulmalıdır. Bazıları başarısızlıklarını gizlemek adına farklı gündem maddeleri peşinde koşsalar da biz KPDK’da memuru yakından ilgilendiren ve çözüm bekleyen sorunları masaya taşıyacağız.Hassasiyetlerimizi, talep ve beklentilerimizi yaptığımız görüşmede Sayın Bakan’a ilettik. Bütün kamu çalışanları şunu bilsin ki bizler söylediğimiz her sözün her platformda takipçisiyiz ve takipçisi olmaya da devam edeceğiz”
KAHVECİ: COVİD NEDENİYLE HAYATINI KAYBEDEN SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÖREV ŞEHİDİ SAYILMALIDIR
Koronavirüs ile mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor. Vaka sayıları ne yazık ki istemediğimiz boyutlarda. Burada bireysel olarak elbette herkes üzerine düşeni yapmalı. 1 yıldır sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm kamu görevlileri büyük bir özveri ile mücadele ediyorlar. Özellikle sağlık çalışanlarımız çok yıprandı. Sağlık çalışanlarının fedakarca çalışmasını takdir ediyorlar ama takdir kafi gelmiyor. Mesele sorunları çözebilmek. Covid-19 ile mücadele çok zor bir şey. Hem kendi sağlıklarını hem ailelerinin sağlıklarını koruyacaklar hem de hastaları sağlıklarına kavuşturacaklar. Sağlık çalışanlarını bu cephede güçlü tutmanın yolu bir takım sorunlarının çözülmesidir. Sağlık çalışanlarının ücretle ilgili bir durumu artık gündem olmaktan çıkartılmalıdır. Temel ücretlerin iyileştirilmesi gerekiyor. Ek ödemelerden bütün sağlık çalışanları yararlanamıyor. Döner sermaye meselesinin tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde nitelikli hale getirilmesi gerekiyor.
Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarımızın vazife malulü sayılması hatta görev şehidi kabul edilmesi gerekmektedir. Görevini icra ederken bu hastalığa yakalandı bu arkadaşlarımız, haklarının verilmesi bu kadar zor olmamalıdır. Hala illiyet bağı aranıyor. Covid nedeniyle görevi başında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımız illiyet bağı aranmaksızın vazife malulü sayılmalıdır. Hatta sadece sağlık çalışanları değil tüm kamu çalışanları vazife malulü sayılmalıdır.” dedi.
KAHVECİ: MEMUR PAKETİ SORUNLARI ÇÖZECEK BİR PAKETTİR
“2019 yılında ortaya koyduğumuz bir Memur Paketi söylemimiz var” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bu yıl yapılacak olan Toplu Sözleşme de de ısrarla bu paketi gündeme taşıyacağız” dedi.
Kahveci, “Biz bu memur paketi söylemimizde neler istiyoruz;
Biz bu paketin içinde, tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılmasını istiyoruz. Çalışırken aldıkları maaşları emekliye ayrılınca alamayan ve mağdur olan insanların sorunu çözülsün istiyoruz.
3600 ek gösterge konusunda sayın Cumhurbaşkanının sözü var ve insanlar umutla bekliyor. Sadece dört meslek gurubu değil tüm kamu çalışanlarını kapsayacak bir adım atılmalı ve verilen söz yere düşürülmemeli. Biz bu konuda çalışmamızı yapıp TBMM’ye verdik. Bu çalışma üzerinden gayet hakkaniyetli bir ek gösterge düzenlemesi yapılabilir.
Sözleşmeli personelin durumu ortada. 2011 ve 2013 yılında sözleşmeli personele kadro verildi yine verilebilir. Yöneticinin iki dudağı arasına sıkıştırılan bir kamu görevlisinin verimliliği olmaz. Sözleşmeliler perişan, aile hayatları yok, çocukları bir yerde kendileri bir yerde…Parçalanıyorlar. Bu trajediye dönüşüyor, derhal gerekli adımlar atılmalı.
Kamuda ikramiye almayan tek kesim memurlar kaldı. Yılda iki defa bayram ikramiyesi talebimiz karşılanmalı. Memurun yüzü güldürülmelidir.
Yardımcı hizmetliler konusu çözülmeli. Bu insanların beklentilerine cevap verilmeli. Bu insanlara sorumluk verildiyse kadrosu da verilsin.
Vergi dilimleri konusunda artık ciddi adımlar atılmalı, memurun vergi dilimi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Türkiye’nin vergi rekortmeni memurlardır emin olun. Dengeli ve adaletli bir vergi sistemi olmalı. Maaş cebimize girmeden vergimizi ödüyoruz.
Liyakat ve ehliyet konusu herkesin ağzında ama uygulamada hiçbir şey yok. Mülakata cepheden karşıyız. Mülakat kul hakkı demektir. 90 puan alan insana 10 puan vererek sözlü sınavda eliyorsunuz. Bunu hangi vicdan kabul eder? Yeni bir yönetici atama sistemi getirilmeli hatta yönetici akademisi kurulmalıdır.
Enflasyon rakamları dikkate alındığında memur maaşlarına yapılan artışların her dönem gerçekleşen enflasyonun gerisinde kaldığı görülmektedir. Bu erimenin telafisi için memurlara ek zam verilmelidir.
Bütün bunları kapsayacak bir memur paketi ile bu sorunları rahatlıkla çözebileceğimizi ve rahatlama sağlayabileceğimizi düşünüyorum” dedi.